Makedonyalı Büyük İskender’in Hocası Aristo’yu bilir misiniz? Hani, Batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri olan Aristo’yu! Milattan Önce 350’li yıllarda Fizik- Gökbilim-İlk Felsefe-Zooloji-Mantık-Siyaset-Biyoloji gibi konularda pek çok eserler vermiş biri! Hah işte o Aristo, Mutlak Hükümdarlık yani bu günkü adıyla “Diktatörlük” için bakın ne demiş; “Mutlak gücü (diktayı) elde tutmaya yarayan araçlar şunlardır; Güçlüleri zayıflatmak, kişilikli insanları ezmek, çeşitli yaşam belirtilerini hatta bilimsel tartışmaları bile denetlemek, sürekli bir baskı havası yaratmak, ortalığa ajanlar salmak, kışkırtmak, savaş açmak…”
Aristo’nun 2300 küsur yıl önce dediklerinden hangileri Türkiye’de var? Türk Özel Sektörünün büyük bir kısmı, AKP tarafından uluslararası tefecilerin kucağına itildikleri için batmak üzere! Bir gerekçe uydurarak insanların mallarının-paralarının üstüne çökmek bizde! En ufak bir toplumsal protesto gösterisi bile yasak, başını kaldıranın başını polis copu-Toma-Biber Gazı-Tazyikli su ile ezmek bizde! Akademisyenleri-gazetecileri-bilim insanlarını içeri atmak bizde! Tartışmayı yasaklamak bizde! Aman beni bile dinliyorlar, konuşursam başıma bela olurlar korkusu bizde! Toplumu parçalayıp birbirine düşürmek bizde! Yok yere ve aptalca Suriye ile savaşmak bizde! Türkiye dört nala tek adam diktatörlüğüne gidiyor!
Ben bu tehlikeyi yıllar öncesinden gördüğümden uyarı görevimi yapmak için yazıyorum. Ya sizler ne yapıyorsunuz? Yazdıklarımdan birisi için bile “Serdaroğlu, bu dediğin doğru değildir, doğrusu budur, özür dile” diyemeden ha babam küfür mesajları yolluyorsunuz. Benim yerim de yurdum da belli. Yüzüme karşı söz söyleme cesareti olmayan zavallı kişilerin sözlerini ciddiye almam! Bana söz söyleyecek kişi, yüzüme karşı söyleyebilmelidir.
Eyy AKP’liler iyi okuyun; Biz Serdaroğlu Ailesi olarak 1950 yılından beri Türk kamuoyunun huzurundayız. Askeri darbelerden en büyük sıkıntıyı çekmemize rağmen Milli Ordumuza hiç laf söyletmedik, söyletmeyiz. Türk Milletine siyaset yoluyla hizmet etmenin
onurunu taşırız ve tüm aile fertlerimiz başımız dik gezeriz. AKP’nin lider kadrosu dahil, bizi tanıyan yönetici kadrosu, ceketlerini iliklemeden yanımıza gelemezler. Benim çırpınmam, AKP’ye oy veren ama bunların gerçek yüzlerini bilmeyen inanmış insanların yoluna ışık tutmak içindir. Ne dokunulmazlığım var ne de koruma ordum. Türk Devleti ve Türk Milleti için kendimce neyi doğru görüyorsam, onu yazıyorum. Bir taraftan yazıyorum, bir taraftan FETÖ’nün, diğer taraftan cübbesini iktidara satmış AKP’nin Yargı mensupları ile mahkemelerde boğuşup duruyorum. Bu yüzden bana fikirle, projelerle, ülkeni hayrına düşüncelerle gelin, küfürle hakaretle değil…
Eyy AKP’liler; Şimdi yazacaklarımı iyi okuyun ve yüreğinizde bir parça Allah korkusu ve vicdan kırıntısı kaldıysa lütfen bana ne düşündüğünüzü yazın. Yüreğiniz ve cesaretiniz varsa tabii ki…
Soru 1: AKP Liderlerinin ve Bakanlarının çoğunluğunun servetlerinin, helal yoldan kazanılmış servetler olduğunu Allah ve Türk Milleti huzurunda söyleyebilecek kimse var mı? Veya 2002 yılından beri AKP’de ve AKP Hükümetlerinde görev yapıp da fakirleşen bir Allah’ın kulunu bana gösterebilir misiniz?
Soru 2: AKP, Türk Milletinin partisi midir? Eğer böyle düşünüyorsanız; -Türkiye’nin onlarca yerinde, Türk Askerini-Polisini şehit eden PKK katillerinin, “Anıt Mezarlıklarının” yani “PKK Şehitliklerinin” yapılmasına AKP neden izin verdi? -Yüzlerce Türk Diplomatını ve elçilik çalışanlarını şehit eden Ermeni Asala Terör Örgütünün kurucularından Monte Melkonyan ve Armenak Bakırcıyan’ın, Tunceli-Pembelik Baraj Gölü kıyısında inşa edilen “Asala Şehitliği” kurulmasına AKP neden izin verdi?
Soru 3: Yüzlerce yıllık Diyarbakır “Dağkapı Meydanı”nın adı niçin değiştirildi?
Türk Askerlerini öldürten, Türk Devletine silahlı isyana kalkışan, İngiliz Uşağı “Şeyh Said”in isminin bu meydana konulmasına, AKP nasıl ve niçin izin verdi?
Eyy AKP’liler; Parti, “Din” değildir. Parti yanlışa düşmüşse, ülkeyi felakete sürüklüyorsa ve laf dinlemiyorsa, o parti terk edilir. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz. Hadi şimdi varsa bilgisayarınızın, yoksa kâğıt-kalemin başına geçin ve bu 3 basit soruya cevap verin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Kasım 2016 Rifat Serdaroğlu