(Amerikalı diplomatlar, Dışişleri Bakanlığı sırasında Davutoğlu’na “Energizer Bunny” yani “Pilli Tavşan” adını takmışlardı!) Bir gün tavşan ormanda koşu yapıyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış. -Zürafa kardeş, bırak böyle şeyleri gel koşup sağlıklı yaşayalım demiş ve koşmaya başlamışlar. İlerde kokain çeken Fil’i görmüşler. -Fil kardeş, bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım sağlıklı kalalım demişler, başlamışlar üçü koşmaya. Az ilerde eroin vuran Aslana rastlamışlar. -Tavşan; Aslan kardeş, bırak böyle zararlı şeyleri, gel koşalım demiş! Aslan iyice gerinmiş ve Tavşan’a okkalı bir yumruk patlatmış. Tavşan nakavt! Zürafa; Aslan kardeş, niye vurdun Tavşana? Aslan; Bu manyak ne zaman extasy içse bütün ormanı peşine takıp koşturuyor. Bıktım Yahu! (Sizlere St. Petersburg muhabirimiz Avarel Dobrovski’nin elde ettiği, iki liderin başbaşa yaptığı görüşmenin notlarını özet ve özel olarak veriyoruz.) -Eee Reco, sen benim uçağımı düşürdün ama ben senin de içinde bulunduğun uçağı, FETÖ’nün darbecilerinin düşürmelerini engelledim. Yaa gördün mü? -Bak Vlad’cığım, bizde bir söz vardır; Adam ol ciğerimi ye, harbi adam ol böbreğimi de ye! Ben senin uçağını hiç düşürür müyüm? Seninle bizim kardeşlik hukukumuz var yahu! O Pilli Tavşan var ya, ne zaman Konya’ya gitse tütsü mü çarpıyor, nargilesine ot mu karıştırıyorlar bilemiyoruz, adamı tutmak mümkün olmuyor. Ben ona düşürme kardeşim indir dedim, o tavşan düşürme emrini vermiş iyi mi? Yengenle bu işi çok düşündük, sonunda çareyi bundan kurtulmakta bulduk. Seninkini o düşürmüş iyi mi? Ben de onu koltuğundan küüüt diye düşürdüm. Ekmek Musaf çarpsın, kafama aha şu kilisenin çanı düşsün ki aynen böyle oldu Vlad’cığım… -Bak Reco, bana ikide bir Vlad’cığım deme! Ben sana Reco’cuğum diyor muyum yahu? Duyan da aramızda bir şeyler var sanacak. Eee anlat bakalım, Antalya’da o güzel otelleriniz boş mu? Gelen giden var mı? -Ah Vlad ah, yaramı deştin. Oteller boş olmasına boş ama bizi esas üzen sizin bağyan turistlerin gelmeyişidir. Dolmabahçe Sarayında cam kenarında oturup, onları seyretmeyi öyle özledim ki! Gönder şunları be Vlad! Bütün gün Binali’nin suratını görmekten usandım yahu! -Haa bak seni kutlarım. Sen de bendeki gibi bir Medvedev bulmuşsun. Böyle iyi oluyor, bazı işleri onlara yaptırıyorsun, ellerin kirlenmiyor. Geçen gün sizin çakma CNN de senin Binali’yi seyrettim, inan çok komikti dostum! Kendisini de inandırmış, gerçek Başbakan gibi bağırıyor! Bir ara sesi bizim Folofoyka Nataşa gibi çıkmadı mı, hepimiz çok güldük, çok… -Senden öğrendim Vlad! Arada bir saçmalasa da ben ondan çok memnunum. Eee dışarda basına ne diyeceğiz? -Sen onu bana bırak, sen kafa salla yeter! Yalnız sana bazı tavsiyelerim olacak, beni iyi dinle. Biliyorsun ben eski KGB elemanıyım, burnum hala iyi koku alır: Bir; Yahu yoldaş, sen damadını Enerji Bakanı yapmışsın! Bunu ben bile yapmadım yahu! Onu hemen değiştir, başka birini Bakan yap, o Bakanı da Damada bağla! İki; Senin oğlanın kara para aklama işi baya ciddi. Berlusconi denen zampara Başbakan olsa hemen hallederdik ama şimdiki çetin ceviz çıktı. Yurtdışına çıktığı an senin oğlanı tutuklayabilirler! Üç; Senin Medvedev’in oğlu harbiden kumarbazmış yahu! Geçenlerde Moskova’da çok büyük paralar kaybetmiş. Böyle şeyler göze batar, aman dikkatli ol. Dört; Sen dünyanın en zenginlerinden birisin. Dışarda bir jest yapıp, eski Bakanın Zafer’in saatinden bir tane de bana hediye ettiğini söyleyiver… -Ne demek birader Vlad, Patek Philippe marka saat senin köpeğin olsun. Oldu bil… Şışşşt Vlad, sahi kim bozdu bizim aramızı yahu? İki lider basının karşısına çıkarlar ve… Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Ağustos 2016 Rifat Serdaroğlu