Yalan 1; AKP Ekonomik Mucize Yarattı! Büyüdük;
Doğru ve Gerçek Sözlük; Siyasette ve ticarette her şey sonucuyla ölçülür. Çok konuşabilirsiniz, her gördüğünüz mikrofonu elma şekeri sanıp bol-bol birbiriyle çelişen iddialarda bulunabilirsiniz! Fakat bu yalanları ilelebet sürdüremezsiniz. Günü geldiğinde adama sorarlar; “Arkadaş, iyi hoş söylüyorsun da benim cep-cüzdan aynı şeyi söylemiyor?”
Söylenen sözlere bakarsanız, Türkiye olarak çok güçlendik, büyüdük! Öyle büyüdük ki, kendi uçağımızı, kendi helikopterimizi, kendi tankımızı, kendi Uçak Gemimizi bile biz yapar olduk! Almanya, Amerika, İngiltere gibi fakir ve zavallı ülkeler büyümemizi kıskandıklarından, yolumuza taş koymaya kalktılar!
En iyisi biz susalım, rakamları konuşturalım; (Resmi Rakamlar) Türkiye’nin yıllara ve dönemlere göre büyüme oranları; - 1950-1960 Menderes Dönemi; Yüzde 6,3 - 1965-1971 Demirel Dönemi; Yüzde 5,9 - 1983-1989 Özal Dönemi; Yüzde 4,9 - 2003-2016 Erdoğan Dönemi; Yüzde 4,6
-1946-2002 arası (56 Yıl ortalama büyüme oranı) Yüzde 5,1. Bu 56 yıl içinde; 2. Dünya Savaşının olumsuz etkileri, çok partili siyasi hayata geçişin getirdiği sıkıntılar, sermaye birikimimizin yeni-yeni oluşması, 3 Askeri Darbe, 2 eylemli darbe teşebbüsü, Kıbrıs Barış Harekâtı ve ekonomik ambargolar, petrolün 1970’de 1 dolar seviyesinden 1980’lerde 36 dolar seviyelerine çıkması, 1994 ekonomik krizi ve o yılki yüzde 5,5 küçülme, 1999 depremi ve o yılki yüzde 3,4 küçülme, 2001 krizi ve o yılki 5,7 küçülme vardır. Tüm bu olumsuz şartlara rağmen toplamda 57 yıllık büyüme oranı Yüzde 5,1 olarak gerçekleşmiştir. (Ekonomik krizlerin gerçek sebeplerini “ozetkitap.com” adresindeki John Perkins’in Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları adlı kitaptan okuyabilirsiniz)
2003 yılından itibaren dünyanın her coğrafyasında ve her kıtada bütün ülkeler en büyük büyüme oranları elde edilmiştir. Türkiye bu yıllarda AKP Hükümetleriyle sadece Yüzde 4,6 büyüyebilmiştir!
2003 yılında Yüzde 18,36 oranında enflasyon devralan AKP Hükümetleri, 2016 yılı sonunda enflasyonu tekrar 2 haneye (10.04) çıkartmıştır. (Mutfak-pazar enflasyonu %25’i çoktan geçti)
2002 yılında toplam vergilerin gerçekleşen tahakkuk oranı Yüzde 91,4 idi. 2016 yılında toplam vergilerin gerçekleşen tahakkuk oranı Yüzde 81,2 ye düştü. (Vergi mükelleflerinin yaklaşık %19’u vergilerini ödeyemiyor!) Gençler arasında işsizlik oranı Yüzde 25 seviyesini aştı!
Değerli Gençler; Türkiye dış borç büyüklüğü bakımından dünyada Çin’den sonra ikinci sıradadır. Çin hızlı büyüyor, üretim yapıyor, yatırımları geri dönüşü çok çabuk sağlayacak şekilde gerçekleştiriyor. Bu yüzden dış borç mekanizmasına sıkça başvuruyor. Yani bir yandan yüksek oranda borçlanıyor fakat bir o kadar da döviz yaratıyor. Ya Türkiye; Biz, özellikle AKP döneminde aldığımız borçları geri dönüş sağlamayacak olan yatırımlara (inşaata-taşa toprağa) harcayıp, borcu borçla kapatma yoluna gittik. Büyü bozulmasın, vatandaş gerçeği anlamasın diye kredi musluklarını hazine garantisi vererek sonuna kadar açtırdık. Sonunda 42 milyon insanımız bugün için çoğu yabancıların yönetiminde olan bankalara boğazlarına kadar borçlu durumdadır. İSO 500 raporuna göre şirketlerimiz de aldıkları borçları, sermaye büyümesine-yatırım ve istihdama değil finansman giderlerine yani borç ödemeye kullanıyorlar. Türkiye, AKP döneminde işsizlik oranlarını ve enflasyon oranlarını devamlı olarak büyüme oranlarının üstünde yaşadı. Bu durum gelecek için bir felakettir.
Sadece 2017 Mayıs ayında icra takibine düşen KOBİ sayısı 8.577 olmuştur. Bu Kobilerin her birinde en az 250 kişinin çalıştığını düşünürseniz, yaklaşan felaketin büyüklüğü daha iyi anlaşılmış olur.
Değerli Gençler; Benim anlayışıma göre, “İnsan” faktörünü en öne koymayan ekonomi yönetimleri, en büyük sahtekârlığı yapmakta ve vatandaşı soymaktadırlar.
Türkiye’nin büyümesini kıskanan o zavallı ülkeler var ya! Bir Alman asgari ücretle 1217 litre, Amerikalı asgari ücretle 1903 litre, Fransız asgari ücretle 1095 litre, batık Yunanlı asgari ücretle 641 litre benzin alabilirken, Türkiye’de asgari ücretle sadece 268 litre benzin alınabiliyor! Bizde 45 litre benzin alan bir araba deposu 235 TL’ye dolar. Bunun 92,5 TL’si benzin, 142.50 TL’si vergidir! Vatandaşlar günlük yaşamlarında, iyileşme-rahatlama hissetmedikçe ekonomistlerin önümüze koydukları rakamlar, iktidarın ayıbını örtmek amacıyla cilalanmış rakamlardır.
Size İzmir’den bir örnek verip yazıyı bağlayalım; İzmir Fevzipaşa Bulvarı, ticari hareketliliğin en yoğun olduğu bölgelerden biridir. Bulvarın 300 metrelik bir bölümünde, 5 dükkân 6 aydır boş duruyorsa, eskiden “hava para” verilen bu dükkanları kimse kiralamak istemiyorsa, ekonomi benim için alarm veriyor demektir.
15 yıllık AKP döneminde; Cumhuriyetin tüm eserlerini sattı! Dev gibi Kamu kuruluşlarını yıllık kârlılık tutarı karşılığında özelleştiriyoruz diye peşkeş çekti! Türkiye’nin 79 yılda yaptığı tüm borcun üç katını, 14 senede yaptı. Komşularımızın neredeyse tamamı ile, AB-NATO gibi kuruluşlardaki ortaklarımızın tamamı ile kavgalı duruma geldik. Karşılığında 15 yılda Türkiye sathında bir tane KEBAN, bir tane ATATÜRK BARAJI, bir tane PETKİM, bir tane TÜPRAŞ, bir tane DEMİR ÇELİK TESİSİ yapabildik mi?
Peki, Bademler ne yaptı? Ölü yatırım sayılan inşaatlar, her yıl yenilenmesi şart olan duble yollar, her biri için en az 20-25 yıl borç ödemesi yapacağımız, emsallerinin 5 katı pahalıya yapılan köprüler, geçitler. Bir yağmurda kapanan Marmaray-Avrasya Tüneli-Metrolar!
AKP 15 yılda büyük bir mucize yarattı; İranlı bir dolandırıcının önüne yatan Bakanlar icat etti! Hırsızlığın babadan oğula geçtiğini, yabancı ülke mahkemelerinde ispatladı! Devlet Bankası Gen. Md. Vekili ABD’de tutuklandı! En büyük ekonomik mucizesi ise 15 yılda, bir adet 14 ayar nişan yüzüğünden
dünyanın en zengin sekizinci siyasetçisini yarattı! Böyle bir mucizeyi hiçbir ülke yaratamadı…
Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu