Allah, hata yapmakta ısrar eden bir kulunun rezil olmasını isterse, önce onun aklını alırmış! Psikologlara göre ise, kişinin “Akıl Tutulması” durumuna gelebilmesi için ya çok şiddetli bir travma yaşaması ya da çok önemli bir sırrının düşmanının eline geçmesinin yarattığı stres sebebiyle beyninin kilitlenmesi demek oluyormuş!
Bunları neden mi yazıyorum? İçinizde sağlıklı düşünebilen bir kişi, bana son 1,5-2 yıldır, Devlet Bahçeli ve MHP’li Milletvekillerinin tutarsız davranışlarını izah edebilir mi?
Önce; “Yeni Türkiye, şerefsizliğin kürsüye çıkması ve Başkanlık rütbesi almasıdır” “Devletin kasasını zimmetine geçirirken basılmış bir adamdan Cumhurbaşkanı olur mu” diyeceksiniz ve bu sözleri ayakta alkışlayacaksınız, sonra da o kişiye ve partisine ülkeyi teslim eden açıklamayı yine ayakta alkışlayacaksınız!
Bu karakter sapmasının “Siyaset-Parti menfaati- siyaset manevrası-Siyasi zekâ” olarak yandaş medya tarafından takdim edilmesi de şerefsizliğin dik alasıdır…
Bahçeli ve MHP Milletvekillerine MHP tüzüğünün “Disiplin Hükümleri” bölümünün 4’üncü maddesi (Partiden Kesin Çıkarma Cezasını Gerektiren Haller) dün basın tarafından hatırlatıldı; a)Milletvekilliği ve Mahalli İdareler seçimlerinde diğer partilerin veya bağımsız adayların lehinde çalışmak ve propagandalarını yapmak açık ve gizli olarak Parti ve adaylarının aleyhine çalışmak, partiden kesin olarak atılma sebebidir.
Bu tüzük maddesi ancak MHP Büyük Kongresi tarafından değiştirilebilir. Değiştirilmediği sürece tüm MHP’lileri bağlar. Bahçeli, Büyük Kongreyi toplayabilir mi? Korkudan toplayamaz. Ya biri çıkıp aday olursa? Büyük Kongreyi toplayıp, tüzük değişikliği yapamayacağına göre, MHP Genel Başkanı ve Başkanlık Divanının tümünün MHP’den atılması gerekir…
Tüm bu söylenenler, yapılan çirkinlikler, onuruna-namusuna-altında imzası olan program ve tüzüklere bağlı olan insanlar için sadece “Akıl Tutulması” olarak izah edilebilir mi?
Hangi menfaat hangi tehdit hangi koltuk, insanı insan yapan bu değerlerden vaz geçirebilir ki?
Bahçeli ve MHP, o kadar çaresiz haldeler ki, rahmetli Türkeş’i mezarında fır döndürecek bir rezilliğe daha imza attılar!
Resmî Kurumların tabelalarından AKP tarafından kaldırılan “T.C” ibarelerinin tekrar yerlerine takılmaları için İYİ Parti tarafından TBMM’de verilen önergeye MHP ve HDP beraberce ÇEKİMSER OY kullandılar!
Siz de mi T.C den bıktınız? Eğer öyleyse, adınızdaki “Milliyetçi” kelimesini kaldırın sadece “Hareket Partisi” kalsın. Nasılsa Genel Başkan nereye derse oraya doğru hareket ediyorsunuz! Kara diyor ayakta alkışlıyorsunuz, aynı şeye Ak diyor yine ayakta alkışlıyorsunuz?
Sizler Türk Milliyetçiliğine, T.C ye (Türkiye Cumhuriyeti) HDP ile aynı açıdan bakıyorsanız, daha size ne diyeyim ki?
Sayın Ülkücüler; Bu yazdıklarım bir siyaset malzemesi veya günlük politika için yazılmış değildir. Siyasetin ne hale getirildiğinin, siyasetçinin itibarının nasıl yerlerde süründürüldüğünün, yarın ülke yönetimine gelebilecek gençlere örnek gösterilmesi çabasıdır. Türk Milliyetçiliğini savunduğunu iddia eden şimdiki MHP yönetiminin, kişisel yararları uğruna nerelere savrulduklarını göremiyor musunuz?
Şimdi sizlerin vicdanınıza sesleniyorum; Yukarıdaki sözleri, televizyon canlı yayınlarında üst üste ve defalarca tekrar eden Genel Başkanınızın sözlerini “DOĞRU” olarak kabul ediyorsanız, nasıl AKP ile beraber oluyorsunuz?
Genel Başkanınızın sözlerini YANLIŞ buluyor ve ona katılmıyorsanız, o kişiye Genel Başkan olarak partinizi ve kaderinizi nasıl teslim ediyorsunuz?
Ne demiş şair; Söyle mürüvvetsiz eşek arısına, bal vermez madem, sokmasın milleti bir de… Edep yahu…
Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Kasım 2018 Rifat Serdaroğlu