Ana Muhalefet Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Ankara- Çubuk’ta linç edilmekten son anda kurtarıldı.
Muhalefet Partisi Genel Başkanı Akşener, Rize-İkizdere’de saldırıya uğradı.
İzmir’de HDP İl Binası saldırıya uğradı. Genç bir kız öldürüldü.
CB Erdoğan, Linç girişimi ile ilgili olarak; “Linç konusunda kimse CHP’nin eline su dökemez” dedi!
CB Erdoğan, “Rize’de Akşener’e ders verildi. Daha neler olacak. Bunlar iyi günler” dedi!
CB Erdoğan, İzmir’deki saldırı ve cinayet hakkında hiçbir şey söylemedi!
Anayasamız, Devlet vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamakla görevlidir, diye emreder. Devleti yöneten siyasi irade Anayasamızın bu emrine uymuyorsa ve aksine vatandaşları bizzat iktidar olarak tehdit ediyorsa, meşruiyetini kaybetmiş o iktidarın suç örgütünden farkı kalmaz…
7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde AKP tek başına iktidar olamadı.
O andan itibaren Türkiye’de ne Anayasa üstünlüğü, ne hukuk devleti, ne de vatandaşların can güvenliği kaldı. Hükümeti kurma görevini alan Davutoğlu, Erdoğan’dan aldığı emirle hem Anayasayı, hem demokratik teamülleri yerle bir ederek hükümet kurma olayını kilitledi.
20 Temmuz 2015’te İŞİD, Suruç İlçesinde bombalı saldırıda bulundu. 33 vatandaşımız öldü. 114 kişi yaralandı.
22 Temmuz 2015’te Ceylanpınar’da 2 Polisimiz başlarından vurularak öldürüldü.
10 Ekim 2017’te Ankara Garındaki mitinge İŞID bombalı saldırıda bulundu.
102 vatandaşımız öldü. 500’den fazla insanımız yaralandı.
1 Kasım 2015’te tekrar seçime gidildi ve AKP %49,5 oy ve 317 milletvekili ile tek başına iktidar oldu.
Bu 5 ay içerisinden hiçbir demokratik hukuk devletinde olmayacak, tahrikler provokasyonlar yaşandı. Adeta devlet yok olmuş, derin devlet, gerçek devletin yerine geçmişti…
Tüm bu insanlık ve demokrasi dışı eylemler olurken, hiçbir AKP’li siyasetçi sorumluluk almadı! İktidarın anlayışı şu idi; “Ben iktidarda kalayım da, ölenler ölsün, isterse ülke yansın bana ne? Herkes ayağını denk alsın ve kimse benim iktidarıma dokunmasın!”
Bunun halk dilindeki açılımı şu idi; “Devletin düzü de, derini de artık Saray tarafından yönetilmektedir ve ülkedeki korku iklimi bizzat Saray tarafından yayılmaktadır.”
Düz Devlet, Derin Devlet olunca TSK Komuta Heyetini-MİT’i- Emniyet İstihbaratı- Özel Harp Dairesini- AKP’nin emireri olmuş Yargı bürokrasisini, Mehmet Ağar’ı-Tansu Çiller’i-Süleyman Soylu’yu-Çakıcıyı-Peker’i nereye oturtacağız? Elbette ki Saray’a!
Bundan sonra yapılacak büyük çaptaki provokasyonlarda, kaotik durumlarda kime güveneceğiz, kim vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini koruyacak?
Türk Milletinin karşısında olan bu “Şeriat Soslu” kadronun gücü sizce nedir?
-Sonsuz para sahibidirler. Türk Hazinesi ve Bütçesi bunlar tarafından soyulmuştur. Yasadışı eylemi, katliamı yapacak-yaptıracak maddi güçleri vardır.
-Medya Destekleri çok güçlüdür. “Bakın yine askeri vesayet-Ergenekoncular hortladı, bizi yıkacaklar” diye feryat edip, medya destekleriyle Türk Kamuoyunu yönlendirebileceklerdir.
-19 yıllık soygun düzenine rağmen, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasına rağmen, özellikle cahil halk kesiminde %30’lara yaklaşan bir halk destekleri hala vardır.
-Silahlı ve insan öldürmekten çekinmeyen elemanları vardır. Sadat denen kuruluş, eski Akıncıları- Osmanlı Ocakları elemanlarını Suriye’ye götürüp eğitti ve birer canavar olarak tekrar ülkeye getirdi.
Ayrıca, Suriye’den kaçan cihatçı sapıklar, İŞID kaçakları, İhvancılar ve diğer radikal dinci örgütlerin militanları Türkiye’dedir.
Ve geldik karar noktasına! Ne yapacağız? Teslim olup, İran benzeri şeriat devletinde yaşamayı mı kabul edeceğiz? Yoksa demokratik yolla mücadele mi edeceğiz?
Türk Tarihinin en önemli günlerinde, her türlü siyasi hesaplardan azade olarak şu gerçeği Türk Milleti ile paylaşıyorum.
Mevcut Partilerden hiçbiri, tek başına veya bu günkü Millet İttifakının gücüyle
mafyalaşmış AKP’yi yıkamaz. Birleşmeliyiz. Birleşmeli ve AKP’nin halk desteğini çok aşağılara çekmek zorundayız. Bunu yapmanın en kestirme yolu da AKP’deki “Merkez Sağ” oylarını çekip almaktan geçer.
Bunu, DOĞRU Partinin içinde olmadığı hiçbir ittifak yapamaz. Biz yaparız.
Nasıl mı? İzin verirseniz onu da yarın yazalım…
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Haziran 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı