Mehmet Ali Erbil’in televizyonda sunduğu bir oyunun adı idi, değiştir! Seyircilerden birini sahneye alır, ona şarkı-türkü söyletir, sürekli değiştir diyerek seyirciyi şaşırtır ve herkesi güldürürdü! AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “Değiştirelim, biz değiştirmezsek milletimiz değiştirir” dediğini okuyunca aklıma bu komik oyun geldi! Elbette ki değişim şarttır. Zaten bu dünyada değişmeyen tek şey “değişimin” ta kendisidir. Yılanlar bile senede bir, bazen iki defa deri değiştirirler. İnsanların değişmesi niye garipsenir, bademler değişmekten niçin korkarlar, ben anlayamadım! Değişimi isteyen AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kendisinin yaşadığı değişimleri incelerseniz, değişimin korkulacak bir davranış olmadığını, aziz ve necip Türk Milletinin ise değişenleri daha çok sevdiğini görürsünüz! -Delikanlılık yıllarında, Humeyni’nin Türkiye sorumlu ajanı Mehdipur ’la Siyasi İslam için çalışırdı. Değişti, MTTB Tiyatro koluna geçti! -Evlendi, cep delik cepken delik vaziyetinde idi. Orman arazisine yapılmış kaçak gecekondunun kirasını partiden ödediler. (Şevket Kazan) Değişti, ağzı iyi laf yapan bir hatip olarak gariban Müslümanlardan “Gönüllü yardım” toplama işine girdi! -Tüm serveti 14 ayar bir nişan yüzüğü idi, bir değişti Belediye Başkanlığı bitince 1 Milyar Dolar nakit parası vardı! (Rahmi Koç) -En iyi dostu, Türk Milletinin kadim düşmanları olan Kürtçü-Bölücüler idi. Onları besledi, büyüttü, güçlendirdi, Türk Milliyetçiliğini ayağının altına aldı! Barzani’yi baştacı yaptı, HDP’lileri Dolmabahçe Sarayında Padişah koltuklarında misafir ettirdi, anlaşmalar imzalattı. Şimşek hızıyla bir değişti, çakma Türk Milliyetçisi Bahçeli’ye tur bindirip, Türk Dünyasının en şiddetli milliyetçisi oldu! - “O mübarek bir hizmet adamıdır, gök ne verdi de yer kabul etmedi” diyerek Fethullah Gülen’i göklere oturttu, 11 yıl Yüksek Yargıyı-Valileri-Polis Müdürlerini beraberce atadılar! Öyle bir değişti ki, o hizmet adamı aniden katil-darbeci-terör örgütü yöneticisi oldu! -Bana karşı darbe yaptılar, beni öldürmek istediler, dedi! Değişti, kırk yıllık dostu Kadir Abisini attı, darbeci generalin yolsuzluk yapan kardeşini kendisine Başdanışman aldı! -Esad benim kardeşim, dedi! Beraberce “aile hukuku” oluşturup denize bile girdiler! Anında değişti “Allah’ın Aslanı Esad, anında Yezit Esed oldu! Sayın Bademler; Gördüğünüz gibi değişim kötü bir şey değil. Reis değişti Başbakan oldu! Bir daha değişti Cumhurbaşkanı oldu! Şimdi sizler onu (haşa) Peygamber yerine koyuyorsunuz! Korkmayın değişimden, sizler de değişin! Bırakın Reis’iniz sizi değiştirsin. Reisinizin dediği gibi, değişime gönüllü katılmazsanız, millet sizi nasılsa değiştirecek. İşte esas felaketi o zaman görürsünüz. Heybenizde ne varsa mahkemede hepsi elinizden alınır, doğru hapishaneye gidersiniz. Reisinizin dediğini yaparsanız, hiç olmazsa biriktirdiklerinizi rahatça zıkkımlanır, hapisten kurtulursunuz. Çünkü, şu an Reisinizi yargılayacak Savcı-Yargıç yok… Değerli Okurlar; Hamilelik nasıl bir zaman sonra saklanamazsa, hırsızlık da büyüdükçe saklanamaz. Hanımın cipi, evin büyüğü, pırlantanın kocamanı, saatin milyarlığı derken şapadanak anlaşılır. Kimin kimi hamile bıraktığını DNA testi sonucuna kadar bilmek mümkün değildir! Test sonucunda her şey açığa çıkar. Hırsızlığın ispatı için ise belge-delil ister. Yeter mi? Yetmez! Türk Devletinin yasalarına ve Türk Milletinden başkasına boyun eğmeyen, Cumhuriyeti-demokrasiyi-Lâikliği, hukuk devletini koruyacak Cumhuriyetin Savcı ve Yargıçlarına ihtiyaç var! Elimizde yüzlerce belge mevcut. İyi de hırsızlar ve demokrasi düşmanları dururken, onlarla mücadele eden vatanseverleri hapse mahkûm eden, cübbeleri fermuarlı çay toplayıcılarına mı verelim? Verelim de heder mi edelim? Eğer bu ülkede, adaletin hakkın hukukun kırıntısı bir yerlerde kaldıysa, o kırıntılar bile günü geldiğinde bu hesabı soracak! Bu dünyanın hesabı, bu dünyada görülecek… Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Ekim 2017 Rifat Serdaroğlu