Gerçeklerin, eninde sonunda ortaya çıkmak, sesini duyurmak gibi güzel bir huyu vardır. İstenildiği kadar saklamaya, üzerleri örtülmeye çalışılsın, gerçekler o örtüyü yırtar ve haykırır.
AKP İktidarıyla birlikte Türk Adalet sistemi de paramparça edildi. Yüksek Yargının önce AKP Cemaat işbirliğiyle FETÖ’ya teslim edildiği, Daha sonra FETÖ’cuların elinden alınıp, AKP’ye devredildiği, Yargı mensuplarının yarıdan fazlasının meslekten atıldığı, hapse konulduğu, Yargıçların, karar verirken bir gözlerinin önündeki dosyada, diğerinin Saraydan gelecek talimatta olduğu gerçeğini daha ne kadar bir süre gizleyebilirler ki? Adalet dağıtması gereken kurumun bu hale düşmesi, T.C Devletinin ayıbıdır.
Fakat gerçeklerin bir an önce ortaya çıkması, demokratik rejimin, kişi hak ve özgürlüklerinin yok edilememesi için, Anayasadaki hak ve sorumluluklarını bilen özgür ve cesur bireylere ihtiyaç vardır. Kendilerine “Aydın” denilen bu kişilerin AKP iktidarı tarafından yapılan hataları topluma duyurmak, mücadele etmek gibi ihmal edilemez bir sorumlulukları vardır…
Perşembe günü Ankara Adliyesinde (Daha önce çok defa karşılaştığım) üzücü bir olay daha yaşadım. Kararını önceden verdiği belli olan, savunma hakkımı engelleyeceğini, beni susturabileceğini zanneden bir kadın yargıç tarafından 1 yıl 2 ay hapse mahkûm edildim.
Bizi tanıyanlar, “hapis cezasının” bizi korkutamayacağını iyi bilirler. Türk Milletine ve Türk Demokrasisine karşı yapılan her askeri darbeye anında isyan eden, bu uğurda ağır bedeller ödeyen biri olarak, bizi kim korkutabilir ki? Üzüntümüz, Türk Milleti adına karar vermesi gereken “Bağımsız Yargının” kendi kendini yaralamasınadır. Tıpkı ağacı kesen baltanın sapının da o ağaçtan olması gibi!
Bu ülkede; -Cumhurbaşkanın; Kendisine oy vermeyen milyonlarca kişiye İllet-Zillet demesi, Profesörlere (Alçak-Hain-Şerefsiz-Karanlık Aydın) demesi, Ana Muhalefete (Çöp-Tezek-HIRSIZ) demesi SUÇ DEĞİLDİR! Kendilerine ağır hakaret edilen kişilerin dava açma talepleri anında REDDEDİLİR. Dava açamazsınız, yediğiniz küfürle, uğradığınız hakaretle baş başa kalırsınız.
Fakat, Serdaroğlu’nun “Kimseye hakaret edemezsiniz, haddinizi bilin” demesi suçtur.
-Bu ülkede; Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan Tank-Palet fabrikasının, “Bana Türk demeyin, ben Arabım” diyen birine, Organize suç örgütü kurmak suçuyla cezaevinde iken, firar eden bir çete liderinin kardeşine-Saray’a 500 Milyon dolarlık uçağı bedavaya veren Katar’a İHALESİZ satılması SUÇ DEĞİLDİR. Ama Serdaroğlu’nun bu ayıbı, Türk Milleti adına dile getirmesi suçtur.
-Bu ülkede; İslam Dinini, siyaset ve ticaret aracı olarak kullanan yobazların, yanmaz seccade-uçan takunya satan şarlatanların, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e küfretmeleri, en ağır hakaretlerde bulunması SUÇ DEĞİLDİR. Eski Genelkurmay Başkanının bu yobazları evlerinde, hastanede ziyaret etmesi de SUÇ DEĞİLDİR. Fakat, Serdaroğlu’nun bu ayıplarını yüzlerine vurması suçtur.
-Bu ülkede, bir mafya liderinin “Reis’e karşı olanları elektrik direklerinde sallandıracağız” demesi suç değildir. Ama Serdaroğlu’nun “Cumhuriyetin Savcıları, duymuyor musunuz, görmüyor musunuz” demesi suçtur! Bu yazılanlara “Doğru değil” diyeniniz var mı? Peki, ne yapacağız? Susup, sinip adaletin ölümünü mü seyredeceğiz?
Değerli Konuklar; Bu rezil düzeni, bu kepazeliği demokratik yolla yıkmak bu günkü düzen partilerinin yapabilecekleri bir iş değildir. İktidarı muhalefetiyle bunlar birbirine benzediler. Birbirlerinden farkları kalmadı. Tek başına yerel seçimlere bile katılamayan particiklerden Türk Milletine artık hayır gelmez… Türkiye’yi yeniden Demokratik Parlamenter rejime, Hukuk Devletine, Lâik Cumhuriyete kavuşturmak, yeniden kalkınmış Büyük Türkiye’yi yaratıp, bölünmüş bir milleti birleştirmek ve ülkeyi kaybettiğimiz huzura kavuşturmak için “Çoban Ateşi” hareketini başlattık. Ülke genelinde toplantılar düzenliyoruz. Binlerce insanımız, kendi olanaklarıyla salonlara koşuyor.
23 Şubat 2019 Cumartesi günü İzmir Fuar Basmane Kapısı girişindeki 1/B Holünde toplanacağız. Tüm Egeli demokratları, özellikle kadınlarımızı ve gençlerimizi bekliyoruz.
Bizler, bölünmüşü birleştirmek için geleceğiz. Biliyor ve inanıyoruz ki; Bölünürsek YOK oluruz, bütün olur ve hakça bölüşürsek hem ÇOK hem de TOK oluruz… Ne Mutlu Türküm Diyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Ocak 2019 Rifat Serdaroğlu