Bir özür borcum var Türk milleti adına yapamıyorum çünkü artık Türk milletini tanıyamıyorum ve kişisel olarak Atamızdan özür dilemek için bu yazıyı kaleme aldım. Onun bize verdiği öğütleri tutamadığımız için, özür dilemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğinden artık emin olamadığım için özür diliyorum… Emanetine sahip çıkamadığımız için özür diliyorum. Türkiye’miz, “ay” ve “yıldız” ile işaretlediğimiz cennet vatanımız. Her karış toprağını “kan” ile alıp, koruduğumuz vatanımız. Yüzlerce yıllık tarihimizin şanlı neferleri, hepinizden tek tek özür diliyorum. Biliyorum siz Cumhuriyeti kurarken, tek bayrak, tek millet, tek dil, tek vatan diye yola çıktınız. Ama biz sizin kadar olamadık, değerlerimizi koruyamadık. Özür dilerim senden; toprağına, halkına, aydınına sahip çıkamadığım için. Senin resmini duvarlardan adını kitaplardan silenlere dur diyemediğim için özür dilerim. Senin kanına, Çanakkale deki, Conkbayırı’nda ki, Anafartalar da ki ve toprağı göz yaşlarıyla, umutlarıyla, kanlarıyla sulamış her bir şehidin mirasına sahip çıkamadığım için özür dilerim. Senin kurduğun dil kurumuna çıkıp sana hakaret edenlere dur diyemediğim için özür dilerim. Ülkemin, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü sağlayan Türk silahlı kuvvetlerinin şanlı, şerefli subaylarına sahip çıkamadığım için özür dilerim. Senin şerefli, haysiyetli halkını, savaşlarda sırtlarında mermi taşımış anaların, arkasına bakmadan canını feda etmiş babaların oğullarını, torunlarını sefalete sürükleyenlere, onların acizliklerinden faydalanıp kömüre, bulgura, pirince oy alanlara dur diyemedim.
Tarihten bugüne yaşadıklarımızı unuttum, özür dilerim Atam, yokluk içinde, yalın ayak, yırtık elbiselerle, karnı aç yaşayan insanımı unuttum. Özür dilerim ATAM O çok güvendiğin gençlerimizi öyle bir yetiştirildi ki; Okumanın, yazmanın karın doyurmadığını bellettik onlara. Şimdi hepsi televizyon televizyon gezip, emeksiz akılsız ve şaşalı yaşamın yolunu arıyorlar bulurlarsa gelecekleri ile takas edecekler. Gerisi çete kurup yol kesiyor. Haraç alıyor, öğrencinin kalem, ev kadının ekmek ,çalışanın yol parasına göz dikiyor. Sizler Çanakkale, Dumlupınar, Erzincan, Kars, Maraş’ın yiğitleri ile övündünüz bizler Polatlar, Mematiler Yıldolar, Artolar ve de mafya babaları ile gurur duyuyoruz artık .Köylü milleti vardı ya hani toprakla didişen, toprağa can veren ve bu ülkenin rızkını bu ülkenin toprağından çıkaran, hani demiştin ya “milletin efendisi” diye işte o köylüyü biz efendi yaptık! Elin arpası, buğdası, pirinci, pancarı para etsin diye kendi köylümüze ektirmedik, topraktan uzak tuttuk toprağa yabancı ve küskün bir köylü yarattık… Şimdi büyük şehirlerin büyük binalarında büyük beyzade eşleri “memet EFENDİ iki ekmek bir süt” diye bağırıyorlar. Bütün kurumlarını kapattık. Türk Tarih Kurumu gereksiz Türk Dil Kurumu yersiz oldu. Kurtuluş savaşı efsaneymiş! Meğer asıl övünülecek olan asıl kahramanlar kulu tabası olduğumuz padişahlarımızmış Türkçe kısır dil, Arapça, Farsça kullanılmalıymış sokaklarda benim anlamadığım dilimin bile dönmediği bir sürü isim… Sanırım torunum Türkçe kullanan son nesil olacak…Emperyalistlere bu toprakları dar etmiştin ya. İşte o adamlar şimdi çok zengin oldular, artık bizim ülkemizi işgal etmek istemiyorlar öyle kardeşçe yaşıyoruz ki sorma ne deseler hemen yapıyoruz hiç kırmayıp hiç üzmüyoruz onları. Her gün kapılarındayız çok borçlandık çok, sen yıkık bir harabeyi saraya çevirdin biz o sarayı tekrar harabeye çevirdik şimdi İMF denen çok sadık bir büyüğümüz var akşam sabah bizde düşmanlığından değil bizi sevdiğinden yoksa kim kime bu kadar borç verir ki? Ve o ne derse biz onu yapıyoruz. Bizim büyüklerimiz yabancı devletlere gidince pek itibar görmese de biz misafirperverlikte kusur etmiyoruz senin denize döktüğün bu ülkeden kaçarken yakmadıkları köy, yıkmadıkları yuva kalmayan, kadına kıza tecavüz eden adamlar senin meclisinde artık bize hitap edebiliyorlar.
Güçlü Devlet güçlü ekonomiyle olur demiştin. Ve devletçiliği ilken olarak bize göstermiştin. Ekonomiyi devlet yönetecek, devletin ulaşamadığı yerlerde kurulacak özel sermayeye yardımcı olacaktı. Şimdi o özel sermaye yabancı sermayeyle birlikte ele geçirdi ekonomiyi. Fabrikaları, limanları, barajları, madenleri ve iletişim ağlarını hep işgal ettiler yol gösterecek dediğin devleti yola getirdiler ATAM. İnan ki Somali’ye kar yağsa korkuyoruz ekonomik kriz olacak yabancı sermaye vefasızlık edip bizi terk edecek diye ödümüz kopuyor. Şimdi siz “bu ülkenin okuyanı, yazanı, öğretmeni dekanı ne yapıyor” diye soracaksan ki sorma ATAM Önce bir eylül sabahı üzerlerinden paletler geçti. Sonra o paletlerin sahibi bilim adamına düşünmeyi. Gazetecisine yazmayı, öğretmenine okumayı yasak etti. Memur işine baskındı ona ne bu ülkenin halinden di… Üniversitelerin başına YÖK ü getirdiler, üniversitede işini iyi yapan değil “işini bilen” yönetici oldu. Yazarların bir bedeli varmış ödendi susturuldu, susmayan vuruldu. Öğretmenler sınavlarda -0- (sıfır) puan alan öğrenciler yetiştirdiler.
Fikir üretemeyen, çözüm bulamayan büyüklerimizin yapabildikleri tek şey mezarına gelmek. Fikirlerine, düşüncelerine, gösterdiğin hedefe yürümek çok zorlarına gidiyor “ilelebet yaşayacaktır “ dediğin cumhuriyetin ve fikirlerini yok etmek için çırpınıyorlar ama “bir gün toprak olacak” dediğin aziz bedeninden pay çıkarmaya çalışıyorlar. Şeyhlerin rüyası, hoca efendilerin fetvası yol gösterir oldu bize, yasalar yetersiz kaldı ki ulemadan feyiz alıyor olduk.
Özür dilerim ATAM. Ne ben sana laik bir nesil olabildim nede siz böyle bir nesil hayal etmiştiniz. Cumhuriyet’te elbet sizin yolunuzdan ve sözünüzden çıkmayan “torunlarınızda” var.
Bu cümleleri okuyup,benim gibi özür dileyen birçok kişi olduğunu da biliyorum.Kendi adıma ve bana katılan tüm Atatürk gençliği adına özür diliyorum ve daima “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyorum.