Doğalgaz kullanıyorsanız, bilin ki soyuluyorsunuz! Hem de öyle böyle değil. Önce soyuyorlar, sonra dönüp bir daha soyuyorlar!
BBC, yaptığı araştırmada şu sonuca ulaştı; Avrupa piyasalarında, bin metreküp doğalgazın ortalama fiyatı 120 dolar. Türkiye ise bin metreküp doğalgazı yaklaşık 280 dolara alıyor!
Türkiye’de araştırmacı gazeteci kalmadığı için bu çalışmayı BBC yapıyor. Beraberce düşünelim ve daha iyi anlaşılması için, doğalgazın yerine “Hurma” koyalım. Koyalım ki, sonradan tırmalayıp tırmalamayacağını görelim!
Diyelim ki ikimizin de birer çerezci dükkanı var. İkimiz de aynı kalitedeki hurmayı aynı toptancıdan alıyoruz. Siz hurmayı kilosu 120 liradan satıyorsunuz, ben ise kilosu 280 liradan satıyorum! Böyle bir şey olabilir mi? Ya da olursa neden olur? -İlk olasılık, ben çok saf olduğumdan, toptancı beni kazıklıyor olabilir! -Toptancı, benim çok hayati bir açığımı bildiği için beni kazıklıyordur! -Ya da ben toptancı ile anlaşıp, aradaki farkı cebe indiriyorumdur… Eğer bu olasılıklardan biri bile geçerliyse, ortada ciddi bir soygun olduğu belli değil midir?
Gelelim doğalgazın ikinci soygununa; BOTAŞ, 280 dolara aldığı doğalgazı “sübvanse” ediyorum diyerek, vatandaşa daha az bir fiyattan yansıttığını iddia ediyor. Böylelikle BOTAŞ, “Görev zararına” uğruyor. Kamu kuruluşlarının görev zararları nereden karşılanır? Nereden olacak? Bizlerin vergilerinden oluşan milli bütçeden! Yani, hem soyuluyoruz hem de görev zararının bize yüksek enflasyon olarak dönmesiyle bir daha soyuluyoruz! Sahi, biz salak mıyız?
Benzeri soygunu Suriye girdabında yaşamıyor muyuz? 2011 yılında Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve kabinedeki Bakanlar, Suriye politikasını birlikte oluşturmadılar mı? Bu girdabın siyasi sorumluları hesap vermeyecekler mi?
Sonunda ne elde ettik? İçlerinde terörist-eşkıya-it-uğursuz olan 5 milyonu aşkın sığınmacı başımıza kaldı. Kapımızda 500 bini aşkın sığınmacı daha var, 500 bini de İdlip civarında bekliyor. Her yıl doğan 350-500 bin Suriyeli çocuk ta cabası!
Erdoğan’a göre 45 milyar dolar, Damada göre 50 milyar dolar paramız heba oldu gitti! Üstelik paranın nerelerden geldiğini, nerelere harcandığını, harcama belgelerini, bütçemizin hangi faslından harcandığını AKP Milletvekilleri, Bakanlar dahi bilmiyor! Daha da ne kadar harcayacağımızı bilen, söyleyen yok? Hadi, AKP’li Bakanlar ve AKP’li Milletvekilleri, hükümet etmede birbirlerine karşı “Müteselsilen Sorumlu” olduklarını bilmiyorlar, diyelim. Ama işin güzel tarafı, yüksek yargıçlar çok net biliyor. Devlette ömrünü geçirmiş herkes bu Suriye harcamalarında yanlışlar olduğunu çok iyi bilir. Tabii ki salak olmayanlar!
Değerli Okurlar; Büyük Devlet, vatandaşının kanını, malını, parasını, ahını yerde bırakmayan devlettir. Siyasetçiler, kişiler gelip geçicidir. Görevini kötüye kullanan bugünün hükmedeni, yarının hükümlüsü olur. Bunu da hukuk devletinin kurumları yapar.
Namuslu ve dürüst vatandaşlar olarak bizler de Yargıya yardım edeceğiz. Bildiklerimizi, belgelerimizi zamanı geldiğinde yargıya vereceğiz. Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri bu konuda da üzerlerine düşeni seve-seve yapacaktır.
Eğer bu kış gününde üşüyorsanız, bilin ki soyulmuşsunuz demektir. Hadi uyanalım artık, daha fazla üşürseniz çok hasta olacaksınız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Ocak 2020 Rifat Serdaroğlu