Filozof Diyojen, güpegündüz elinde fenerle dolaşıyormuş! Fenerle ne aradığını soranlara “Adam Arıyorum” diye yanıt verirmiş! Elbette ki aradığı “şeklen adam” değil, “ahlaki ve manevi açıdan dürüst” bir adamdı…
AKP Genel Başkanının “Hayırsever”, “Türkiye’ye faydalı bir iş adamı” diye tüm dünyaya tanıttığı adam müsveddesi, ABD’de Yargıç önünde bas bas bağırıyor; -Şu AKP’li Bakana, şu kadar milyon dolar RÜŞVET verdim. -Şu AKP’li Bakan’a, ayakkabı kutusunda şu kadar milyon dolar RÜŞVET verdim. -Şu AKP’nin atadığı Banka Genel Müdürünün evine şu kadar milyon dolar Rüşvet gönderdim. -Aha işte ses kayıtları, görüntüler, dekontlar…
Tüm dünya hayretle ve ibretle bu sözleri dinliyor. AKP’li Bakanların görüntüleri yabancı televizyonlar tarafından veriliyor! Peki, AKP’de 16 yıldır, Başbakanlık-Bakanlık- Milletvekilliği-Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan 1000’den fazla kişinin birinden bile neden ses çıkmıyor?
Sizlere defalarca AKP’nin normal siyasi düzenin partisi olmadığını, aynen “Organize bir suç örgütü” gibi çalıştığını söyledim. Bu sebepten kimse sesini çıkaramıyor! Sanki hepsi suça bulaşmış veya korkutulmuş! Bu insanlardan bir kişi olsun şunları söyleyemiyor; “Arkadaş, rüşvet aldığınız belgeleriyle iddia ediliyor. Niçin susuyorsunuz? Almadıysanız çıkın inkâr edin. Sizin yüzünüzden benim alnıma niye hırsız damgası vurulsun? Niçin koskoca parti, birkaç kişi yüzünden Türk Milleti nezdinde şaibeli hale geliyor?” İşte ben bunları söyleyebilecek, Allah’tan korkan Türk Milletinden utanan namuslu dürüst bir AKP’li arıyorum. Böyle biri var mı, bulabilecek miyim?
Değerli Okurlar; Kötü niyetli olan biri, hırsızlık yapsa bile kendini kandırmakta ustadır! “Karnım açtı”, “İş bulamamıştım”, “Başka çarem mi vardı” gibi gerekçelerin ardına saklanır! Herkesi kandırabileceğini zanneder! Bilmez ki gerçekler eninde sonunda ortaya çıkar…
AKP’liler de kendilerini şöyle kandırıyorlar; -Bu paralar alındıysa bile “Dava” için, “Cihad” için “Menzilimiz İslam Devleti” için alınmıştır!
Neden böyle düşünürler bilir misiniz? Çünkü bu dünyada “din istismarı” yaparak, insanları “Allah ile aldatarak” kazanılan para kadar kolay bir kazanç yoktur! Ne demişti AKP’li Bakan; “Ayet salla Bakaradan, topla paraları fukaradan!” Camilerde toplanan paraların hesabını tutan, nereye harcadın diyen mi var?
Yazıyı hafta sonu neşesi niyetine bir fıkra ile bağlayalım; 1 İmam, 1 Papaz, 1 Haham çok iyi dost olmuşlar. Sohbetleri ilerledikçe, birbirlerine Cemaatlerinden nasıl para topladıklarını anlatmaya başlamışlar! Papaz; Biz topladığımız parayı bir tepsiye yığar ve kilisenin duvarına da geniş ağızlı bir sürahi koyarız! Arkamızı sürahiye döner ve tepsideki paraları sürahiye doğru atarız. Sürahinin içine girenler Allah’ın, gerisi bizimdir…
Haham; Biz de paraları tepsiye koyarız ama sinagog ’un duvarına ağzı dar bir vazo koyarız. Vazoya giren paralar Allah’ın, gerisi bizimdir…
İmam; Sıra imama gelince “Sizler çok cimri imişsiniz” demiş. Biz Camide topladığımız paraları püskevit kutusuna koyar ve havaya, yani Allah’a doğru atarız. O, istediği kadarını alır, yere düşenler bizimdir…
AKP’nin para toplama becerisi böyledir. 16 yıldır ABD ile kucak kucağa olurlar. Milyonlarca Müslümanın, ABD Askerleri tarafından katledilişine, tecavüze uğramasına ses çıkarmazlar, “Eşbaşkanlık bizde” diye salakça dolaşırlar! Üstelik, katil ABD Askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ederler, İsrail ile askeri konularda silahlanma dahil her konuda beraber çalışırlar.
Fakat gündem değiştirmek, hırsızlıkları unutturmak için Müslümanları Kudüs için sokağa dökmekten de utanmazlar… Yüz karası bunlar, yüz karası…
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Aralık 2017 Rifat Serdaroğlu