Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BALTANIN SAPI

Baltanın gövdesine her inişinde canı yanan meşe ağacı, baltaya seslenmiş; “Sapın benden olmasaydı, sen beni kesemezdin ya!” Günümüz, aklın-vicdanın-vatan ve insan sevgisinin yerini, bencilliğin-kişisel çıkarın ve ait olduğu kesime ihanet etmenin geçerli olduğu bir hale geldi, maalesef! Böyle günlerde ihanet ile gaflet arasındaki mesafe iyice kapanır. Kimin bulunduğu makamı ne için kullandığı, neyi niçin savunduğu, kime ve neden karşı çıktığını anlamak zorlaşır. Gerçek aydının görevi burada başlar. Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, hırlı ile hırsızı, ihanet ile gafleti ayırt edip toplumu uyarmak aydınların görevidir. Amma, ihanet kendisini aydın diye tanıtan makam sahipleri tarafından geliyorsa, işimiz o zaman oldukça zor hale gelecektir. Yani baltanın sapı gibi… Biz yine de bildiğimiz gördüğümüz doğruları aktarmaya çalışalım. Takdir sizlerin; -Adam, Türkiye Barolar Birliği Başkanı! TBB Başkanı olduğu ülkede “Hukuk Devleti” kaldırılmış. Adalet yerlerde sürünüyor. AKP İl ve İlçelerinde görevli hukukçular mülakatla Savcı ve Yargıç olarak atanıyor. Yargıçlar karar verirken bir gözleri ile dosyaya, diğer gözleri ile saraydan gelecek talimata bakar olmuş. Yargıya güven sıfır noktasında. Cumhuriyetin başta lâiklik olmak üzere tüm değerleri iktidar tarafından çiğneniyor. Anayasa delik deşik, TBMM kevgire dönmüş… Ülkedeki Baroların tamamına yakını, barolara kayıtlı Avukatların %85’i, sözde Adalet Yılı açılışı için Saraya gitmeme, biat etmeme kararı almışlar. TBB Başkanı, bu ortamda “Ben Saraya gideceğim ve orada 15 dakika konuşacağım” diyorsa, bunun adı düpedüz ihanettir. Hem Hukuka, hem meslektaşlarına, hem de Türk Milletine ihanettir. Tarih bu başkanı şöyle yazacak; “Barosuz Barolar Başkanı!” -Adam Türk-İş Genel Başkanı; Aynı zamanda Demiryol-İş Genel Başkanı. İki yerden ayda 50 Bin TL maaş alır. Yolluk, ikramiye cabası. Her ay işçilerin maaşlarından kesilen milyonlarca lira doğrudan sendikaların hesabına yatar. Sendikaların hesapları, Sayıştay veya başka bir Devlet Denetim organı tarafından denetlenmez. Kendi içlerinde Yeminli Mali Müşavirler sözüm ona denetler. 5 kişilik Yönetim Kurulu, almaya-satmaya her şeye karar verir. Sendika ağalarına oteller açılır, son model arabalar- şoförler, yurtdışı gezileri ballı harcırahlar emirlerinde! Sonra bu sendika başkanı, toplumun gözü önünde işçisini üç-otuz paraya satar, hem temsil ettiği işçi sınıfına, hem de Türk Demokrasisine ihanet eder. Tarih bu başkanı şöyle yazacak; “Sendika değil, Sanduka Başkanı!” Değerli Okurlar; Gerek Devlette yozlaşmış ve çağdışı kalmış kurumlar gerek sendikalar gerek bazı önemli STK’lar kökten değişime tabi tutulmalıdır. Biz Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri olarak, tüm bu kurumlardaki yozlaşmaya, israfa ve yolsuzluklara son vereceğiz. İşlevini kaybetmiş kurumları da tamamen kapatacağız! Örnek mi? Devlet Meteoroloji Kurumu Genel Müdürlüğü diye bir kurum var. 1937’de kurulmuş. Genel Müdürlüğü, Bölge Müdürlükleri, İl Müdürlükleri, bazı ilçelerde Müdürlükler, misafirhaneleri, yazlık ve kışlık tesisleri, binaları, arabaları, ekipmanları ve binlerce çalışanı olan bir kurum! Ne iş yapar? Hava durumlarını takip ve tahmin eder, gerekli uyarıları yapar. O kadar! Dijital ortamda ve bu çağda bir büroda 5-6 uzmanın yapacağı işi, dünyanın en pahalı işi olarak sürdürmek ve kıt kaynaklarımızı boşa harcamak akıllı insanın yapacağı iş midir? Bu gereksiz harcamaların yerine, her sene en az 10 bin çocuğumuzu dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitime gönderip, birer bilim insanı olarak yetiştirsek daha akıllı ve yararlı bir iş yapmış olmaz mıyız? İşlevini kaybetmiş ama Türk Milletinin sırtında yük olarak kalmaya devam eden böylesi yüzlerce kurum var. ÇAH olarak resmi-özel her kurumdaki israfa son vereceğiz. Kaynaklarımız gençlerimize, bilime, teknolojiye ve gerçekten muhtaç olan insanlarımızın emrine verilecektir. Aç ve açıkta bir insanımızı bırakmayacağız. Bu dediklerimizi yapmayan Vali-Kaymakam-Yönetici kim varsa derhal görevden alınacak ve yargıya gönderilecektir… Akıl ve mantık dışı bir şeyi savunanlar ya çok cahildirler, ya da ihanet içindedirler… Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Ağustos 2019 Rifat Serdaroğlu rifatserdaroglu@gmail.com
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2019 - Cuma
Rıfat SERDAROĞLU

BALTANIN SAPI

Baltanın gövdesine her inişinde canı yanan meşe ağacı, baltaya seslenmiş; “Sapın benden olmasaydı, sen beni kesemezdin ya!”

Günümüz, aklın-vicdanın-vatan ve insan sevgisinin yerini, bencilliğin-kişisel çıkarın ve ait olduğu kesime ihanet etmenin geçerli olduğu bir hale geldi, maalesef! Böyle günlerde ihanet ile gaflet arasındaki mesafe iyice kapanır. Kimin bulunduğu makamı ne için kullandığı, neyi niçin savunduğu, kime ve neden karşı çıktığını anlamak zorlaşır. Gerçek aydının görevi burada başlar. Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, hırlı ile hırsızı, ihanet ile gafleti ayırt edip toplumu uyarmak aydınların görevidir.

Amma, ihanet kendisini aydın diye tanıtan makam sahipleri tarafından geliyorsa, işimiz o zaman oldukça zor hale gelecektir. Yani baltanın sapı gibi…

Biz yine de bildiğimiz gördüğümüz doğruları aktarmaya çalışalım. Takdir sizlerin; -Adam, Türkiye Barolar Birliği Başkanı! TBB Başkanı olduğu ülkede “Hukuk Devleti” kaldırılmış. Adalet yerlerde sürünüyor. AKP İl ve İlçelerinde görevli hukukçular mülakatla Savcı ve Yargıç olarak atanıyor. Yargıçlar karar verirken bir gözleri ile dosyaya, diğer gözleri ile saraydan gelecek talimata bakar olmuş. Yargıya güven sıfır noktasında. Cumhuriyetin başta lâiklik olmak üzere tüm değerleri iktidar tarafından çiğneniyor. Anayasa delik deşik, TBMM kevgire dönmüş…

Ülkedeki Baroların tamamına yakını, barolara kayıtlı Avukatların %85’i, sözde Adalet Yılı açılışı için Saraya gitmeme, biat etmeme kararı almışlar. TBB Başkanı, bu ortamda “Ben Saraya gideceğim ve orada 15 dakika konuşacağım” diyorsa, bunun adı düpedüz ihanettir. Hem Hukuka, hem meslektaşlarına, hem de Türk Milletine ihanettir. Tarih bu başkanı şöyle yazacak; “Barosuz Barolar Başkanı!”

-Adam Türk-İş Genel Başkanı; Aynı zamanda Demiryol-İş Genel Başkanı. İki yerden ayda 50 Bin TL maaş alır. Yolluk, ikramiye cabası. Her ay işçilerin maaşlarından kesilen milyonlarca lira doğrudan sendikaların hesabına yatar. Sendikaların hesapları, Sayıştay veya başka bir Devlet Denetim organı tarafından denetlenmez. Kendi içlerinde Yeminli Mali Müşavirler sözüm ona denetler.

5 kişilik Yönetim Kurulu, almaya-satmaya her şeye karar verir. Sendika ağalarına oteller açılır, son model arabalar- şoförler, yurtdışı gezileri ballı harcırahlar emirlerinde! Sonra bu sendika başkanı, toplumun gözü önünde işçisini üç-otuz paraya satar, hem temsil ettiği işçi sınıfına, hem de Türk Demokrasisine ihanet eder. Tarih bu başkanı şöyle yazacak; “Sendika değil, Sanduka Başkanı!”

Değerli Okurlar; Gerek Devlette yozlaşmış ve çağdışı kalmış kurumlar gerek sendikalar gerek bazı önemli STK’lar kökten değişime tabi tutulmalıdır. Biz Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri olarak, tüm bu kurumlardaki yozlaşmaya, israfa ve yolsuzluklara son vereceğiz. İşlevini kaybetmiş kurumları da tamamen kapatacağız!

Örnek mi? Devlet Meteoroloji Kurumu Genel Müdürlüğü diye bir kurum var. 1937’de kurulmuş. Genel Müdürlüğü, Bölge Müdürlükleri, İl Müdürlükleri, bazı ilçelerde Müdürlükler, misafirhaneleri, yazlık ve kışlık tesisleri, binaları, arabaları, ekipmanları ve binlerce çalışanı olan bir kurum! Ne iş yapar? Hava durumlarını takip ve tahmin eder, gerekli uyarıları yapar. O kadar! Dijital ortamda ve bu çağda bir büroda 5-6 uzmanın yapacağı işi, dünyanın en pahalı işi olarak sürdürmek ve kıt kaynaklarımızı boşa harcamak akıllı insanın yapacağı iş midir?

Bu gereksiz harcamaların yerine, her sene en az 10 bin çocuğumuzu dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitime gönderip, birer bilim insanı olarak yetiştirsek daha akıllı ve yararlı bir iş yapmış olmaz mıyız?

İşlevini kaybetmiş ama Türk Milletinin sırtında yük olarak kalmaya devam eden böylesi yüzlerce kurum var. ÇAH olarak resmi-özel her kurumdaki israfa son vereceğiz. Kaynaklarımız gençlerimize, bilime, teknolojiye ve gerçekten muhtaç olan insanlarımızın emrine verilecektir. Aç ve açıkta bir insanımızı bırakmayacağız. Bu dediklerimizi yapmayan Vali-Kaymakam-Yönetici kim varsa derhal görevden alınacak ve yargıya gönderilecektir…

Akıl ve mantık dışı bir şeyi savunanlar ya çok cahildirler, ya da ihanet içindedirler…

Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Ağustos 2019 Rifat Serdaroğlu rifatserdaroglu@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.