Milli gelirinin dörtte birini Bakanlar Kurulu ve Başbakan'ın harcadığı Türkiye'de bu yönetici kişiler hakkında yolsuzluk iddiası ortaya çıkıyor ve kamuoyunu ikna edecek bir işlem yapılamıyorsa yönetimde alınan tüm kararlar yüzde yüz doğru olsa bile başarılı olamaz. Zaten olamıyor da...
Ankara’da darbecilerin merkez olarak kullandıkları Akıncı Üssü’nde 15 Temmuz’da gözaltına alınan ve 3 gün sonra serbest bırakılan Cemaat'in TSK imamı’ olduğu söylenen Adil Öksüz kayıplara karıştı. Emniyet, Jandarma, MİT günlerdir bulamıyor...
Adil Öksüz gözaltına alındığı yerde üzeri aranmamış. Tuvalete gitmek istiyor, müsaade ediliyor. Çıktıktan sonra jandarma astsubayı o yeri kontrol ederken bir adet usb buluyor ve Adil Öksüz'e tuvalette unuttuğunu söyleyerek kendisine tutanakla teslim ediyor. Bu usb'nin içinde ne olduğunu siz tahmin edin. Şimdi yana döne cezalandırılacak bir sorumlu bulmaya çalışılıyor. Adil Öksüz gözaltına alındığında evleri de aranmamış. Dahası Adil Öksüz'ün ismini daha önce cemaatte üst düzey görev almış sonradan ayrılmış üç kişi savcılığa bildirmiş ancak onun ismi kayıtlara işlenmemiş? Onun hakkında istihbarı hiç bir veri bulunmuyor. (oysa herhangi bir vatandaş komşusu hakkında şikayette bulunsa emniyet kayıtına girer)
İstihbarat Daire Başkanlığı'nın görevini suistimal ettiği açık... Peki sorumluları hakkında bir soruşturma başlatıldı mı? Hayır... Şimdi Adil Öksüz aranıyor. İstihbarat onun Sakarya sınırları içinde olduğunu tespit etmiş. Olmuyor, bulunamıyor. Belki de yakalanması istenmiyor?