Düşmenin sonu yok ve biz düşmeyeceğiz! Kemal Tahir üstat, “Kara Kemal ile Kurt Kanunu” kitabında “Kurtlukta kanun, düşeni yemektir” dese de, Türk Milleti olarak ne düşeceğiz, ne de yem olacağız! İhanet içinde olan iktidara, paraya tapan ve kendini satmaktan utanmayan kirli siyasetçilere, Atatürk’ün Ordusunun tepesinde oturup ilkokul mezunu sümüklü bir hocanın tuzağa düşen, Atatürk’e küfreden yobazları evlerinde-hastanede ziyaret eden soysuz komutanlara rağmen düşmeyeceğiz! Laik Cumhuriyet her gün saldırıya uğrarken, Anayasamızın kendilerine yüklediği görevlerini yapmayan, cemaatin-iktidarın adamı olmayı kendilerine yakıştıran Yüksek Yargı mensuplarına rağmen düşmeyeceğiz! Türk Milletinin anlayışında “düşeni yemek” değil, düşene el uzatıp kaldırmak ve düşüren ile mücadele etmek esastır. Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl sonuçlanacağını henüz bilmiyoruz. Ama sonucu belirlemek, her türlü hırsızlığa, ahlaksızlığa rağmen Türk Milletinin elinde, bunu biliyoruz. Bu seçim döneminin en yararlı işi, maskeli siyasetçilerin, maskelerinin düşürülmesi oldu! DOĞRU Parti olarak bizler, bu maskeli şeytanların gerçek yüzlerini biliyor idik. Çok söyledik ama inandıramadık. Olaylar bizi haklı çıkardı ve gerçek yüzleri ortaya çıktı. Keşke yanılsaydık! 28 Mayıs’tan sonra, seçimi kim kazanırsa kazansın, tüm maskeli siyasetçiler, pazarlıkçılar, yalancılar Türk Milletinin geleceğinde olmayacaktır. Bizler, inancımızı ve aklımızı kullanacağız. Bizleri köleleştirmek, esaret altına alıp tüm benliğimizden faydalanmak isteyen “Tek Adam” sistemine karşı duracağız. Sadece demokrasiyi korumak da yetmez. Tüm kötülüklerin üzerine hukukla gideceğiz, toplum ve insanlık adına iyi şeyler üretip daha çok çalışacağız Bunları yaparken İstiklal Marşımızın ilk cümlesinde olduğu gibi “Korkmayacağız!” Eyleme dönmeyen, üstüne gidilmeyen ve çalışmadan edinilen bilginin hiçbir işe yaramadığını artık anlamalıyız. Emperyalist devletlerin ülkemiz üzerindeki hesaplarını, planlarını anlamak ve tedbir almak zorundayız. Kendimizi tanımadığımızda, kimsenin etnik kökenine bakmadan kardeşimizin elini tutmadığımızda, adaleti ve hakkı herkes için aramadığımızda ve sadece kendimiz için değil, tüm milletimiz ve insanlık için çalışmadığımızda bereketin olmayacağını anlamalıyız. Korktuğumuzda ve hatta olanları anlamadığımızda, Al Sancağımızın bile tehlikede olacağını unutmamalıyız. Ülkemiz ve insanlık için en büyük tehdit, ne salgın ne Saraydaki ve Merkez Bankasındaki sıfırlamalar, ne de küresel afetlerdir. İnsana karşı en büyük tehdit cehalettir. Önce cehaleti yenmeliyiz! Unutmamalıyız ki, en önemli güç bilgidir. Bu topraklarda kalıcı olmak istiyorsak, bir ve bütün kalmayı becermeliyiz ve insanımızı, yakın tarihimizi çok iyi bilmeliyiz… Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Mayıs 2023 Rifat Serdaroğlu DOĞRU Parti Genel Başkanı