Türkiye, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine geçtiğinden bu yana tamamen “Tek Adam” yönetiminde! Devletin her eylem ve söyleminin, kabul veya reddedilecek yasaların, yayınlanacak KHK’ların ve Cumhurbaşkanı Kararnamelerinin tamamının karar vericisi, tek başına Erdoğan’dır. Üst düzey atamaların ve yüksek tutarlı ihalelerin karar vericisi de, sadece Erdoğan’dır.
Ekonomik konularda, finans piyasalarının denetimi, ülkenin varlıklarının satılması, ülkenin tefeci faizi ile borçlandırılmasının karar vericileri Erdoğan ve Damat’tır.
Bakanlar birer sekreter, üst düzey bürokratlar ise “kahve dövücüsünün hınk deyicisi” gibiler. Yani, konu mankeni durumundalar!
Gerçek olan ve görünen tablo bu! Fakaaat gün gelip keser döndüğünde hesap günü geldiğinde, bugünün konu mankeni olanlar, “Devlet Yönetimindeki Müteselsil Sorumluluk” gereği, kendilerini Türk Yargısının önünde bulacaklar.
Büyük bir olasılıkla, Erdoğan ve ailesi çoook uzaklarda iken, yapılan her Anayasa ihlali, her usulsüz ihale, her yanlış yatırım, iç ve dış güvenlikle ilgili her hatalı politikanın hesabı bugünün konu mankenlerinden de sorulacaktır.
Buraya kadar aktardıklarım, halk adına kamu kaynaklarını kullanan her yöneticinin başına gelir. Gelmelidir de! Kim ki Türk Milletinin bir kuruşunu harcar, nereye ve nasıl harcadığını belgeleriyle, hesap vermelidir!
Akar; Savunma Sanayii için yapılan her alımdan- satılan Tank-Palet Fabrikasına, Süleyman Şah Türbesinin kaçırılmasından-Suriye’deki durumumuza, Ordu’daki FETÖ-Menzil yapılanmasının engellenmemesinden- Atatürk’e küfreden soysuzlarla kol kola girmeye kadar her konunun hesabını bağımsız Türk Yargısı önünde hesabını verecektir…
Soylu; Emniyet Genel Müdürlüğünün TBMM kayıtlarına girmiş 106 binden fazla uzun namlulu otomatik silahının kayıp olmasından, 15 Temmuz akşamı insanlara silah dağıtılmasından, yapılan işkencelerden, Mafya Babalarına polis koruması verilmesinden ve arşivde belgeleriyle bekleyen çok özel konular için bağımsız Türk Yargısı önünde hesap verecektir…
Fidan; Oslo görüşmelerinden- Çözüm Sürecinde yaşananlara, PKK’ya hendek ve tünel kazılması için göz yumulmasından- Habur rezilliğine, Devlet düşmanı tarikat ve cemaatlerle mücadele etmemesinden- MİT’i parti ocağı haline getirmesine kadar, bağımsız Türk Yargısı önünde hesap verecektir.
Aklınıza şu soru gelebilir; “Bu kişiler bunları bilmez mi?” Bilirler bilmesine ama, ayrılamazlar ki? Tek Adam yönetimlerine sizi alırlar ama siz ayrılamazsınız! Fidan, istifa edip milletvekili olarak kaçmak istemedi mi? Soylu, başına gelecekleri tahmin ettiği için istifayı denemedi mi? Kaçıp gidebildiler mi?
Bu üçlü, umarım son yanlışı yapmazlar. Günlerdir, AKP kurgulu bazı kişiler, öldürmekten-asmaktan-kesmekten- katliam yapmaktan bahsediyorlar. Ne bu üçlü, ne de Cumhuriyet Savcıları görevlerini yapmıyorlar, korkuyorlar! Ülkemizi bir kaosa, bir iç çatışmaya götürmek ve kendi iktidarlarını sürdürmek uğruna hesap yapanlar var. Ülkeyi tuzağa düşmekten bu üçlü korumaz ve bu yüzden bir insanımızın burnu kanarsa, sorumluları Akar/Soylu/Fidan üçlüsü olacaktır.
Devleti yönetenler, bir gün görevlerinin biteceğini, aramıza döneceklerini, bizlerin onları kucaklamak için beklediğimizi sakın unutmasınlar…
Not; 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Mayıs 2020 Rifat Serdaroğlu