Fırsat bulduğumda, yerel basını okurum. Çok da yararlanırım. Sizlere de öneririm. “Sivas Haber-Sivas Medya” adlı sitede okuduğum bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim!
Gelişimini 50 bin yıl önce tamamlayan insanoğlu, beyin ve zeka olarak genetik değişimine uygun hızla gelişseydi, şu an galaksiler arasında seyahat ediyor olabilirdik.
-2. Mısır İmparatorluğu dönemi fizikçi ve gök bilimci Kamose-Menes, anıt mezarların ve piramitlerin ölümden sonra oralara gömülen kimseyi canlandırmayacağını söylediği için öldürüldü. Soyu devam etmedi.
-Antik Mısır’ın filozoflarından Amentebat “İnsanları mumyalayarak öbür dünyaya gönderemezsiniz” dediği için ailesi ile birlikte yok edildi. Soyu devam etmedi.
-Romalı matematikçi-gökbilimci-filozof Flavus, Roma Tanrılarının masal olduğunu söylediği için katledildi. Soyu devam etmedi.
-Yunanlılar, devrin ne büyük filozofu Sokrates’i, Yunan Tanrılarına inanmadığı için öldürdüler. Soyu devam etmedi.
-İtalyan filozof Bruno. Kapalı evren görüşünü ilk reddedenlerden. Dünya güneş etrafında dönüyor dediği için Kilise tarafından diri diri yakıldı. Soyu devam etmedi.
-Sadece Avrupa engizisyon mahkemelerinde 50 bin aydın-düşünür-filozof-sanatçı yakıldı. Soyları devam etmedi.
Peki, bizde durum farklı mı? -Farabi, mantık-psikoloji-siyaset alanında yaptığı çalışmalarıyla yaşadığı döneme damgasını vurmuş bir bilim adamıdır. Şii olduğu gerekçesiyle hayatı zehredilmiş ve ezilmiştir.
-Hallacı Mansur ve Suhreverdi dönemlerinin ünlü alimlerindendir. İkisi de fikirlerinin karşılığını canları ile ödediler.
-Matematik ve tıp alanındaki çalışmalarıyla ünlü Ebu Sehl el- Mesihi öldürülmüştür.
-Astronomi bilgini Biruni’nin hocası Abdüssamet’te, Gazneli Mahmut tarafından öldürülmüştür.
Tüm bu alimler, Maide Suresi 33, Ayet gerekçe gösterilerek katledilmişlerdir! Paloetik Çağ’dan itibaren son 40 bin yılda, istatistiksel olarak sayıları 143 milyon olarak hesaplanan üstün zekalı insan “Dinlere-Tanrılara-dogmalara-tabulara-masallara inanmadıkları için öldürüldüler ve hiçbirinin soyu devam etmedi!
Soyları devam etseydi, bugün dünya insan popülasyonunun %5’i değil, %35’i üstün zekalı olacaktı. Öyle olunca, Endülüs-İskenderiye- Bergama Bazilika kütüphaneleri yakılmamış olacaktı. Bilim-sanat-felsefe üreten değerli insanlarla birlikte bugün fosil yakıt kullanmadan daha temiz bir dünyada yaşıyor olacaktır. Bizim de zeka seviyemiz bugünkünden çok daha yüksek olacaktı…
Avrupa, laiklik ilkesini yerleştirebilmek için yüzlerce yıl uğraştı. Bu uğurda kan döktüler. Sonunda, demokratik rejimin olmazsa olmazı laiklik ilkesine sıkı-sıkı sarıldılar. Ya biz, 2020 yılında hala çağdaş eğitimi reddeden, dini eğitimi tüm okullarımıza yaymaya çalışan, ülkemizi din devletine sürüklemekte olan bir iktidara sahibiz. Cennette para karşılığı ev vaat eden Diyanet İşleri Başkanımız var. Eğitimi, tarikatlara bırakmış bir Milli Eğitim Bakanımız var…
Yazıyı, sosyal medyada dolaşan bir fıkra ile sonlandıralım; İmam namazı kıldırdı Arapça, Kur’an okudu Arapça, Dua etti yine Arapça! Sıra yardım parası toplamaya gelinde Türkçe istedi. Cemaatten bir mümin sordu; İmam efendi, hepsini Arapça okudun da parayı neden Arapça istemedin? İmam; Arapça söylesem anlamazlar da ondan Türkçe söyledim, der. Mümin; Hah işte mesele bu be hoca…
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Şubat 2020 Rifat Serdaroğlu