“Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz.” Zamanın doğruluğunu tayin eden doğru insanların aynı amaç çerçevesinde birlikteliğidir. Bilinmeyen derinlik her zaman bilinemeyeceğinden mücadele için tarih atmak,belirlemek,ne kadar doğru olabilir.Bundandır ki bizim üzerinde duracağımız ana arter doğru adamlar kriterinde yürümektir. Buna ihtiyaç ise Milliyetçi Hareketin birinci önceliği olması gereken; iktidar sevdasının mihenk taşlarını oluşturmak mücadelesidir. Hareketin bu bağlamda olmazsa olmazı da doğru adamlardır. Dava arkadaşlığını her daim ön planda tutan, beklentilerini nefislerinin arka planında tutmayı bilen, uzun yıllar mensubui olmakla şeref duyduğu davasına kendi gücüyle çevresinde veya teşkilat bünyesinde hizmet eden, sağı solu önü arkası dava olan ve bu uğurda taviz vermeksizin alın terini akıtan, teşkilat ve dava mensuplarının takdirine mazhar olmasına rağmen çoğu kez genel merkez tercihinde yok sayılan hatta çevresinde ‘’işte bu adam ülkücü ülkücü görmek isteyen bu adama baksın’’denerek kabulde vucud bulmasına rağmen yok sayılan,ama yinede dava diyebilen,dertliyle dertleşen acılarıyla yoğrulan, töreyi adamlığının önüne koyan,eğilmeyi zül sayıp kırıla kırıla yürüyen,tüm bunlara rağmen söz konusu dava parti olunca OLSUN BU DAVADAN DÖNEN NAMERT OLSUN deyip karınca misali ateşe su taşıyan adamdır doğru adamlar. Çok şükür ki bu adamlar çoklar ve teşkilatın ana damarını besleyen kan ,yitip gitmesini engelleyen omurga, varlığın devamlılığını sağlayan kalptirler. Mutlak suretle hak yolu,adalet yolu olan davanın,nizamı aleme açılan kapının anahtarı olabilmek,sonu sırf cennet-i ilahi ile sonuçlanacak amacın parçası olmak için varlık sorunu yaşamayan dava adamları hali hazırda teşkilatın taşrada yöneticileri,dava neferlerinin gönül ve seçilmiş liderleridirler. Ülkücü edep ve hayâ çizgisinde alın teri merkezli kervan arzusu taşımaktadırlar. Hazırlanmak istenen kervan hak, hukuk, adalet olgusunun parçası olacak, mücadele emek ve alın terinin karşılığını köyde, beldede,ilçede, ilde sandıklarda alarak,her ülkücü oyun kutsallığında yoğrulacak bir anlayışın tam manası ile hakim olmasını istediği bir oluşum kervanıdır. Amaç kişi veya kişiler değil, davanın özüdür. Amaç töredir. Töreyi yücelten teşkilatlardır. Töre ve teşkilattan sonra gelecek liderdir.Niyette budur. Sıkıntıya mahal vermemek ve amaç’ın halisane olduğunu belirtmek kaygısı gütmememize rağmen asla olmaması gerekenleri de belirtme zarureti doğmuştur. Bunlar her zaman vazgeçilmez olduğunu zanneden, varlıkları yokluklarından daha fazla zarar veren, belki çile çekmiş ama çilesini davasının önünde tutarak, koltuk ve konum almış olmasına rağmen ülkücü tanımamış, makama olan saygıyı kendine biçmiş, kendi varken dava var, olmadığında da dava yok zanneden, makamda yaptıklarının unutulduğu zannıyla hareket eden, genel başkan kanatları altında iken lidere sadakat şeref, olmadığında böyle lider mi olur deyip, imza başlatmaya kalkan, davaya zerre kadar faydaları olmayan ve maalesef partinin hala kendilerinde olduğunu zanneden bu zavallı güruhtur. Aslında derenin altından çok sular akmış olduğunu bilmeleri gerekir çünkü hafıza da kayıtlıdırlar, kervanda yer bulamazlar. kı koymuştur. Burada söylenecek bir hususta DOĞRU ADAMLARLA DOĞRULARI YAPMAK ADINA HAREKET KABİLİYETİ OLUŞTURABİLMEK VE DELEGENİN ÖNÜNE KOYABİLMEKTİR. BUDA İKTİDARIN SESİDİR.
Anasayfa
Yazarlar
Rıdvan UZ
Yazı Detayı
Bu yazı 1105+ kez okundu.
Doğru Adamlar
“Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz.” Zamanın doğruluğunu tayin eden doğru insanların aynı amaç çerçevesinde birlikteliğidir. Bilinmeyen derinlik her zaman bilinemeyeceğinden mücadele için tarih atmak,belirlemek,ne kadar doğru olabilir.Bundandır ki bizim üzerinde duracağımız ana arter doğru adamlar kriterinde yürümektir. Buna ihtiyaç ise Milliyetçi Hareketin birinci önceliği olması gereken; iktidar sevdasının mihenk taşlarını oluşturmak mücadelesidir. Hareketin bu bağlamda olmazsa olmazı da doğru adamlardır. Dava arkadaşlığını her daim ön planda tutan, beklentilerini nefislerinin arka planında tutmayı bilen, uzun yıllar mensubui olmakla şeref duyduğu davasına kendi gücüyle çevresinde veya teşkilat bünyesinde hizmet eden, sağı solu önü arkası dava olan ve bu uğurda taviz vermeksizin alın terini akıtan, teşkilat ve dava mensuplarının takdirine mazhar olmasına rağmen çoğu kez genel merkez tercihinde yok sayılan hatta çevresinde ‘’işte bu adam ülkücü ülkücü görmek isteyen bu adama baksın’’denerek kabulde vucud bulmasına rağmen yok sayılan,ama yinede dava diyebilen,dertliyle dertleşen acılarıyla yoğrulan, töreyi adamlığının önüne koyan,eğilmeyi zül sayıp kırıla kırıla yürüyen,tüm bunlara rağmen söz konusu dava parti olunca OLSUN BU DAVADAN DÖNEN NAMERT OLSUN deyip karınca misali ateşe su taşıyan adamdır doğru adamlar. Çok şükür ki bu adamlar çoklar ve teşkilatın ana damarını besleyen kan ,yitip gitmesini engelleyen omurga, varlığın devamlılığını sağlayan kalptirler. Mutlak suretle hak yolu,adalet yolu olan davanın,nizamı aleme açılan kapının anahtarı olabilmek,sonu sırf cennet-i ilahi ile sonuçlanacak amacın parçası olmak için varlık sorunu yaşamayan dava adamları hali hazırda teşkilatın taşrada yöneticileri,dava neferlerinin gönül ve seçilmiş liderleridirler. Ülkücü edep ve hayâ çizgisinde alın teri merkezli kervan arzusu taşımaktadırlar. Hazırlanmak istenen kervan hak, hukuk, adalet olgusunun parçası olacak, mücadele emek ve alın terinin karşılığını köyde, beldede,ilçede, ilde sandıklarda alarak,her ülkücü oyun kutsallığında yoğrulacak bir anlayışın tam manası ile hakim olmasını istediği bir oluşum kervanıdır. Amaç kişi veya kişiler değil, davanın özüdür. Amaç töredir. Töreyi yücelten teşkilatlardır. Töre ve teşkilattan sonra gelecek liderdir.Niyette budur. Sıkıntıya mahal vermemek ve amaç’ın halisane olduğunu belirtmek kaygısı gütmememize rağmen asla olmaması gerekenleri de belirtme zarureti doğmuştur. Bunlar her zaman vazgeçilmez olduğunu zanneden, varlıkları yokluklarından daha fazla zarar veren, belki çile çekmiş ama çilesini davasının önünde tutarak, koltuk ve konum almış olmasına rağmen ülkücü tanımamış, makama olan saygıyı kendine biçmiş, kendi varken dava var, olmadığında da dava yok zanneden, makamda yaptıklarının unutulduğu zannıyla hareket eden, genel başkan kanatları altında iken lidere sadakat şeref, olmadığında böyle lider mi olur deyip, imza başlatmaya kalkan, davaya zerre kadar faydaları olmayan ve maalesef partinin hala kendilerinde olduğunu zanneden bu zavallı güruhtur. Aslında derenin altından çok sular akmış olduğunu bilmeleri gerekir çünkü hafıza da kayıtlıdırlar, kervanda yer bulamazlar. kı koymuştur. Burada söylenecek bir hususta DOĞRU ADAMLARLA DOĞRULARI YAPMAK ADINA HAREKET KABİLİYETİ OLUŞTURABİLMEK VE DELEGENİN ÖNÜNE KOYABİLMEKTİR. BUDA İKTİDARIN SESİDİR.