Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

HAYIRLI TÜRKİYE’YE 1 GÜN KALDI

Kontrollü Çakma Darbe 15 Temmuz’u, Hz. Peygamber’in Sevr Mağarasına sığınması olayına benzeten Sultan-İmparator-Başkan-Başbakan-Halife-Başkomutan-Her şeyimiz-Delikanlı Hazretleri, yaşlı gözlerle Cenab-ı Allah’ın onu nasıl kurtardığını, kendi televizyonunda “terbiye edilmiş” gençlere anlatırken, Ebubekir Sıddık Bin Ali (!) Hazretlerinin nerede olduğunu bilmiyordu! Halbuki Ebubekir Sıddık Bin Ali “önce can, sonra millet” diye düşünerek, korkudan tünelin içine saklanmıştı! Yani biri Mağripte diğeri Maşrıkta, darbecilere karşı “Allah Allah, yandım Allah” nidalarıyla Hande kızımızın cep telefonundan mücadele ediyorlardı… Ne Serdar-ı Ekrem Hulusi Paşa- ne İstihbaratçı Fidan Paşa- ne Damat Efendimiz ne okçu Bilal Efendimiz ne Tokatlayan Rıza Sarraf Paşanın önüne yatan Vezir-i Azamlar görünmüyorlardı! Hepsi saklandıkları yerden Türk Milletine seslenip “Meydanlara çıkın, tankların üstüne çıkın” diye akıl veriyorlardı! Kahraman Türk Milletinden bir kişi bile “Eyy mübarek insanlar! Biz sokağa da tanklara da çıkarız ama sizler neredesiniz? Hz. Peygamber bile ordusunun başında savaşmıştı! Siz niçin saklanıyorsunuz? Gelin sizler de şehit olma imkanından yararlanın, kaçırmayın bu fırsatı” diyemedi! 15 Temmuz’da İstanbul’da otobüs durağında beklerken kimvurduya giden zavallı bir kızın babası, kahvede hem Bin Ali’yi TV’den seyrediyor hem de büyük bir üzüntüyle kendi kendine konuşuyordu; “Bu Tayyipçilere her seçimde oy verdik. Sonuçta biz daha da fakirleştik, onlar Karun gibi zengin oldular. Bu nasıl iş? Hani bunlar millete hizmetkâr olmaya gelmişlerdi. Ağızlarından Allah sözü hiç düşmüyor ama, bizim köyün öğretmenini FETÖ’cu diye hapse tıktılar! Bizim Öğretmen Kemal mi FETÖ’yü besledi, büyüttü. Gel hocam gel, bitsin bu hasret diye kim bağırıyordu? Mecliste Fethullah Hocaefendi büyük adamdır, alimdir diye söylenen Yozgatlı eski İmam şimdiki Adalet Bakanı değil miydi? Bunlar iyice azıttılar! Bu defa oy yok, yetti artık! Hala bizden yetki istiyor. Ne yapmak istedi de yapamadı? Kim engel oldu?” Ülkenin birinde Kral, uzun yıllardır hüküm sürüyormuş. Vatandaşın ahvali nedir diye tebdili kıyafet edip dolaşmaya başlamış. Ak sakallı birini görüp sormuş; “Kraldan memnun musun, bir şikâyetin var mı?” Adam; “Bıktım ondan, hiç beğenmiyorum” deyince Kral “neden” diye sormuş. Adam: “Senelerdir başımızda yahu, paranın üstünde resimlerini görmekten bile bıktım artık, gitsin başımızdan” demiş… Ben de 15 senedir yalanlardan, görgüsüzlüklerden, şımarıklıktan, hırsızlıktan, borçlandırılmaktan, hukuksuzluktan, adaletsizlikten, ilkellikten ve pislikten bıktım! Yetti gari! Pazar günü HAYIR oyu verelim bunlar gitsin, ülkemize huzur gelsin yahu… Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Nisan 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 14 Nisan 2017 - Cuma
Rıfat SERDAROĞLU

HAYIRLI TÜRKİYE’YE 1 GÜN KALDI

Kontrollü Çakma Darbe 15 Temmuz’u, Hz. Peygamber’in Sevr Mağarasına sığınması olayına benzeten Sultan-İmparator-Başkan-Başbakan-Halife-Başkomutan-Her şeyimiz-Delikanlı Hazretleri, yaşlı gözlerle Cenab-ı Allah’ın onu nasıl kurtardığını, kendi televizyonunda “terbiye edilmiş” gençlere anlatırken, Ebubekir Sıddık Bin Ali (!) Hazretlerinin nerede olduğunu bilmiyordu!

Halbuki Ebubekir Sıddık Bin Ali “önce can, sonra millet” diye düşünerek, korkudan tünelin içine saklanmıştı! Yani biri Mağripte diğeri Maşrıkta, darbecilere karşı “Allah Allah, yandım Allah” nidalarıyla Hande kızımızın cep telefonundan mücadele ediyorlardı…

Ne Serdar-ı Ekrem Hulusi Paşa- ne İstihbaratçı Fidan Paşa- ne Damat Efendimiz ne okçu Bilal Efendimiz ne Tokatlayan Rıza Sarraf Paşanın önüne yatan Vezir-i Azamlar görünmüyorlardı! Hepsi saklandıkları yerden Türk Milletine seslenip “Meydanlara çıkın, tankların üstüne çıkın” diye akıl veriyorlardı!

Kahraman Türk Milletinden bir kişi bile “Eyy mübarek insanlar! Biz sokağa da tanklara da çıkarız ama sizler neredesiniz? Hz. Peygamber bile ordusunun başında savaşmıştı! Siz niçin saklanıyorsunuz? Gelin sizler de şehit olma imkanından yararlanın, kaçırmayın bu fırsatı” diyemedi!

15 Temmuz’da İstanbul’da otobüs durağında beklerken kimvurduya giden zavallı bir kızın babası, kahvede hem Bin Ali’yi TV’den seyrediyor hem de büyük bir üzüntüyle kendi kendine konuşuyordu; “Bu Tayyipçilere her seçimde oy verdik. Sonuçta biz daha da fakirleştik, onlar Karun gibi zengin oldular. Bu nasıl iş? Hani bunlar millete hizmetkâr olmaya gelmişlerdi. Ağızlarından Allah sözü hiç düşmüyor ama, bizim köyün öğretmenini FETÖ’cu diye hapse tıktılar! Bizim Öğretmen Kemal mi FETÖ’yü besledi, büyüttü. Gel hocam gel, bitsin bu hasret diye kim bağırıyordu? Mecliste Fethullah Hocaefendi büyük adamdır, alimdir diye söylenen Yozgatlı eski İmam şimdiki Adalet Bakanı değil miydi? Bunlar iyice azıttılar! Bu defa oy yok, yetti artık! Hala bizden yetki istiyor. Ne yapmak istedi de yapamadı? Kim engel oldu?”

Ülkenin birinde Kral, uzun yıllardır hüküm sürüyormuş. Vatandaşın ahvali nedir diye tebdili kıyafet edip dolaşmaya başlamış. Ak sakallı birini görüp sormuş;

“Kraldan memnun musun, bir şikâyetin var mı?” Adam; “Bıktım ondan, hiç beğenmiyorum” deyince Kral “neden” diye sormuş. Adam: “Senelerdir başımızda yahu, paranın üstünde resimlerini görmekten bile bıktım artık, gitsin başımızdan” demiş…

Ben de 15 senedir yalanlardan, görgüsüzlüklerden, şımarıklıktan, hırsızlıktan, borçlandırılmaktan, hukuksuzluktan, adaletsizlikten, ilkellikten ve pislikten bıktım! Yetti gari! Pazar günü HAYIR oyu verelim bunlar gitsin, ülkemize huzur gelsin yahu…

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Nisan 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.