Türk Medyasının “Amiral Gemisi” idi, Hürriyet. Aydın Doğan, 1994 yılında Erol Aksoy’dan satın aldığı “Amiral Gemisi” Hürriyeti, 24 yıl sonra kayalara bindirip, batırdı! Gerçi 2003 yılından itibaren gemi su almaya, yalpalamaya, Türk Milletinin rotasından sapmaya başlamıştı ama kamuoyu, bu olayı uzun yıllar fark etmedi!
Vefakâr Türk Milleti, çok sevdiği Hürriyet Yazarları Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Necati Zincirkıran, Soner Yalçın, Özdemir İnce gibi değerler, gazeteden kovuldukları halde Hürriyet’i satın almaya devam ettiler. AKP önderliği emretti “Şu köşe yazarını at, bu başlığı değiştir, şu kişiyi işe al,” Aydın Doğan veya damadı “Hay hay başım üstüne, emredersiniz” deyip diz çöktüler. Türk Milleti, yine uyanmadı ve Hürriyet’i satın almayı sürdürdüler!
Yetti mi? Yeter mi hiç? Eşkıyaya bir defa boyun eğerseniz, bir daha başınızı dik tutamazsınız! Amiral Gemisine, yüzme dahi bilmeyen dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının çantacısı Ahmet Hakan, Akif Peki ve Abdülkadir Mezarlıkağacı gibiler kaptan köşküne oturtuldular. Aziz ve necip Türk Milleti hala Hürriyeti satın almaya devam etti!
Hürriyet Gazetesi arada bir gaz kaçırır gibi doğru haberler yapınca, iktidar sopası gazete patronlarının kafasına inmeye başladı. Arkasından “ tutuklanırsın ha”, “seni bitirmek için bir KHK yeter. Bir gecede FETÖ’cu olursun malın mülkün elinden gider.”
Doğan Ailesi, ülkenin büyük zenginleri gibi “korkunun ecele faydası yoktur” kuralını görmezden geldi ve teslim oldular. Teslimiyet o kadar büyüktü ki AKP, Aydın Doğan’dan kızını “Akil İnsanlar” heyetine istedi, derhal verdiler. Doğan ailesi “Çözüm Süreci” denen ihanet sürecinin parçası oldu…
Değerli Okurlar; Bu satışın içinde, kamuoyunu yönlendirmede büyük rolü olan medya grubu olmazsa, kimsenin karışmaya hakkı yoktur. Mal, Aydın Bey’in olduğuna göre ister satar ister dinamit koyar patlatır! Ama işin içine büyük bir medya grubu girer ve satışta şaibe olursa ve bu satış Türk Milletinin geleceğini tehlikeye atmak için kullanılırsa, kamuoyunun dikkati bu satışa fokuslanacaktır…
Sabah Grubunun nasıl satın alındığını ve kimin borazancılığını yaptığı herkesin malumudur. Şimdi Hürriyet ve onlarca dergi, TV’ler de aynı Sabah grubu gibi oldu. Geriye ne kaldı? Sözcü en çok satan gazete. Patronunu FETÖ’cu diye hapse atıp, gazeteye çökmek istediler. Patron canını zor kurtarıp, yurtdışına kaçtı. Bir avuç inanmış insan Sözcü’de özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor. Cumhuriyet Gazetesi, tam bir Cezaevi Gazetesi gibi oldu. Neredeyse Cumhuriyet’ten hapis yatmayan kalmadı. Hala da hapiste yöneticileri var. Sözcü gibi buna da çökme planı hala AKP’nin gündeminde…
AKP’ye muhalefet edecek ülke genelinde yayın yapan gazete kaldı mı? Adam gibi muhalefet yapan ve tüm millete ulaşabilen bir tane TV kanalı var mı? Hepimizin vergileri ile ayakta duran TRT’de muhalefete yer var mı? İttifak Yasası ile Türkiye’de seçim güvenliği kaldı mı? Türkiye’de Adalet mekanizmasına güveniyor musunuz? AKP’li Yargıçların bağımsız ve tarafsız davranacaklarına inanıyor musunuz? Siz bundan böyle eşit-doğru-şeffaf bir seçim yapılacağına inanıyor musunuz?
Yıllardır, bu günlere geleceğimizi yazdık, söyledik. İnanması gerekenlere anlatamadık. Bundan sonrası çok daha zor! ABD-İsrail planı tıkır-tıkır işliyor. Geldiğimiz noktada lütfen bir daha vicdan muhasebesi yapalım! İsteyen bundan böyle Sabah Gazetesi (2) olarak yayın yapacak Hürriyet’ten ikişer üçer tane alsın…
Not: Hürriyet satılırken, Ertuğrul Özkök’ü de sattılar mı? Sattılarsa, Erdal Şafak ile Sabah (1) ve Sabah (1) de çok iyi eküri olurlar…
Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu