Bir gece baskınıyla eşkıyanın köye çöktüğü gibi, Türkiye’nin üzerine çöktüler!
Çaldılar, soydular bir türlü doymadılar. Yıktılar, ayrıştırdılar bir türlü durmadılar!
Hırsızlıkları yüzlerine vuruldu, utanmadılar. Suratlarına tükürüldü, yağmur yağıyor galiba, diye pişkince sırıttılar…
Bunlar insan olamazlar. İnsanın en edepsizinin bile duracağı bir yer vardır. İnsanın en sapığı bile, söz konusu kendi ailesi olunca durmasını bilir!
Bunlar kendi devletlerini, kendi ordularını yıkmaya çalıştılar. Kendi milletinin mallarını soydular. Bunlar iğrenç mahlûklardır, hem de en iğrencinden…
Cumhur’un Başı ne demişti;
“Hırsızlık oğuldan babaya değiiiil, babadan oğula geçeeer!”
Çocuğun babacığı Bakan! Çocuk bir inşaat şirketine avantadan ortak edilir!
Arkeolojik SİT olan bir arazi ucuza alınır. Sonra babacık devreye girer, proje için önce Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan onay alınması gerekirken, amcacığı diğer Bakana, yani Çevre-Şehircilik Bakanına gönderilir ve aynı gün imar değişikliği yapılarak Koruma Kuruluna gönderilir. Bakan babacık elbette ki kurula telefon etmiştir!
Kurul, planı sakıncalı görmesine rağmen korkudan aynı gün imzalar!
250 (İki Yüz Elli) metrekare yapılaşma izni olan arazi, 15000 (On Beş Bin) metrekareye, kot farkı ve bodrumlarla birlikte 40000 (Kırk Bin) metrekareye çıkıverir!
Bu yapılan düpedüz hırsızlıktır. Korunması ve gelecek nesillere bırakılması gereken bir yer, Bakanlık gücü kullanılarak göz göre-göre Türk Milletinden çalınmıştır.
Tam da Cumhur’un Başının dediği gibi, babadan oğula geçen bir hırsızlık olayı!
İddia bu da, herhangi bir soruşturma, yalanlama var mı? Aynı suçu işleyen önceki Bakan çocuklarına ne yapıldıysa, buna da aynısı yapılacak. Madalya verilecek yani!
Çok iğrençsiniz, çok…
Salih Müslim denen pisliği Türk Milleti çok iyi tanır.
Erdoğan’ın 1 numaralı adamı idi. Erdoğan’ın “Çözüm Süreci” zamanında, Ankara’da İstanbul’da yoluna kırmızı halılar döşenip defalarca karşılanan,
Türk Devletinin muhatabı yapılan PKK yamağı!
Bu pislik dün ANF Ajansına konuştu ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için şunları söyledi;
“Erdoğan’ın Lahey’de yargılanması için bütün dosyalar hazırlanmış durumda. Ruslar bu dosyalara, yani Türkiye’nin DAİŞ’le ilişkilerini gösteren belgelerin hepsine sahip. ABD’de devam eden Sarraf davasını unutmayın.
Bu dava Erdoğan’ın boynunda ip gibi duruyor…”
2002 yılından önce Salih Müslim-Barzani-Talabani gibi katiller yine var idiler.
Bunların muhatabı, sınır boyundaki küçük rütbeli askerler idi. Erdoğan’dan önce bir tek Özal, bunları muhatap almıştı! Erdoğan ve ekibi bu katillerin seviyelerini yükseltti, bazısını kongresine “Onur Konuğu” yaptı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye slogan attırdı! Bunlara paralar verdi!
Adamları sivriltti! Erdoğan her konuda olduğu gibi Salih Müslim konusunda da yanıldığını, bu yanılmanın kendisinin saflığına verilmesini isteyebilir.
Onun, şahsına yapılan ağır hakaretleri sindirip sindirmemesi de kendi namus anlayışının bileceği bir iştir.
Yalnız, hakarete uğrayan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı” makamıdır.
Türk Devletinin güvenlik güçleri ve istihbarat kuruluşları, Salih Müslim denen pisliğe bu sözlerinin hesabını mutlaka sormalıdırlar…
Salih Müslim veya benzeri pisliklerden biri, İsrail Cumhurbaşkanı için bu şekilde konuşabilir mi?
Bu pisliklerin babaları-dedeleri Rahmetli Atatürk’e bu tarz bir konuşmayı, bırakın dillendirmeyi, düşünebilirler miydi?
Kendi onurunu koruyamayan kişi, Türk Milletinin onurunu nasıl koruyacak?
Çok iğrençsiniz çok…
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Temmuz 2016
Rifat Serdaroğlu