Her gün art arda gelen şehit haberlerini okuyunca, damarlarımdan biri kerpetenle kopartılır gibi oluBu duruma sebep olan AKP üst yöneticilerine, çocuklarımızın canlarını alan PKK katillerine ettiğim bedduaların aynını ederim. Önümüzdeki çok kısa bir zaman diliminde tüm gerçekler ortaya döküldüğünde, aynı beddualar tüm Türk Milleti tarafından da okunacak…
Şu an TC Başbakanlık koltuğunda oturmakta olan Binali Yıldırım şunu söyledi; “Çözüm mözüm yok kardeşim, geçti o günler!”
Bu sözler, geçmişte yapılan yanlışların kabulüdür. İyi de o yanlışlar yapılırken Binali Yıldırım, eskiden olduğu gibi İstanbul Belediyesine ait bir konteynerden bozma ofisinde mi oturuyordu? Yoksa Başbakan Erdoğan’ın sırdaşı ve en güçlü adamı olarak Bakanlık koltuğunda mıydı?
AKP, iktidara gelmeden önce “Koruculuk Sisteminin” kaldırılacağını açıklamıştı.
Dönemin Başbakanı Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu, defalarca “Koruculuk Sistemini” kaldıracaklarını ifade ettiler.
Erdoğan ve AKP, Koruculuk sistemini resmen kaldırmadı ama Türk Vatanını PKK’dan koruyan Kürt kökenli vatandaşlarımızdan oluşan Korucuları, yapayalnız bıraktı…
Üstüne bir de Türk Askerinin ve Türk Polisinin elini kolunu bağlayarak, meydanı tamamen PKK’ya terk etti. Bilerek ve planlayarak!
Oslo zabıtlarında, görüşmelere Başbakan Erdoğan’ın emri ve izni ile katılan, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan, PKK’nın Avrupa Baronları ile İngiltere yönetimindeki masada aynen şunları söylüyordu;
“PKK’ya geliştirilen bir özgürlük alanı açıldı. Bu açılan özgürlük alanı içerisinde, örgütün alt birimleri eski alışkanlıklarından hareketle daha fazla mevzi kazanalım, daha fazla örgütlenelim mantığı içerisindeler. Bir noktaya kadar hani tolare edebiliyorsunuz, çünkü dediğim gibi alanda Valiler, Emniyet Müdürleri bu noktada gerçekten çok değerli insanlar. Yani şu anda sizi bilmiyorum! Spesifik olarak yani isim vererek şikâyet edebileceğiniz, şu adam düşmandır, bu adam şeydir diye bir durum var mı?” (ifade bozuklukları sahibine aittir)
Değerli Okurlar;
Bir hukuk devletinde, Başbakan adına bu şekilde konuşacak cesarette bir görevlinin gideceği tek yer vardır. Oranın adı da Yüce Divandır. Hem de Hakan Fidan’ı PKK’lıların ayağına gönderen siyasi irade ile birlikte. Türk Devletinin Valilerini, Emniyet Müdürlerini “Düşman” diye niteleyecek kadar aklını, vicdanını kaybetmiş birini MİT’in başına getirmek, sonradan istifa etmesine rağmen, tekrar ve usulsüz olarak bir daha MİT’in başına getirmek,
Türk Devletine yapılan ihanetin en ciddi belgesidir…
Bu ihanetin üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Huber Apo’nun “Norşin” densizliğini koyun.
Kayyum atanan belediyelerdeki Kürtçe levhaları tekrardan yerine astıran Soylu Süleyman’ın yasa tanımazlığını ekleyin, on binlerce şehit yakını bayramı şehitliklerde geçirirken Bebek katili Öcalan’a ailesiyle birlikte “Açık Görüş” tanıyan Adalet Bakanının ayıbını ilave edin, AKP’nin PKK terörüne bakış açısı net olarak ortaya çıkar…
Tekrar ve bir daha ısrarla ve bilerek yazıyorum ki, 2002 yılından itibaren toprağa verdiğimiz şehitlerimizin, sakat kalan gazilerimizin, kaybolup giden ekonomik değerlerimizin tek sorumlusu, Obama’nın Eşbaşkanı Erdoğan ve onun partisi AKP’dir.
Bunlar ne bu dünyadaki Bağımsız Türk Yargısından, ne de ilahi adaletten asla kurtulamayacaklardır. İsterlerse eski ortaklarının yanına yani Pensilvanya’ya kaçsınlar, sonuç değişmeyecektir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Eylül 2016
Rifat Serdaroğlu
Anasayfa
Yazarlar
Rıfat SERDAROĞLU
Yazı Detayı
Bu yazı 1226+ kez okundu.
ÇÖZÜMÜNÜZ BATSIN
Her gün art arda gelen şehit haberlerini okuyunca, damarlarımdan biri kerpetenle kopartılır gibi oluBu duruma sebep olan AKP üst yöneticilerine, çocuklarımızın canlarını alan PKK katillerine ettiğim bedduaların aynını ederim. Önümüzdeki çok kısa bir zaman diliminde tüm gerçekler ortaya döküldüğünde, aynı beddualar tüm Türk Milleti tarafından da okunacak…
Şu an TC Başbakanlık koltuğunda oturmakta olan Binali Yıldırım şunu söyledi; “Çözüm mözüm yok kardeşim, geçti o günler!”
Bu sözler, geçmişte yapılan yanlışların kabulüdür. İyi de o yanlışlar yapılırken Binali Yıldırım, eskiden olduğu gibi İstanbul Belediyesine ait bir konteynerden bozma ofisinde mi oturuyordu? Yoksa Başbakan Erdoğan’ın sırdaşı ve en güçlü adamı olarak Bakanlık koltuğunda mıydı?
AKP, iktidara gelmeden önce “Koruculuk Sisteminin” kaldırılacağını açıklamıştı.
Dönemin Başbakanı Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu, defalarca “Koruculuk Sistemini” kaldıracaklarını ifade ettiler.
Erdoğan ve AKP, Koruculuk sistemini resmen kaldırmadı ama Türk Vatanını PKK’dan koruyan Kürt kökenli vatandaşlarımızdan oluşan Korucuları, yapayalnız bıraktı…
Üstüne bir de Türk Askerinin ve Türk Polisinin elini kolunu bağlayarak, meydanı tamamen PKK’ya terk etti. Bilerek ve planlayarak!
Oslo zabıtlarında, görüşmelere Başbakan Erdoğan’ın emri ve izni ile katılan, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan, PKK’nın Avrupa Baronları ile İngiltere yönetimindeki masada aynen şunları söylüyordu;
“PKK’ya geliştirilen bir özgürlük alanı açıldı. Bu açılan özgürlük alanı içerisinde, örgütün alt birimleri eski alışkanlıklarından hareketle daha fazla mevzi kazanalım, daha fazla örgütlenelim mantığı içerisindeler. Bir noktaya kadar hani tolare edebiliyorsunuz, çünkü dediğim gibi alanda Valiler, Emniyet Müdürleri bu noktada gerçekten çok değerli insanlar. Yani şu anda sizi bilmiyorum! Spesifik olarak yani isim vererek şikâyet edebileceğiniz, şu adam düşmandır, bu adam şeydir diye bir durum var mı?” (ifade bozuklukları sahibine aittir)
Değerli Okurlar;
Bir hukuk devletinde, Başbakan adına bu şekilde konuşacak cesarette bir görevlinin gideceği tek yer vardır. Oranın adı da Yüce Divandır. Hem de Hakan Fidan’ı PKK’lıların ayağına gönderen siyasi irade ile birlikte. Türk Devletinin Valilerini, Emniyet Müdürlerini “Düşman” diye niteleyecek kadar aklını, vicdanını kaybetmiş birini MİT’in başına getirmek, sonradan istifa etmesine rağmen, tekrar ve usulsüz olarak bir daha MİT’in başına getirmek,
Türk Devletine yapılan ihanetin en ciddi belgesidir…
Bu ihanetin üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Huber Apo’nun “Norşin” densizliğini koyun.
Kayyum atanan belediyelerdeki Kürtçe levhaları tekrardan yerine astıran Soylu Süleyman’ın yasa tanımazlığını ekleyin, on binlerce şehit yakını bayramı şehitliklerde geçirirken Bebek katili Öcalan’a ailesiyle birlikte “Açık Görüş” tanıyan Adalet Bakanının ayıbını ilave edin, AKP’nin PKK terörüne bakış açısı net olarak ortaya çıkar…
Tekrar ve bir daha ısrarla ve bilerek yazıyorum ki, 2002 yılından itibaren toprağa verdiğimiz şehitlerimizin, sakat kalan gazilerimizin, kaybolup giden ekonomik değerlerimizin tek sorumlusu, Obama’nın Eşbaşkanı Erdoğan ve onun partisi AKP’dir.
Bunlar ne bu dünyadaki Bağımsız Türk Yargısından, ne de ilahi adaletten asla kurtulamayacaklardır. İsterlerse eski ortaklarının yanına yani Pensilvanya’ya kaçsınlar, sonuç değişmeyecektir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Eylül 2016
Rifat Serdaroğlu
Ekleme
Tarihi: 18 Şubat 2023 - Cumartesi
ÇÖZÜMÜNÜZ BATSIN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.