DEVLET MAFYASI
Büyük Reis, bir partilisinin oğlunun düğününe gider.
Nikâh şahidi olarak yaptığı konuşmada, alışıldığı gibi yeni evli çiftlerden bolca çocuk ister. Akşam yemeğinde üzümü fazla kaçırdığı için hoş bir rahatlık içindedir. Neredeyse evli çifte, “Hadi hemen burada başlayın, eve kadar beklemeyin” diyecek haldedir!
Salondan ayrılırken gözü, kendisine “Reis” dedirten eski dostu mafya patronunu görür. Makamının ağırlığını, kendisini unutup adamın yanına gider ve şakayla karışık; “Bana bak bu ülkede bir tane Reis var, o da benim” der!
Adam, elinde tespihi ile saygıyla eğilir; “Eyvallah, siz hepimizin Büyük Reisisiniz. Biz olsak olsak Küçük Reis olabiliriz, o da siz izin verirseniz” der!
Büyük Reis; “Tamam öyle olsun ama Hürriyette yazan şu dönek var ya, hani sakallı olan. Onu biraz kaşıyın” der ve yürür gider…
Bu olaydan birkaç gün sonra gazeteci işinden çıkar, evinin önünde 4 tane ayı tarafından öldüresiye dövülür!
Akşamına Büyük Reis’e olay en ince ayrıntısına kadar anlatılır. Keyiflenen Büyük Reis, adamına “Söyleyin ona, bir de benim memleketimde bir miting yapsın ve milliyetçi camiayı bize oy vermeye ikna etsin “ emrini verir.
Emri alan Küçük Reis, Kurban Bayramında tam 300 adet küçükbaş hayvanı kurban kesmek üzere miting yapacağı şehre bağışlar! Şehrin her tarafı, duvarlar, alt-üst geçitler-ilan tahtaları Küçük Reisin renkli posterleriyle donatılır.
Şehrin Valisi ve Belediye Başkanı, çay bardağı dikeceği meydanda miting için anında izin verir.
Aynı meydanda durmak isteyen Ana Muhalefet Partisinin seçim otobüsü, polis zoruyla oradan çıkartılır!
Adamlarını toplayan Küçük Reis şunları söyler; “Bundan sonra bize karada ölüm yok. Bu güne bugün, biz artık devlet mafyasıyız. Kim bize yan bakacak, ha?”
Türk Devleti, tarihinde ilk kez bir mafya bozuntusuna terörle mücadele etme emrini vermiştir!
O bunları söylerken, ondan kilometrelerce uzakta iki arkadaş dertleşmekte idiler. Ömürleri devlete hizmetle geçmiş iki arkadaş bir karara varırlar;
“Bu Bademler, iktidardan düştükleri zaman, aynı şehrin aynı meydanında beraberce bir miting yapalım. Büyük Atatürk’e “Hemşehri Beratı” veren şirin ilimizin, güzel ve namuslu insanlarını da meydana davet edelim. Şehrin her tarafına, bir zamanlar emniyet sorgulaması sırasında dansöz kıyafeti giydirilen Küçük Reisin, oynarken çekilmiş resimleriyle ve evdeki paralar sıfırlanırken çekilmiş kamyon resimleriyle donatalım. Tosunlar meydan görsünler yahu…”
Cebinde beş parası olmayan Kuddusi Okkır’ı Ergenekon’un kasası yapan,
Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanını terörist diye suçlayan, namuslu insanların intiharlarına ve ölümlerine sebep olan, suçsuz insanların ve yakınlarının ömürlerini çalan Atatürk Türkiye’sinin CUMHURİYET SAVCILARI ve olayları sadece seyreden HSYK üyeleri, sizler bizim yazdıklarımızı göremezsiniz değil mi?
Her gün defalarca Anayasayı, yasaları çiğneyenleri göremezsiniz değil mi?
Sizlerin göreviniz, parti seçim bildirgesi gibi iddianame yazan arkadaşlarınızı uyarmak ve dışlamak değil mi? Meslek büyükleriniz vicdan ile cüzdan arasında sıkıştıklarını söylüyorlardı! Siz cüzdan ile korku arasına mı sıkıştınız?
İyi de, o cüppeler size sadece maaş alasınız, caka satasınız diye verilmedi ki!
Değerli Okurlar;
1 Kasım sandığında bunlara hak ettikleri dersi vermez isek, bilin ki her mahallede “Devlet Mafyaları” kurulacak. İşte o zaman kimse şikâyet etmesin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Ekim 2015
Rifat Serdaroğlu