Bilim İnsanları uzun araştırmalar sonucu, bir yöneticinin diktatör sayılabilmesi için “Diktatör Davranışlarının Dört Anahtar Göstergesi” adlı çalışmayı tamamlamışlar ve yayımlamışlar.
Önce bu dört şartın ne olduğuna, sonra yöneticilerimizden bu şartlara uyan davranışlar içinde olan var mı, diye bakalım ve adını koyalım!
Genç Yargıç, sanığa çıkışmış; “Neden bu adama hırsız, dedin? Adam yanıt vermiş; “Babo, bizim ilde hırgıza hırgız derik. Siye ne dersiz?
Eğer bu dört şart uyuyorsanız, siz diktatörsünüz. Peşin söyleyelim de sonra yine mahkemelik olmayalım. Çünkü bizim memlekette diktatöre, diktatör derler…
1)Oyunun demokratik kurallarını reddetmek ya da onlara gösterilen bağlılığın zayıflığı! 2)Siyasi rakiplerin yasallığını reddetmek! 3)Şiddeti görmezden gelmek ya da desteklemek! 4)Medya dahil muhalefetin, sivil özgürlüklerini kısıtlamaya hazır olmak!
Dünyaca kabul gören bu davranışlara uyan yöneticimiz var mı? 1)Örneğin, Anayasayı reddeden uymak istemeyen yöneticimiz var mı? Anayasa Mahkemesinin kararları beni bağlamaz, uymak zorunda değilim, saygı da duymuyorum, diyen var mı? Seçimleri iptal ettirmek veya oy verme günü kural değiştirmek var mı? Olmaz mı! AKP döneminde, Anayasa kapı önündeki paspastan daha çok çiğnendi. Hem de sadece yöneticiler tarafından değil, bazen de Yüksek Yargıçlar tarafından…
2)Bizde, “Bana oy vermeyenler teröristtir, nifak çıkaranlardır, diyen var mı? Mahkeme kararı olmadan, siyasi rakiplerini zindana atanlar var mı? Elinde hiçbir kanıt olmadan, rakiplerini dış güçlerin adamı diye niteleyen var mı? Yasadışı silahlı gruplar, çeteler bulunduran yöneticilerimiz var mı? Bu denilen tiplerden bizde mebzul miktarda var. Yönetici olarak var, Başdanışman olarak var, Anayasal Kurumların başında olanlar var…
3)Bir gecede 150 binden fazla insanı işinden aşından atıp, kendi suçlarını garibanların sırtına atan yöneticilerimiz var mı? Valilere emir verip, şehirlerimizde şiddet uygulayan terör gruplarını “görmezden gelin” diyen yöneticilerimiz var mı? 18 yıldır var. Hem de utanmayı, arlanmayı unutmuş olanlar var…
4)Bizde, devlet müteahhidi denen bazı hırsızlardan, sonradan Türk Milletinin sırtından ödenmek üzere, 630 Milyon Dolar avanta alıp medya grubu sahibi olan yöneticilerimiz var mı? Muhalefetin sesini kısmak için her türlü devlet olanaklarını, ahlaksızca kullanmak var mı? STK’ları işlevsizleştirmek, seslerini kısmak için, devlet gücünü “Sopa” olarak kullanan yöneticilerimiz var mı? Olmaz mı? Türk Milletine ana-avrat küfreden şerefsize daha çok ihale verenler var! Bunların içinde federasyon başkanı, medya sahibi yapılanlar bile var…
Bu dört şarta tam tamına uyuyorsanız, hatta fazlası yok eksiği var diye anılıyorsanız, hiç kıvırmayın! Siz, zehir gibi bir diktatörsünüz! Diktatör olduğunuza göre; İnşallah tez günde kendi zehrinizle boğulur ve Türk Milletinin yakasından düşersiniz…
Değerli Okurlar; Levent Gültekin’i You Tube kanalından izliyorum. Çalışkan, üretken, Türk Milletinin birliği ve bütünlüğünden yana olan bir demokrat! You Tube kanalına üye olmanızı ve izlemenizi öneriyorum. Ayrıca, “Finlandiya Otoriterlikten Nasıl Kurtuldu” isimli son videosunu izlemenizi rica ediyorum. Yarın “Biz Ne Yapmalıyız” sorusuna bu çerçevede yanıt vermeye çalışacağım.
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Mayıs 2020 Rifat Serdaroğlu