Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

HER ŞEY ZAMANINDA VE YERİNDE GÜZELDİR

Ispartalı Khilon (Chilon-Çilli oğlan)derki; “Aşırı gitme, her şey zamanında ve yerinde güzeldir!” Meyve mevsiminde, papatya ikliminde, insan sabrında, deniz durgunluğunda güzeldir. Aceleci haller, gereksiz endişeler, sonu gelmeyen hırslar insanı çok üzer. Kaldı ki, zamanında size duyulan ihtiyaç, zamansız tercih edilen mutluluktan daha kıymetlidir. Everest’in tepesine tırmanan insanlar, zirveye çıkarken manzaranın tadını alabilmeli, heyecanını duyabilmelidir. Önemli olanın, başarmaktan önce “güzel bir iş yapmak” olduğunu günün birinde herkes anlayacaktır. Kendini bilmek, zamanında ve yerinde bırakabilmeyi becerebilmek ise bir sanattır. Değeri zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılır… Deniz, durgunluğunda güzeldir dedik yazımızın başında! Bu kadar sözü sadece felsefe yapmak için yazmadık herhalde! Amacım, sözü Deniz Baykal’a getirmekti… Deniz Bey, 80 yaşında ve ciddi rahatsızlığı var. Kendisine sağlıklar diliyorum. Hukukçu olan Baykal, CHP Genel Başkanlığı, Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı yaptı. “En yaşlı üye” sıfatıyla TBMM Geçici Başkanlığında da bulundu. İki çocuk ve üç torun sahibi. Tüm aileye mutluluklar diliyorum. 24 Haziran Genel Seçimleri için kendisini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Baykal’a Antalya 1’nci sıra milletvekilliği adaylığı teklif etti. Deniz Bey’in kabul ettiğini ve adaylık için müracaat ettiğini basından öğrendik! Türk Milletine ve CHP’ye bir ömür boyu yapılan hizmetin sonu, bu zamanda ve bu halde iken böyle tamamlanmamalıydı! Günlük politikanın çekişmeli ortamında Deniz Bey Türkiye’ye ve partisine artık ne verebilir ki? Halbuki, deneyimlerini, yaşadıklarını, Türkiye’nin meselelerine hangi çözümleri düşündüğünü, dış dünyadaki bunca yıllık dostluklarını bir “Bilen” olarak ülkenin hizmetine ve gençlere aktarması daha şık olmaz mıydı? Sizce Deniz Bey, sırasını Antalyalı genç bir bilim insanına verse, onu yönlendirse, çok ihtiyacımız olan bir devlet adamı-kadını yetiştirse güzel olmaz mıydı? Değerli Okurlar; Siyasetin ve devlet yönetiminin maalesef bir okulu yok. Ya ileri görüşlü devlet adamları (sayıları artık yok denecek kadar az) sizi yetiştirecek ya da düşe kalka, hata yapa yapa öğreneceksiniz. Ama siz öğreninceye kadar, kaybeden hep ülkemiz olacak! Türkiye bu güne kadar ne çektiyse, sadece kendini düşünen ve hırsı aklının üstünde olan siyasetçilerden çekti. Umarım ve temenni ederim Deniz Bey, listeler kesinleşmeden önce sırasını bir CHP’liye devreder ve ülkeye deneyimleriyle katkıda bulunma yolunu seçer… Aynı temenniler Tayyip Bey için de geçerlidir. Görmediği mevki makam yok! 16 yıldır Türkiye’yi tek başına yönetmeye çalışıyor. Çevresinde eski yol arkadaşlarından kimse kalmadı, hepsi onu terk etti. Başarılı olamadığı da ortada, bizi 16 sene sonunda getirdi duvara dayadı. “Beni tekrar seçin, size daha çok demokrasi, daha çok zenginlik” demesi de sadece aptalları kandırmak için söylenmiş sözlerdir. “Eyy Türk Milleti, ben yoruldum artık. Yerimi AKP’li şu gence bırakıyorum. Tecrübelerimle ona destek olacağım. Hadi bana eyvallah” dese fena mı olur? Bir şartla tabii! Yerini bırakacağı kişi Başdanışmanları gibi olmamalı! Erdoğan’ın Başdanışmanları dünya turuna çıkmışlar; Niyagara Şelalesinde Jöleli danışman, diğerine, “ adı niçin Niyagara, bilir misin” demiş? Gözlüklü olan danışman “Bilmiyorum” deyince diğeri; “Reis buraya geldiğinde, şelaleden çıkan gürültüyü duyunca, ulan ne yaygara, ne yaygara demiş, işte Niyagara adı oradan kalmış…” Bu defa Amazon Nehrine gitmişler. Gözlüklü olan, Jöleliye sormuş; Niçin Amazon bilir misim? Jöleli bilemeyince şöyle demiş; “Reis buraya geldiğinde, nehre bakmış ve amma uzun, amma uzun” demiş, aha Amazon adı oradan kalmış… Not; Siyaset yoluyla Türk Milletine hizmet etmek için milletvekili olmak şart değildir. Sepetinizde pamuk varsa, yüreğiniz de varsa, yazarak-konuşarak-yamukları düzelterek de hizmet edebilirsiniz! Fakat dokunulmazlık sizin için şartsa, işiniz zor demektir! O zaman. Görevdeyken hurmayı helalinden yiyecektiniz! Yoksa akşam yediğiniz haram hurmalar zaten sabah sizi tırmalar. Kaçarınız yok! Nasılsa bir gün dokunacaklar! Bu kadar “kul hakkının” hesabı sorulmayacak mı sanıyorsunuz? Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Mayıs 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2018 - Perşembe
Rıfat SERDAROĞLU

HER ŞEY ZAMANINDA VE YERİNDE GÜZELDİR

Ispartalı Khilon (Chilon-Çilli oğlan)derki; “Aşırı gitme, her şey zamanında ve yerinde güzeldir!” Meyve mevsiminde, papatya ikliminde, insan sabrında, deniz durgunluğunda güzeldir. Aceleci haller, gereksiz endişeler, sonu gelmeyen hırslar insanı çok üzer. Kaldı ki, zamanında size duyulan ihtiyaç, zamansız tercih edilen mutluluktan daha kıymetlidir.

Everest’in tepesine tırmanan insanlar, zirveye çıkarken manzaranın tadını alabilmeli, heyecanını duyabilmelidir. Önemli olanın, başarmaktan önce “güzel bir iş yapmak” olduğunu günün birinde herkes anlayacaktır.

Kendini bilmek, zamanında ve yerinde bırakabilmeyi becerebilmek ise bir sanattır. Değeri zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılır…

Deniz, durgunluğunda güzeldir dedik yazımızın başında! Bu kadar sözü sadece felsefe yapmak için yazmadık herhalde! Amacım, sözü Deniz Baykal’a getirmekti…

Deniz Bey, 80 yaşında ve ciddi rahatsızlığı var. Kendisine sağlıklar diliyorum. Hukukçu olan Baykal, CHP Genel Başkanlığı, Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı yaptı. “En yaşlı üye” sıfatıyla TBMM Geçici Başkanlığında da bulundu. İki çocuk ve üç torun sahibi. Tüm aileye mutluluklar diliyorum.

24 Haziran Genel Seçimleri için kendisini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Baykal’a Antalya 1’nci sıra milletvekilliği adaylığı teklif etti. Deniz Bey’in kabul ettiğini ve adaylık için müracaat ettiğini basından öğrendik!

Türk Milletine ve CHP’ye bir ömür boyu yapılan hizmetin sonu, bu zamanda ve bu halde iken böyle tamamlanmamalıydı! Günlük politikanın çekişmeli ortamında Deniz Bey Türkiye’ye ve partisine artık ne verebilir ki? Halbuki, deneyimlerini, yaşadıklarını, Türkiye’nin meselelerine hangi çözümleri düşündüğünü, dış dünyadaki bunca yıllık dostluklarını bir “Bilen” olarak ülkenin hizmetine ve gençlere aktarması daha şık olmaz mıydı?

Sizce Deniz Bey, sırasını Antalyalı genç bir bilim insanına verse, onu yönlendirse, çok ihtiyacımız olan bir devlet adamı-kadını yetiştirse güzel olmaz mıydı?

Değerli Okurlar; Siyasetin ve devlet yönetiminin maalesef bir okulu yok.

Ya ileri görüşlü devlet adamları (sayıları artık yok denecek kadar az) sizi yetiştirecek ya da düşe kalka, hata yapa yapa öğreneceksiniz. Ama siz öğreninceye kadar, kaybeden hep ülkemiz olacak!

Türkiye bu güne kadar ne çektiyse, sadece kendini düşünen ve hırsı aklının üstünde olan siyasetçilerden çekti.

Umarım ve temenni ederim Deniz Bey, listeler kesinleşmeden önce sırasını bir CHP’liye devreder ve ülkeye deneyimleriyle katkıda bulunma yolunu seçer…

Aynı temenniler Tayyip Bey için de geçerlidir. Görmediği mevki makam yok! 16 yıldır Türkiye’yi tek başına yönetmeye çalışıyor. Çevresinde eski yol arkadaşlarından kimse kalmadı, hepsi onu terk etti. Başarılı olamadığı da ortada, bizi 16 sene sonunda getirdi duvara dayadı. “Beni tekrar seçin, size daha çok demokrasi, daha çok zenginlik” demesi de sadece aptalları kandırmak için söylenmiş sözlerdir. “Eyy Türk Milleti, ben yoruldum artık. Yerimi AKP’li şu gence bırakıyorum. Tecrübelerimle ona destek olacağım. Hadi bana eyvallah” dese fena mı olur? Bir şartla tabii! Yerini bırakacağı kişi Başdanışmanları gibi olmamalı!

Erdoğan’ın Başdanışmanları dünya turuna çıkmışlar; Niyagara Şelalesinde Jöleli danışman, diğerine, “ adı niçin Niyagara, bilir misin” demiş? Gözlüklü olan danışman “Bilmiyorum” deyince diğeri; “Reis buraya geldiğinde, şelaleden çıkan gürültüyü duyunca, ulan ne yaygara, ne yaygara demiş, işte Niyagara adı oradan kalmış…”

Bu defa Amazon Nehrine gitmişler. Gözlüklü olan, Jöleliye sormuş; Niçin Amazon bilir misim? Jöleli bilemeyince şöyle demiş; “Reis buraya geldiğinde, nehre bakmış ve amma uzun, amma uzun” demiş, aha Amazon adı oradan kalmış… Not; Siyaset yoluyla Türk Milletine hizmet etmek için milletvekili olmak şart değildir. Sepetinizde pamuk varsa, yüreğiniz de varsa, yazarak-konuşarak-yamukları düzelterek de hizmet edebilirsiniz! Fakat dokunulmazlık sizin için şartsa, işiniz zor demektir! O zaman. Görevdeyken hurmayı helalinden yiyecektiniz! Yoksa akşam yediğiniz haram hurmalar zaten sabah sizi tırmalar. Kaçarınız yok! Nasılsa bir gün dokunacaklar! Bu kadar “kul hakkının” hesabı sorulmayacak mı sanıyorsunuz?

Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Mayıs 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.