Değerli dostum, emekli eğitimci Halil Arık bu güzel şiirini yollamış! 16 Nisan Pazar günü için “cuk” oturmuş! Paylaşmak istedim. Ellerinize beyninize sağlık, ömrünüze bereket Halil Bey. Saygılarımla…
HA GAYRET Özgürce yaşam, Akıl, izan, vicdan pınarından sulanan! Kula kuldan değil, Doğrudan, doğadan armağan…
İnsanlığı aynasıdır erdem, İnanıyorsan, elinde tut yüreğini hazırolda! Yürekler özgürlük tarlasıdır, Çalış, didin, çabala, Umudun kandili sönmesin yarıyolda…
Susma, “Sönmez bu şafaklar” de, Çapa ol, pulluk ol, işle özgürlüğün toprağını! Kılıç düşmanıdır barışın, sen kalem ol, kitap ol! Aydınlık günlere nefer olmaksa görevin senin, Daha gür çıkmalı sesin! Tükenmeden nefesin, bitmeden işin cepheyi terk etmemelisin…
Tohumların olmalı avuçlarında insanlığa dair, Senden sonra geleceklerin, umudu sensin! Yüreklere filiz filiz umut ekmeyi, ilk görev bilmelisin! Emek ister hem ekim hem de hasat, Ekmeden deremezsin ki çiçeği! Su uyurda, uyumazsa hain, Uykusuz kalmayı sen de öğrenmelisin! “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” demişse Atan, Sen de kula kulluğu lanetlemelisin…
Sevda çiçekleri barınmaz umutsuzluk tarlasında, Kara günler, nadasıdır yüreğin! Korkma, karşılıksız kalmaz emeğin, Göreceksin; Umut bahçesinde açan bin bir renk barış güllerini Gün gelende, kendi ellerinle dereceksin…
Sür yeniden, özgürlük tarlasını, derinlerdedir umut! Yüreğin özgürlüğe battıkça sür, tohum toprağa düşmekle kalmasın, Daha derinlere, derinlere kök salsın! Fırsatçıdır ayrık otları, zehirli sarmaşıklardan farksız, Saklanır köşe bucak, beslenerek karanlıklardan, Bulduğu ilk fırsatta, sarar özgürlük tarlasını, apansız, arsız…
Tırnağınla işle can toprağını, gözyaşınla değil alınterinle sula, Bırakma, ayrık otları sarmasın, Bin bir emekle, gayretle, yürekle ekilen Cumhuriyet ve bağımsızlık tohumlarını! Bereketli topraktır yürek, Ha gayret, Muhtaç olduğun kudret, İhanet içindekiler kadar cesaret…
Ha gayret…