TC Başbakanı Davutoğlu’nun CNN-İNT muhabiri Christian Amanpour ile dünya siyaset tarihine geçecek röportajının, basına yansımayan bölümlerini ilk kez sizler için açıklıyoruz, Sayın Seyirciler!
Kıymetimizi iyi bilin! Yazıda, Christian Amanpour (C.A) olarak, Başbakan ise (D.A) olarak belirtilecektir.
Hiçbir algı operasyonuna (!) kaçmadan, an itibariyle (!) röportajı yayınlıyoruz…
C.A; Sayın Başbakan, Başkanlık sistemine nasıl bakıyorsunuz?
D.A; Efendim, ayıptır söylemesi! Stratejik Derinlik isimli kitabımda bendeniz bu konuyu uzun uzun anlatmıştım. Doğrusunu söylemem gerekirse, ben Parlamenter Demokratik sistemden yanayım.
C.A; Ayıpsa söylemeyin efendim! Hem siz nasıl deniz oluyorsunuz, anlayamadım? Sayın Erdoğan, illa Başkanlık sistemi diye ısrar ediyor, ne diyorsunuz?
D.A; İşte bu noktada şu demokratik gerçek ortaya çıkıyor. O da şu oluyor.
Ben bilmem abim bilir!
C.A; Sayın Başbakan, şaşkınlığımı lütfen hoş görün. Cevabınız beni şok etti de!
Peki, Kürt Meselesi var mıdır ve siz nasıl bakıyorsunuz?
D.A; Efendim söylemesi ayıp değildir! Kitabımda ben bunları da söylemiştim. Böyle bir meselemiz vardır. Ama biz 13 senelik iktidar olarak, asimilasyon-inkâr-ret politikalarını tümden reddettik.
C.A; Sayın Başbakan, Sayın Erdoğan “Kürt Meselesi diye bir meselemiz yoktur” dedi. Bu durumda kendisiyle ters mi düşüyorsunuz?
D.A; Ne zaman dedi, ne dedi, ben duymadım. Dediyse benim kitabım yanlış onun dediği doğrudur. Size bizim için geçerli olan demokratik gerçeği hatırlatırım; Ben bilmem abim bilir!
C.A; Sayın seyirciler, lütfen kusura bakmayın. Sinir sistemin bozulduğundan tansiyonum zıplamış. Zorunlu olarak ara verdik.
Sayın Başbakan, CHP ile koalisyon görüşmeleriniz başarısızlıkla sonuçlandı. Ülkenizde neredeyse bir iç savaş var. Dolar fırladı, ekonominiz üff desek yıkılacak gibi. Ne diyorsunuz?
D.A; Çok güzel bir soru sordunuz. Koalisyon ya kurulur, ya kurulmaz.
Kimse üzülmesin. Biz CHP ile çok güzel bir görüşme pratiği belirledik. Bu ikili temaslar tarihi niteliktedir. Biz ülkemizi hükümetsiz bırakmayız. Ben kitabımda bunu da belirtmiştim. Kafamda dokuz tane seçenek var! Şimdi onları deneyeceğim. Yani kimse bize baskı yapmaya kalkmasın. Kimse bizim gücümüzü test etmeye kalkmasın. Boyum ufak olabilir ama kimse beni Karamürsel Sepetine benzetmesin!
Ahmed-i Hani’den Red-Kit’e onlardan Tom Miks’e ve Zagor’a kadar herkes bizi tanır ve bilir.
Erken seçim, aşı olmak gibidir! Nasıl ki kudurmamak için aşı oluyorsak, abim isterse erken seçime de gideriz, hemen seçime de gideriz. Şimdi bu konunun üstüne yatıp uyuyalım, yarın bakalım!
C.A; Sayın Başbakan, ne demek yatalım, uyuyalım? Ayıp, ayıp. Gidin kendi evinizde uyuyun! Sayın Seyirciler, hayatımın en zor röportajını yaptım. Doktorum beni bekliyor. Görüşmek üzere.
Anladınız mı neden bu hallere düşmüşüz. Anadolu’da bir laf vardır; “En akıllısı, zincirle bağlanacak gibi!”
Çocuk babasına bağırır; “Baba bir hırsız yakaladım!”
Baba; “Getir oğlum.” Çocuk; “Gelmiyor baba!”
Baba; “Karakola götür oğlum.”
Çocuk; “Karakola gitmeyelim, erken seçime gidelim diyor!”
Baba; “Hadi len, hırsızlığın seçimi mi olurmuş!”
Not;
Siyasette hiçbir mazeret, başarının yerini tutmaz!
Türk Milletinin kararına rağmen o koltukta oturamazsın, batar o koltuk, canın çok acır, çok…
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Ağustos 2015
Rifat Serdaroğlu