80 MİLYON KERE ; #BAŞKANLIĞA #HAYIR
16 NİSAN 2017 pazar günü ; TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN oylanacağı günde, Bandırma Paşakent Mahallesi H.Atlı Okulunda, önüme konacak sandıkta, tercihimi kahverengiye basarak, ‘HAYIR’ şeklinde kullanacağım. Çünkü ; fiili durumum HAYIR-Cİ-YIM ve fiili durumumu, HAYIR a basarak, HUKUKİ hale getireceğim.
Öncelikle ; TÜRK ve Türk Milliyetçisiyim ve Başbuğ ATATÜRK ün yolunda, O’nun kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ, vatana ihanet edenlere, emperyalizmle işbirliği yaparak Türklere ihanet edenlere... gaflete düşmüş gafillere, YIK-TIR-MAK istemiyorum ve bütün TÜRKLERİN yapacağı gibi, bütün vatanseverlerin yapacağı gibi, yıkım ve yıkılışa TC nin imhasına, karşı duracağım.
Cumhuriyetimizin ve parlamenter sistemimizin kuruluşundaki ana ilke ; kanımca iğfal edilmek isteniyor. Parlamento dediğimiz, %100 milli iradeyi temsil eden gazi TBMM nin elinden, HÜKÜMET KURMA-OLUŞTURMA yetkisi ve BÜTÇE yapıp harcama yetkisi alınıyor veya bunu TBMM lağv ediliyor olarak ta düşünebilirsiniz. Ve bu yetkiler bir parti başkanına veriliyor ki, kurulmak istenen öncelikle PARTİ DEVLETİDİR ve ben PARTİ DEVLETİNE karşı çıkıyorum. TBMM haricindeki 1 kişinin, tek başına HÜKÜMET ETME YETKİSİNE itiraz ediyorum. ADAM’a değil, adam olana da değil, TEK ADAM’a, faşizme... rıza göstermiyorum. 80 milyon kere HAYIR diyorum...
Hatta ; ATATÜRK te tek adamdı, parti başkanı ve Cumhurbaşkanıydı diyerek, alıgı mühendisliği yapanların yaydığı algıya da, yarattıkları manüplasyonlara da itibar etmiyorum. Çünkü, akıl var... mantık var kardeşim ! TC nin kuruluşunda, başka parti mi vardı ? Çok partili hayat heryerdeydi de, ATATÜRK ona karşı mı çıkmıştı ? 1923 Dünyası ve devletlerine iyi bakınız Allah aşkına, lillah aşkına !
Algı mühendisliğinizin dayanağı yok ! Yalan söylüyorsunuz ! Zira ; Türk Tipi diye sunulan sistem de, Türk Tipi değildir. Bıraktık, 12.000 yıllık bilinen Türk tarihini, Selçuklular Devletimizde de, Osmanlı Devletimizde de, padişahlık vardı ama TEK ADAMLIK yoktu. Vezir-i azamlık (Başbakan), ve vezirler (bakanlar) vardı. 16 Nisan da, seçmen milleti bize dayatılan BAŞBAKANSIZ Yönetim şekli, Dünyanın hangi ülkesinde var ? Yani padişahlar da, Atatürk te, hem yürütmenin, hem yasamanın, hem yargının... en tepesindeki TEK ADAM değildi. Türk tarihinde FAŞİZM, asla rejim olmamıştı. Sunduğunuz sistemin adına geçici olarak, geçiş döneminde CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ demiş olsanız da, sizde biz de biliyoruz ki, getirilen Rejim değişikliği ile BAŞKANLIK SİSTEMİDİR.
SANDIK SANDIK... denilerek, sandığı DENETİM gibi göstererek gidilen yolda, yargılanamayan ve hesap sorulamayacak, bir DİKTATÖR yaratıyoruz arkadaşlar. Halbuki ; TC Devleti, Hukuk Devletidir. Hukuk devletinde de, denetim ve hesap sorma fiili, SANDIK diye izah edilemez. Oy vermemek ; hesap sormak, denetlemek ve yargılamak değildir.
Önerilen sistemin Dünyada bir örneği olmasa da, Suriye’deki Diktatör ESED Aanayasasından çalınmış, bir sistem, bir rejim önermesidir. ‘KATİL ESEDD ESEDDD’ diye bağıranlarımızı hatırlayanların, ileride ‘KATİL TAYİPP TAYYİPPP’ diye bağırmayacaklarını mı sanıyorsunuz ?
Her Diktatörün ve faşistin, bir dini inanışı olabilir ve vardır... merak etmeyin. Kendi diktatör adayımızı yaratırken, dini argümanlara dayanmak, bana göre dindarlık değil, bizzat dine şirk ve hatta küfür ve hatta dinsizliktir. Ana Muhalefet Partimiz (CHP) Liderinin, Darbe Komisyonunun halen Raporunu hazırlamamış olmasına karşın iddia ettiği, KONTROLLÜ DARBE diye nitelendirdiği, 15 Temmuz olayları da, 16 Nisan da rejim değişikliği isteyenlerin, dayanağı olmamalıdır. Buna, izin vermemeliyiz !
Bu anlatımlar calib-i dikkat ! ; 11 Nisan da ATV ‘nda Başkan Adayımızın yaptığı konuşmalardır ki ; "Hani Peygamberimiz mağaradayken örümcek oraya ağ örmüştü. Müşrikler geldiler, baktılar ki örümcek ağı bozulmamış. Burada kimse yok deyip gittiler. Aynı bu olay gibi 15 Temmuz günü de darbeciler bizim uçağımıza gelip bizi bulamamışlar. Onlar çıkmış biz girmişiz."
“15 Temmuz gecesi torunuma kuran öğretiyordum..(Aynı zamanda oruçluydum Namazımı kılmış Zekatımı vermiş ve tam Hacca niyetlenmiştim ki...) eniştem aradı, darbe oluyor dedi.”
ONLAR ÇIKMIŞ (uçaktan) BİZ GİRMİŞİZ ! İyi düşünün bu cümleyi...
Veya, iş bu dini rivayetle yapılan bu benzetmede, yerindelik var mı ? FETÖCÜ dedikleri darbeciler, daha önce AKP li değil miydi veya onlara, “ne istedilerse vermedik mi ?” denilerek, Devletin bütün kapıları sunulmamış mıydı veya onlar, düne kadar alnı secdeye değen, mübarekler değil miydi ? Şimdi, bunların darbeci oldukları kesin de, müşrik olduklarınada mı kanaat getireceğiz ? Hz. Muhammed’e atfedilen mucizeyi, şimdi bu olayda bulup pekiştirecek miyiz ?
Mehmet Uçum @mehmetucum > C.Bşk Başdanışmanı ; “Sessiz değil, Halkımız gümbür gümbür bir Devrim yapıyor, farkındamısınız.Halk kendi Devletini kurmak için adım atıyor, 16 Nisan Kutlu Olsun.” Derken... biz kurulacak PARTİ DEVLETİNİ, TEK ADAM YÖNETİMİNİ, rıza ile mi karşılayacağız ?
NEDEN HAYIR dediğimi herkes görsün, KARAR SİZIN !
1- Başbakanlık ve Meclis Hükümeti kalkmaktadır. 2- Yürütmenin/Yasamanın/Yargının/Ordunun... tek patronu Başkandır. 3- Başkan, partili (muhtemelen AKP li) olacaktır. 4- Hükümetin Bakanları, Başkan tarafından parlamento dışından atanacaktır. 5- Bakanlar Kurulu ve Kararları diye birşey artık olmayacaktır. 6- Hükümet ve bakanlar meclisten güven oyu almayacaktır. Sandık ve seçim güven oyu sayılacaktır. 7- Başkan, sınırsız sayıdaki yardımcılarını kendi atayacak, yardımcılar ilkokul mezunundan da, ailesinden de atanabilecektir. 8- Başkanlık Sarayı, aile sarayı olacaktır. 9- Hükümetin ve Bakanların icraatlarını denetleyecek bir sistem yoktur. 10- HÜKÜMETİ DÜŞÜRMEK diye bir fiil olamayacaktır. (Gensoru yoktur) 11- Başkan, Başkanı yardımcıları ve Bakanlar hakkında, HIRSIZLIKLARI sabit olsa da, soruşturma açılabilmesi için 301 milletvekili önerecek, 360 milletvekilinin onayıyla soruşturma açılabilecek, 400 milletvekilinin oluruyla da ancak, Başkanın atadığı hakimlerin oturduğu yüce divana sevk edilebileceklerdir ki, bunun İMKANSIZ olduğunu görmemek için aptal olmak gerekir. 12- Yetkileri alınmış Mecliste Milletvekili sayısı 600’e çıkarılacaktır.13- Seçilme yaşı, 18’e çocukluk yaşına indirilecektir. 14- Başkan, tek başına meclisi feshedebilecek ve seçim kararı alabilecektir. 15- Bütçe Başkan tarafından hazırlanacak, meclis onay vermezse bir önceki yılın bütçesi enflasyon derecesinde artırılarak uygulanacaktır. Yani Meclisin bu konuda da yetkisi yoktur. 16- Başkan, yürütme ile ilgili konularda, kanun gücünde kararnameleri, tek kişi olarak çıkarabilecektir. Başkan demek, KANUN demektir ! 17- Üst düzey, tüm bürokrasiyi, valiyi-kaymakamı, Büyükelçileri, hakimi, savcıyı yargı mensuplarını O atayacak ve görevden alabilecektir. Mahkemelere ve Adliyeye işi düşenler artık önce AKP İL-iLÇE Başkanlarına gidip, önce orada bayılacaklardır. 18- Milletlerarası anlaşmaları, AB UYUM YASALARI-TİCARET-SAVAŞ gb. tek başına onaylayacaktır. 19- Tek başına alacağı kararla, Türk Silahlı Kuvvetlerini kullanacak, Orduya şuraya girin, şurdan çıkın veya teslim olun silahları bırakın diyebilecektir. 20- Meclisin çıkaracağı kanunları, Cumhurbaşkanı onaylayıp yayınlayacaktır 21- Anayasa değişikliklerine ait kanunları ( TC Devletinin adını ANADOLU FEDERE DEVLETİ yapma gb) halk oyuna sunma görevi de, cumhurbaşkanına aittir. Yani meclisin bu konudaki yetkisi kaldırılmış ve tek kişi iradesine bırakılmıştır. 22- BAŞKAN doğrudan, gerekçesi olmasa bile, tek başına (OHAL) Olağanüstü hal ilân edebilecektir. OHAL döneminde çıkaracağı kanun gücündeki kararnameleri meclis ve yargı denetimine girmeyecektir. 23- Cumhurbaşkanları en çok 5’er yıllık iki dönem görev yapabilir denmesine rağmen. İkinci dönemin dolmasından önce erken seçim kararı (meclisi fesih) alındığı takdirde, görevdeki cumhurbaşkanı 3. Kez aday olabilecektir. Veya daha sonra yapacağı Refendarumların birine ölünce kadar BAŞKAN olmayı, hatta BAŞKANLIĞIN BABADAN OĞULA GEÇMESİNİ de yasallaştıracaktır. 24- 16. Maddede yer alan 123, 124 ve 127. Maddelerdeki değişiklikle, Cumhurbaşkanı bir kararname ile, birkaç ili birleştirip “yerinden yönetim” adı altında özerk bir yönetimi/leri, eyaletleri (Kürdistan, Lazistan gb) ilân edebilecektir...Bu tespitler çoğaltılabilinir çünkü işbu 18 maddelik Anayasa Değişikliği bizzat mevcut Anayasanın 27 maddesini ortadan kaldırıyor ve uyum için 6-7 Bin yeni yasanın ve Başkanın himmetinde Kanun gücünde kararnamenin de çıkarılması gerekiyor ki, bunlar çıkarılırken biliniz ki mevcut devletimiz ve anayasamız o meşhur 4 madde de dahil komple ortadan kaldırılacak olup, bu proje BOP Projesidir ve BOŞ Eşbaşkanlığının, Emperyalistlere verdiği söz yerine getirilmektedir.
Görüldüğü gibi, eğer 16 NİSAN da ‘EVET’ çıkarsa biliniz ki, hepimiz yalvaracağız... Eyyy BAŞKAN, EYALETLERİ KUR...Kur ki, eyaletler kurulmadan zaten BAŞKANLIK sistemini zaten çalıştıramayacaksın.
Başkan ; Ben, KARESİ EYALETİNDE kalacağım, şimdiden ben de onu ilan ediyorum. KARESİ Eyaletinin kimlerin olacağı konusundaki kavgalarımıza hazırlanın ! Karesi bizim !
Almanya Anayasası’nın ‘Devletin Ana ilkeleri ve Direnme Hakkı’ nı düzenleyen 20. maddesinin 4. fıkrasında ’Bu anayasa düzenini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı, başka bir çözümün bulunmaması halinde bütün Almanlar direniş hakkına sahiptir’ diye yazar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ; Türk Milletinin; kendi iradesi ile Devletinin adını koyduğu, değişmez umdelerini belirlediği bir hukuk manzumesidir ki ; belirlenen hukuki usuller dahilinde, yetkili organlar tarafından değiştirilebilinecek olanların dışında, ilk üç maddesi ve onları koruyucu dördüncü maddesine dokunulamadığı gibi, bu değişim teklif dahi edilemez. Bu maddeleri değiştirmeye kalkışmak, hatta bunun hazırlığını yapmak bile, bilinmelidir ki ; TÜRK MİLLETİNE SİLAH KULLANARAK KENDİ ANAYASASINI KORUMA HAKKINI doğurur. Hepimiz, bu doğuma karşı dikkatli olmalıyız !
Ben NOGAYTÜRK, bu hakkın doğmaması ve ülkemizin geri dönülemeyecek bir iç savaş ortamına sürüklenmemesi için, gelecekte çocuklarımı ve torunlarımı düşündüğüm için, adliyeye giderken AKP Başkanlarına uğramamak için, pazar günü tercihimi HAYIR olarak kullanacağım ve HAYIR, hayırlı olacaktır... 13.04.2017 NOGAYTÜRK