33-35 yaşlarında genç bir Hakime Hanım önündeki 4 yıllık şişkin dosyaya baktı ve bana aynen şöyle dedi; “Siz de her gün yazmasanız, hem niçin yazıyorsunuz ki?”
Kendisine şu yanıtı verdim; “Sizin o koltukta bir Cumhuriyet Kadını olarak oturmanız, benim için gurur kaynağıdır. Yazıyorsam, sizler için yazıyorum. Benim savunduğum Lâik Cumhuriyet, Demokrasi, Hukuk Devleti yaşarsa, sizler o koltuklarda oturabileceksiniz. Benim savunduğum rejim yenilir ve Federe İslam Devleti kurulursa, sizi bir KADIN olarak orada oturtmazlar. Anında kulağınızdan tuttukları gibi atarlar ve yerinize bir KADI getirirler. İşte ben bu yüzden yazıyorum. Keşke Cumhuriyetin Kurumları ve Türk Aydınları anayasal ve demokratik haklarını bilse ve sahip çıksa da ben de yazmasam…”
Yukarıda anlattığım olaydan yaklaşık 3 ay sonra, 5 Haziran 2018 Salı günü saat 9.30’da yine aynı Hakime Hanım’ın karşısındaydım. O kendine güvenen Yargıç gitmiş, fevkalade rahatsız bir ruh hali ve sinirlilik halinde bir Yargıç kürsüdeydi! Nasıl bir baskı gördüyse…
Yazılı savunmamızda, “suç işleme tarihi olduğu iddia edilen yazılar ile, dava açma arasındaki tarihin, kanunun emrettiği sınırlara uymadığını ısrarla belirtmemize rağmen” Hakime Hanım kararını verdi; 09 Nisan 2013 (5 yıl önce) yazdığım (Yargı Ne İş Yapar) başlıklı bir yazıda, 3 kişiye birden hakaret ettiğim gerekçesiyle;
Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten 11 ay 20 gün, Bülent Arınç’a hakaretten 11 ay 20 gün, Necdet Özel’e hakaretten 11 ay 20 gün olmak üzere bizi toplam 34 ay 10 gün hapis cezasına mahkûm etti. (Bu kararı veren Yargıç, daha sonra FETÖ üyeliği sebebiyle, meslekten atıldı ve tutuklandı!) Tabii ki İzmir İstinaf Mahkemesine itiraz hakkımızı kullanacağız.
Benzeri bir suç iddiası ve mahkûmiyet kararı sebebiyle Antalya İstinaf Mahkemesinde, beraat etmiştik. Yine edeceğiz, inşallah…
Gerek Erdoğan, gerek Arınç, gerek Özel ve benzerleriyle Atatürk Cumhuriyetinin bir ferdi olarak Türk Milleti adına hesabımızın ilk etabını 24 Haziran’da göreceğiz. Sonrası devam edecek! Bu yolda alınacak hiçbir ceza, girilecek hiçbir hapishane bizi görevimizden alıkoyamaz.
FETÖ Yargıçlarının yapamadığını, İktidar maşası olmayı kabullenen Yargıçların yapamadığını, Cumhuriyet Kadını olarak sen becerdin Hakime Hanım, ne diyeyim ki; Canın Sağ olsun Hakime Hanım! Anayasamızın 141 maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları GEREKÇELİ olarak yazılır” diye emreder. Hukukçu dostlarım, Hakime Hanım “Kısa Kararına da” GEREKÇE yazmak zorundaydı. Kendisi anayasaya aykırı hareket etmiştir, demekteler…
Balta ile kesilmekte olan ağaç, yanındaki ağaca; “Kesilmek canımı acıtıyor ama, esas canımı acıtan, baltanın sapının benden olmasıdır…
Durmak, pes etmek yok! Cumhuriyet, Atatürk düşmanlarıyla ve cahil yargı mensuplarıyla mücadeleye devam…
Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Haziran 2018 Rifat Serdaroğlu