Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BUNLAR TÜRKİYE’NİN PARTİSİ Mİ?

Son yıllarda Türkiye’de İslamcı politikalar üzerinden tarikatlar ön plana geçince, demokrasi rejiminin ana unsuru olan siyasi partilerin kasıtlı olarak geride bırakıldığı, partisiz demokrasi olamayacağına göre meydana gelen boşluğun hacı-hoca ve şeyh takımının önderliğindeki tarikatlar aracılığıyla doldurulmaya çalışıldığı görülmektedir. (Prof. Dr. Anıl Çeçen) Sayın Çeçen’in bu tespitine katılıyorum. Gerçek İslam’ı asla yansıtmayan bu tarikatlar yıllarca, küresel güçlerin- Arap milliyetçiliğinin- Vahabi Selefiyeciliğin- yabancı terör örgütlerinin tetikçiliğini yaptılar. Ne pahasına ve neye karşı? Türk Devletinin yıkılması pahasına, Lâik Cumhuriyet ve Atatürkçülüğe karşı! Siyasete girip AKP sayesinde, devletin en önemli kademelerine sızan bu seccade şeytanları, son 17 senede Türk sermaye yapısının da el değiştirmesine sebep oldular. 17 senenin sonunda öyle bir duruma geldik ki, bu tarikatlar; “Din sosuna batırılmış habis bir ur gibi, içten içe toplum yapımızı çürüten, Türk Devletini ve güvenlik birimlerini içten içe kuşatan büyük bir tehlike haline geldiler!” (Prof. Dr. Enis Öksüz) Düşünebiliyor musunuz, bu ülkenin insanları yıllarca kadının saçının bir tek kılı görünsün mü görünmesin mi diye birbirine düşman edilirken, televizyonlarda her gün çıplak kadın mürit oynatan Adnan Hoca gibiler, tarikatçıyız-cemaatçiyiz diye, devlette itibar görüyorlardı! İki değerli ve deneyimli bilim insanı dostumdan yaptığım alıntılarla yazmaya çalıştığım satırların sebebi, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Saray’da verilen resepsiyonda gördüğüm manzaradır. Tablo şu; İlk karede Erdoğan ve Akşener el sıkışıyor. Akşener, Erdoğan’ın elini, iki elinin arasına almış (siyaset dilinde bu tutuşa köfte yapmak denir) öyle bir bakıyor ki! Adeta “Abi, kusura bakma sana yükleniyorum ama ne yaparsın siyaset. Biliyorsun aynıyız, merak etme, benden sana zarar gelmez” der gibi! İkinci karede, Erdoğan’ın ablası Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller (İstanbul Bankası) ve Erdoğan var. Bu kez, Özer Çiller Erdoğan’ın elini köfte yapmış, Tansu Çiller de Erdoğan’a hayranlıkla bakıyor! Üçüncü karede, ise Erdoğan ve Bahçeli var. Bu pozda ise Erdoğan Bahçeli’nin elini köfte yapmış! Vücut dili ve davranış uzmanlarına göre, sadece gördüğümüz resimler dahi, bu kişilerin Türkiye’ye aynı pencereden baktıkları, aynı kumaştan oldukları ve aynı şeyleri düşündüklerinin yansımasıdır. Nedir o? Önce biz, sonra biz, daha sonra yine biz? O zaman şu soruları sormak bizlerin hakkı değil mi? -Madem aynı düşünüyorsunuz, niçin ayrı partilerdesiniz? -Nasıl bir karakter yapısına sahipsiniz ki, birbirinizi “Hırsız-Hazine Soyguncusu-Kandil Uşağı-Kafatasçı-Yunan’a Türk Adalarını satan adam” diye en ağır ifadelerle suçluyor ve yine birbirinize sevgiyle bakabiliyorsunuz? -Nasıl Türk Milliyetçilerisiniz ki, Türklüğü-Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldım” diyen birine tapıyorsunuz? -Türk Milleti şunu anladı; Çiller ABD’nin yetiştirmesi, Akşener Çiller’in yetiştirmesi, Bahçeli Erdoğan’ın elemanı, Erdoğan Siyasal İslamcı, İhvancı ve BOP Eşbaşkanı! Peki bu Genel Başkanların partileri, Türkiye’nin partileri mi? Çoban Ateşi Hareketi, partileştiğinde bu konudaki temel görüşleri şöyle olacaktır; -Parti sadece Türk Milletinin Partisi olacaktır ve Türk Milletinden başka hiçbir yerden emir almayacaktır. Türk Milletine asla yalan söylenmeyecek, ne kadar acı olursa olsun gerçekler, paylaşılacaktır. -Gençlerimiz, üç kıtada İslam’ın sancaktarlığını yapan Türk düşün insanlarının yani Ahmet Yesevi-Yunus Emre- Hacı Bektaş- Tapduk Emre- Ahi Evran- Hacı Bayramların öğütlerini dinleyecekler, Arap Bedevilerinin yalanlarını değil! -Gelin canlar bir olalım, incinsen de incitme diyeceğiz. -Kuvvetimiz mazluma değil, zalime karşı kullanılacaktır. -Eşine, işine, aşına özen gösterenlerden, kadın ile erkeği eşit tutanlardan olacağız. -Çalışmadan geçinenler bizden değildir, diyeceğiz. -İslam’ın temeli güzel ahlak, ahlakın özü bilgi, bilginin özü akıldır, diyenlerden olacağız. Sözün özü, gerçek yerli ve milli olacağız… Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Eylül 2019 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2019 - Cuma
Rıfat SERDAROĞLU

BUNLAR TÜRKİYE’NİN PARTİSİ Mİ?

Son yıllarda Türkiye’de İslamcı politikalar üzerinden tarikatlar ön plana geçince, demokrasi rejiminin ana unsuru olan siyasi partilerin kasıtlı olarak geride bırakıldığı, partisiz demokrasi olamayacağına göre meydana gelen boşluğun hacı-hoca ve şeyh takımının önderliğindeki tarikatlar aracılığıyla doldurulmaya çalışıldığı görülmektedir. (Prof. Dr. Anıl Çeçen)

Sayın Çeçen’in bu tespitine katılıyorum. Gerçek İslam’ı asla yansıtmayan bu tarikatlar yıllarca, küresel güçlerin- Arap milliyetçiliğinin- Vahabi Selefiyeciliğin- yabancı terör örgütlerinin tetikçiliğini yaptılar. Ne pahasına ve neye karşı? Türk Devletinin yıkılması pahasına, Lâik Cumhuriyet ve Atatürkçülüğe karşı!

Siyasete girip AKP sayesinde, devletin en önemli kademelerine sızan bu seccade şeytanları, son 17 senede Türk sermaye yapısının da el değiştirmesine sebep oldular.

17 senenin sonunda öyle bir duruma geldik ki, bu tarikatlar; “Din sosuna batırılmış habis bir ur gibi, içten içe toplum yapımızı çürüten, Türk Devletini ve güvenlik birimlerini içten içe kuşatan büyük bir tehlike haline geldiler!” (Prof. Dr. Enis Öksüz) Düşünebiliyor musunuz, bu ülkenin insanları yıllarca kadının saçının bir tek kılı görünsün mü görünmesin mi diye birbirine düşman edilirken, televizyonlarda her gün çıplak kadın mürit oynatan Adnan Hoca gibiler, tarikatçıyız-cemaatçiyiz diye, devlette itibar görüyorlardı!

İki değerli ve deneyimli bilim insanı dostumdan yaptığım alıntılarla yazmaya çalıştığım satırların sebebi, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Saray’da verilen resepsiyonda gördüğüm manzaradır.

Tablo şu; İlk karede Erdoğan ve Akşener el sıkışıyor. Akşener, Erdoğan’ın elini, iki elinin arasına almış (siyaset dilinde bu tutuşa köfte yapmak denir) öyle bir bakıyor ki! Adeta “Abi, kusura bakma sana yükleniyorum ama ne yaparsın siyaset. Biliyorsun aynıyız, merak etme, benden sana zarar gelmez” der gibi!

İkinci karede, Erdoğan’ın ablası Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller (İstanbul Bankası) ve Erdoğan var. Bu kez, Özer Çiller Erdoğan’ın elini köfte yapmış, Tansu Çiller de Erdoğan’a hayranlıkla bakıyor!

Üçüncü karede, ise Erdoğan ve Bahçeli var. Bu pozda ise Erdoğan Bahçeli’nin elini köfte yapmış!

Vücut dili ve davranış uzmanlarına göre, sadece gördüğümüz resimler dahi, bu kişilerin Türkiye’ye aynı pencereden baktıkları, aynı kumaştan oldukları ve aynı şeyleri düşündüklerinin yansımasıdır. Nedir o? Önce biz, sonra biz, daha sonra yine biz?

O zaman şu soruları sormak bizlerin hakkı değil mi? -Madem aynı düşünüyorsunuz, niçin ayrı partilerdesiniz? -Nasıl bir karakter yapısına sahipsiniz ki, birbirinizi “Hırsız-Hazine Soyguncusu-Kandil Uşağı-Kafatasçı-Yunan’a Türk Adalarını satan adam” diye en ağır ifadelerle suçluyor ve yine birbirinize sevgiyle bakabiliyorsunuz? -Nasıl Türk Milliyetçilerisiniz ki, Türklüğü-Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldım” diyen birine tapıyorsunuz? -Türk Milleti şunu anladı; Çiller ABD’nin yetiştirmesi, Akşener Çiller’in yetiştirmesi, Bahçeli Erdoğan’ın elemanı, Erdoğan Siyasal İslamcı, İhvancı ve BOP Eşbaşkanı! Peki bu Genel Başkanların partileri, Türkiye’nin partileri mi?

Çoban Ateşi Hareketi, partileştiğinde bu konudaki temel görüşleri şöyle olacaktır; -Parti sadece Türk Milletinin Partisi olacaktır ve Türk Milletinden başka hiçbir yerden emir almayacaktır. Türk Milletine asla yalan söylenmeyecek, ne kadar acı olursa olsun gerçekler, paylaşılacaktır. -Gençlerimiz, üç kıtada İslam’ın sancaktarlığını yapan Türk düşün insanlarının yani Ahmet Yesevi-Yunus Emre- Hacı Bektaş- Tapduk Emre- Ahi Evran- Hacı Bayramların öğütlerini dinleyecekler, Arap Bedevilerinin yalanlarını değil! -Gelin canlar bir olalım, incinsen de incitme diyeceğiz. -Kuvvetimiz mazluma değil, zalime karşı kullanılacaktır. -Eşine, işine, aşına özen gösterenlerden, kadın ile erkeği eşit tutanlardan olacağız. -Çalışmadan geçinenler bizden değildir, diyeceğiz. -İslam’ın temeli güzel ahlak, ahlakın özü bilgi, bilginin özü akıldır, diyenlerden olacağız. Sözün özü, gerçek yerli ve milli olacağız…

Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Eylül 2019 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.