Bu yazıyı “İyi Tanımalıyız” başlığıyla tam 5 (BEŞ) yıl önce yazmıştım. Türkiye’yi yönetenlerin nereden nereye savruldukları, ülkemizin başına ne ağır belalar açtıkları, tüm ölümlerden-yıkımlardan sorumlu oldukları halde nasıl bugün büyük bir aymazlıkla yerlerinde oturabildiklerini anlamak için bir kez daha sunmak istedim. Hatırlayalım mı? Görgüsü, bilgisi ve cesareti olmayan siyaset adamı, keskin kenarı olmayan bıçağa benzer. O asla bıçak olamaz, olsa olsa “masat” olur. Başka bıçakları bilemeye yarar, kullanılacak malzemeler sınıfında yer alır. Onu herkes kendi işi için kullanır ve sonunda eski bir mendil gibi çöpe atar. Böyle bir siyasetçi bir gün böyle, bir gün şöyle konuşur. O gün kulağına ne fısıldanmış, önüne ne konmuş ise onu söyler. Bilgisi olmadığı için aynı konuda faklı söylemlerin ağzından çıktığının farkına varmaz, bu yüzden fikri takibi yoktur. Gerçek Devlet Adamı kin tutmaz. Kendisine oy versin vermesin milletine asla hakaret etmez. Devlet gücünü siyasi çıkarı için intikam aracı olarak kullanmaz. Önüne bakar ama uzağı iyi görür. En önemlisi seçimle geldiği gibi seçimle gideceğini ve bir gün hesap vereceğini bilir. Akıllı bir siyasetçi, mezarlıkların kendilerini vazgeçilmez sanan zavallılarla dolu olduğunu iyi bilmelidir! Televizyonlarda ve basında 2013 yılına kadar neler söylenmiş; -Diyarbakır, Büyük Ortadoğu Projesinde bir YILDIZ olacaktır. (RTE) -BOP’ta Türkiye’nin üstlendiği bir görev var. Ben BOP Eşbaşkanıyım. (RTE) -HABUR bir milattır (PKK’lı katillerin gelişi) Artık analar ağlamasın. RTE) -Bunlar Zerdüşt. İblisin yolunda yürüyenler. (RTE) -Efendileriniz ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz. (RTE) -Vampirler, Nekrofiller, ölü seviciler. (RTE) -Dininin, kininin davacısı bir gençlik istiyorum. (RTE) -Türkiye’nin toprakları aynı zamanda NATO toprağıdır. (RTE) -Herkesin yaşam tarzına saygılıyız, kimseye karışmayız. (RET) -Kürtaj cinayettir. Sezaryen olmaz. En az üç çocuk olsun. (RTE) -Eskiden emirle köşe yazısı yazarlardı. Bunları tasmalarından kurtardık. (RTE) -Erdoğan İmralı’ya konulsun demiyoruz, Öcalan İmralı’dan çıksın diyoruz. (Demirtaş) -Onlar terörist değil, Büyük Kürdistan’ın kurucuları gerillalarıdır. (Habur’dan gelenler) (Demirtaş) -Öcalan’ın heykelini her yere dikeceğiz. (Demirtaş) -Bu yüz yıllık bir davadır. Bizi kimse teslim alamaz. (Demirtaş) -Yeni Anayasada ya Kürt kimliği kurucu olarak yer alacak, ya da Türklük çıkarılacaktır. AKP önderliği ile anlaşmamız bu. (Demirtaş) -Türkiye, PKK’yı ve temsilcilerini tanımak zorunda kalacak. Bizler buna çalışacağız. H. Cemal- C. Çandar (5-6 Aralık AB-Türkiye-Kürtler Konferansı) -Dağdan inen, boşuna ölmedik diyebilmeli. (Galip Ensarioğlu AKP MV) Yıllardır Cengiz Çandar’dan Nagehan Alçı’ya, Nazlı Ilıcak’tan Eyüp Can’a kadar “PKK severler”, Türk Milletini zehirlemeye çalıştılar. 54 bin insanımızın hayatını çalan Narko-Terör örgütünü allayıp pullayıp “Özgürlük Savaşçısı” diye yutturmaya gayret ettiler. Bizzat ABD Dışişleri Bakanı tarafından “BOP gerçekleştiğinde 22 ülkenin sınırları değişecek” denilen ve Güneydoğumuzun bizden koparılacağını gösteren haritaların NATO’da ki ABD’li subayların ofislerinde asılı durduğu şu anda, BOP Eşbaşkanı Türkiyeli Başbakan Erdoğan’ı iyi izlemeliyiz. Onu ve ekibini Türkiye çok iyi tanımalıdır… Şimdi geldik Ocak 2018’e! Lütfen sakin sakin düşünün. Çevremizin nasıl ateş çemberi haline getirildiğini, olmayan dış politikamızı, cari açığımızı, kaçan sıcak parayı, ülkeden kaçmak zorunda kalan kendi insanlarımızı, çökmekte olan ekonomimizi, din devletine doğru koşar adım gitmemizi, bir yılda 2 milyon adetten fazla pompalı tüfek alıp silahlanan vandalları, eğitimde dibe vurmamızı, yolsuzlukları vurgunları bir daha hatırlamaya çalışın. Nereden nereye gelmişiz! Nereye gideceğimiz belli değil mi? Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Ocak 2018 Rifat Serdaroğlu