16 Nisan’dan sonraki “Tek Adam” düzeninde Başbakanın bir görevi kaldı mı? Binali Başbakan ama partisinin Genel Başkanı değil! Binali Başbakan ama Bakanlar Kurulunu toplantıya Erdoğan çağırıyor! Binali Başbakan ama Bakanlar Kurulunun gündemini Erdoğan belirliyor! Binali Başbakan ama Bakanları Erdoğan belirliyor! Binali Başbakan ama kim milletvekili olacak, Erdoğan belirliyor! Binali Başbakan ama devletin en üst bürokratlarını Erdoğan seçip, atıyor! Binali Başbakan ama “Örtülü Ödenek” Erdoğan’ın kullanımında! Peki, yarın bir soruşturma sırasında mali ve idari sorumluluk kimde? Kimde olacak? Davul Binali’nin boynuna asıldığına göre tüm sorumluluklar Başbakan Binali’de! Dokunulmazlıkların hepsi Erdoğan için konulmuş!
Şimdi size on puanlık bir soru; Başbakan Binali “Boş gezenin boş kalfası” gibi boş-boş gezerken, Başbakan Yardımcıları hangi işi yapacaklar? Örneğin KHK (Kanun Hükmünde Kararnameler) hazırlanırken bilgileri olacak mı? Başdanışman İbrahim Kalın’ın olacak, çift tabancalı jöleli oğlanın olacak, Başbakan Yardımcısı İmam Bekir Bozdağ’ın haberi bile olmayacak! KHK’leri o da bizler gibi gazetelerden okuyacak.
Yeni Başbakan Yardımcısı İmam Bekir Bozdağ, Zaytung adlı sitenin konuğu oldu! Kılıçdaroğlu’nun “ADALET” yürüyüşünü sert bir şekilde eleştiren İmam Bekir Bozdağ, cami girişinde daha aldığı abdestin suları kurumadan, ayaklarında tahta nalınlarıyla şunları söyledi; “Kemal Bey’i kınıyorum muhterem cami cemaati! Kınıyorum ama aynı zamanda kızıyorum da! Hem “Adalet öldü” diyeceksiniz, hem de ölmüş adalet için yürüyüş başlatacaksınız! Bizim dinimizde, örf ve adetimizde ölü için yürümek diye bir adet yoktur. Güzelce Fatiha’nı okursun, kalanlara başsağlığı dilersin. Ayrıca merhum için 7’sinde 40’ında mevlit okutursun, lahmacun pide lokma yaptırır ölü evine taziyeye gidersin. Bugüne kadar yeni Adalet Bakanımıza böyle bir ziyaret vaki olmadı. Bunlar hiçbir şey bilmiyorlar yahu! CHP neden iktidar olamıyor diyorlar. İşte bundan! Daha ölünün arkasından ne yapılır, onu bilmiyorlar. Kaldı ki dirilerin dertlerini bilsinler!”
Başbakan Yardımcıları, Avrupa Birliği ile ilişkileri kopma noktasına getirdiler. Son olarak Merkel’e sert bir kafa atan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu şu açıklamayı yaptı; “AB bizimle ilişkilerini koparabilir, bu onların bileceği bir iştir. Fakat biz kolayca koparmayacağız. AB’ye giriş görüşmelerini bizde Katar ile yapma kararı aldık. Bundan böyle AB görüşmeleri Katar ile yapılacak ve tüm fasıllar aynı anda açılacak. Araplarda saklı gizli işler yok! Uzun beyaz entarinin altına iç çamaşır giymedikleri için, rahat olacaklar. Görüşmelerimizi rahatça ve rahat bir ortamda yapacağız. Böylece medeniyet ne imiş tüm Avrupa’ya göstereceğiz”
Bedevi kabilesinin reisi herkesi toplamış ve büyük oğlu Numan’ı göstererek; “Numan’ı Paris’e okumaya gönderiyorum. Okuyacak, oradaki medeniyeti öğrenecek, dönünce bize öğretecek. Biz de medeni olacağız. Artık kimse bize cahil-vahşi çöl Bedevileri diyemeyecek” demiş. Aradan yıllar geçmiş ve Karun Numan geri dönmüş! Babası, oğlunun şerefine bir şölen düzenlemiş ve oğluna “Hadi medeniyet ne imiş bize anlat” diye emir vermiş! Karun Numan, demokrasi-insan hakları-erkek kadın eşitliği-teknoloji-şehirleşme-alt yapı diye anlatmaya başlamış ama tüm kabile ona boş gözlerle bakıyormuş! Numan kabile halkı ile ilişki kuramayınca, babasının otoritesinin sarsılacağını ve başına neler geleceğini bildiğinden, kendini halkın ortasına atıp, yerlere kadar değen entarisini kaldırıvermiş! Manzarayı gören kabile halkı hayretle “oooovv” diye bağırmaya başlamış! Kabile halkının iç çamaşırı giymediğini bilen Numan, kıçındaki donu göstererek “İşte Medeniyet budur. Avrupa’da medeni insanlar bunu giyerler ve bunun adına don denir” demiş. Bir alkış tufanı kopmuş ve tüm kabile “Biz de medeni olduk” diye oynamaya eğlenmeye başlamış! Babası Numan’ı yanına oturtup sırtını sıvazlayıp tebrik etmiş. O sırada Numan’ın kardeşi Soylu Süleyman abisine “Abi şu medeniyeti bir de ben giyeyim” diye yalvarınca, Numan donunu çıkarıp Süleyman’a vermiş! Süleyman donu giyip oynamaya başlamış! Bu sırada Numan babasına; “Baba, bu medeniyet öyle kolayca öğrenilecek bir şey değil, çok uğraşmamız lazım” deyip oynayan kardeşi Süleyman’a bağırmış; “Ulan hayvan, sen medeniyeti ters giymişsin. Sarı renkli tarafı öne, kahverengi tarafı arkaya gelecek…”
Eh biz de AB’ye giriş müzakerelerini Katar ile yaparak iyice medeni oluruz inşallah! Bu kadar değerli Başbakan Yardımcılarımız olduktan sonra sırtımız yere gelmez! Yüzükoyun sürünür dururuz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Temmuz 2017 Rifat Serdaroğlu