Gezici Araştırma Şirketi yaptığı son kamuoyu araştırmasını geçen hafta açıkladı.
Bugün seçim olsa partilerin alabilecekleri oy oranları şöyle;
AKP: % 56 / CHP: % 25,8 / MHP: % 8,9 / HDP: 7,3 / Diğer: % 2
Aynı araştırmaya katılanların % 55,2 inin Başkanlık sistemine olumlu baktığı ifade edildi.
Anket sonuçları, çok kişiye “kabul edilemez” olarak geldi.
Anketler ve rakamlar her zaman tartışılabilir, elbette ki kesin sonucu vermezler. Ama akıllı siyasetçilerin bu araştırmaları dikkate almaları gerekir!
Genel siyasi durumun böyle devam etmesi halinde anketin gösterdiği gerçekler şunlardır;
-HDP kesin olarak baraj altında kalacaktır.
-MHP iflah olmaz bir yara almıştır. Gidişi baraj altına doğrudur. Bahçeli inadında ısrarcı olursa kesinlikle baraj altında kalacaktır.
-CHP’nin olup olacağı bu kadardır. CHP’nin tek başına iktidar olması mümkün değildir.
-AKP, bu şartlarda yapılacak bir erken seçimde yine tek başına iktidar olacaktır.
Bu yazılanlar, Ekonomide- Suriye-Irak ve Ortadoğu’da- PKK ve IŞİD Teröründe, emperyal devletlerin bölge politikalarında çok uç değişiklikler olmaması durumunda ve Erdoğan’ın görevde kalması halinde gerçekleşebilecek sonuçlardır…
Bu sonucun bir adım sonrası, Türk Devletinin “Erdoğan Ailesi” elinde İran benzeri bir Ortadoğu İslam Devletine dönüşmesi, bölgede ikinci İsrail olarak görev yapacak “Büyük Kürdistan Devletinin” kurulması, Cumhuriyetin yıkılması ve yüzlerce yıllık bir proje olan “Türklerin Anadolu’dan Kovulması” planının gerçekleşmesidir...
Yazdıklarımızı abartılı bulanlara önerimiz şudur. Yıllardır, Pazar hariç her gün yazıyoruz. Yazdıklarımızın bir kısmını “FETÖ’DEN ÖNCE” ve FETÖ’DEN SONRA” diye iki kitapta topladık. Bugün yaşadıklarımızı yıllar öncesinden defalarca yazdık. Yazılanların hepsi gerçekleşti.
Ben müneccim değilim. Sadece AKP’nin üst kadrosunu çok iyi tanıyorum. Kafalarının içlerini, ciğer röntgenlerini dahi bilirim.
Bu güne kadar yazdıklarımdan bir tanesinin yanlış çıktığını önüme koyan olursa, yazmayı bırakacağımın bilinmesini isterim...
AKP yani Erdoğan, bilerek ve planlayarak Türk Siyasetini kilitledi.
Medyanın yarısını satın aldı, diğer yarısını devlet gücü ile sindirdi. TÜSİAD-TOBB gibi sermaye gruplarını korkutarak kıpırdayamaz hale getirdi. İktidar ortağı Cemaati ve onların sermaye gruplarını “Kayyım Kurumunu ve Yargıyı” kullanarak bitirdi. DİSK hariç tüm sendikaları AKP İşçi Kollarına çevirdi.
Gazete okumayan, televizyon seyretmeyen cahil kesimi “Sosyal Yardım” adı altında itaate alıştırdı.
Bu arada kendisi dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden biri oldu!
Üstelik Bademler yaptıklarını saklamıyorlar bile!
Özelleştirilen Devlet Şirketlerindeki gizli ortaklıklar, Suudi ve Katar ile yapılan iş birlikleri, Barzani ile olan petrol taşıma ortaklıkları, Singapur-Hong Kong’da kurulan şirketler, alınan gökdelen binalar,
offshore hesapları, Bakan çocuklarının rezaletleri ortada değil mi?
Siz hiç “Hayır bunlar yalandır” diyen bir AKP Üst yöneticisi gördünüz mü? Duydunuz mu?
Peki, bizler ne yapıyoruz?
Yazdıklarımı, günlük olarak benim bloğumdan ve sosyal medya hesaplarımdan yaklaşık 30 Bin kişi takip eder. 20’den fazla İnternet Sitesi yayınlar, yani hergün yüzbinlerce kişi bunları okur!
Ama istenen bu değildir ki! Çünkü benim yazılarımı okuyanlar zaten benim gibi düşünenlerdir!
Tıpkı Emin Çölaşan’ı Yılmaz Özdil’i, Uğur Dündar’ı, Bekir Coşkun’u okuyanların da ülke meselelerine onlarla aynı pencereden baktıkları gibi...
Amaç; Körükörüne AKP’ye oy veren, gazete-kitap okumayan kesimlere bu fikirleri ulaştırmak olmalıdır. Bunun yolu ise siyasetten geçer! Mevcut partilerle AKP’nin sandıkta yenilmesinin mümkün olmadığını da herkes gördü!
Çare-Altın Anahtar, Merkez Sağ’da yeni-bilgili-aydın- vatansever genç insanların katılımıyla kurulacak bir siyasi partidir. Şahsımız için bir talebimiz olmadan, bunun antrenörlüğünü yapalım dedik, fakat bu hareketin finans ayağını oluşturacak ekibi kuramadık!
Erdoğan’ın bir emri, Binali’nin organizasyonu ile “Haram Havuzuna” bir defada 630 Milyon Dolar bulunmuştu! Türkiye iş âlemi ise, Cumhuriyetin kurtuluşunu sağlayacak bir hareket için bu paranın
%5 ini bile garanti edemedi!
Lütfen herkes şu soruları kendine sorsun, sonra yine konuşalım;
-Kaçımız bir siyasi partiye üyeyiz?
-Kaçımız bir Sivil Toplum Örgütüne üyeyiz?
-Kaçımız Atatürk’ün heykelleri yıkılırken, Milli Andımız kaldırılırken bir tepki koyduk?
-Kaçımız “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılarını kaldıran Vali denen sepetleri protesto ettik?
-Kaçımız Öcalan denen bebek katili, TC Devletinin muhatabı yapılırken ses çıkardık?
-Kaçımız Cemaat denen terör örgütünün, Erdoğan tarafından devlete sokulmasına karşı çıktık?
-Kaçımız İstanbul-Ankara-Adıyaman-Gaziantep’te IŞİD canilerinin, gençlerimizi cihat savaşçısı olarak otobüslere Suriye’ye götürmelerine tepki koyduk?
-Kaçımız devleti soyan Bakanların ve çocuklarının yüzlerine tükürdük?
Yanıt; Hiçbirimiz!
Bunları hangi siyasi parti yaptı?
Yanıt: Hiçbiri! Ellerini tutan veya engel olan mı vardı? Yoo!
Kendisini bu cennet vatanın sahiplerinden biri, özgür bireyler olarak görenlerimiz, kalkın oturduğunuz yerden ve lütfen aynaya iyice bakın!
Cumhuriyetin ve Türk Devletinin kurulması için canlarını seve-seve veren dedelerimizin vatansever torunlarını mı, yoksa yaklaşan felaketin farkında olmayıp ot gibi yaşayan birilerini mi göreceksiniz?
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Nisan 2016
Rifat Serdaroğlu