İBADET/TİCARET/İHANET
Cumhur’un Başı, ömrünün 40 yılını beraber geçirdiği, iktidarının 11 yılını paylaştığı, ülkeyi kucak-kucağa beraberce yönettiği, önünde eğildiği,
elini öptüğü hocasının cemaati için;
“Cemaat, tabanda ibadet, ortada ticaret, tavanda ihanet yapar” dedi…
Cumhur’un Başı söylüyorsa, belgeye-bilgiye dayalı olarak söylüyordur!
Yani, Cumhur’un Başı’ na göre Cemaat, Türk Devletine-Türk Milletine ihanet etmiştir! Nitekim Yargı Kurumu bu iddiaları ciddi buluyor ki, üst üste davalar açılıyor. Feto Terör Örgütünün başı için iki tane kırmızı bülten çıkartılıp, yakalanmaya çalışılıyor.
Esasında Cumhur’un Başı, yol ve kader arkadaşı Cemaati suçlar ve tarif ederken, kendi partisini anlatıyor, ama bu iddia ile “İbadeti-Ticareti” şimdilik geçelim ve İHANET üzerinde duralım.
Cumhur’un Başı’nın dediklerini doğru kabul ettik ve aldık. Amenna ve saddakna!
Cumhur’un Başı ne diyor;
Cemaat cinayetler işlemiş ve devlete ihanet etmiş bir terör örgütüdür!
İyi de arkadaş, bu örgütü kim destekledi?
Hangi Başbakan Yardımcısı, Belediye Başkanlarının şehirleri parsel-parsel Cemaate sattıklarını söyledi?
Bu örgütü devletin en hassas birimlerine kim yerleştirdi?
Bu örgütün, Türk Ordusu Komuta Heyetine sahte delillerle kumpas kurmasını kim destekledi?
Bu örgüte, Tarikatlarla birlikte Bakanlıkları paylaşma iznini kim verdi?
Bu konulardaki sesli ve görüntülü beyanlar herkesin arşivinde var, değil mi?
Değerli Okurlar;
Cumhur’un Başı, kendisinin sürekli kullandığı deyişin yanıtını vermek zorundadır; Cumhur’un Başı, şecaat arz ederken sirkatin mi söylemektedir?
Yukarıdaki yazıyı, düz mantık çerçevesinde okuyan bir Hukuk Fakültesi öğrencisi bu beyanların içeriklerini, beyanların sahiplerini Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri ile çakıştırdığında şu sonuca varacaktır;
“Şüpheli kişi, terör örgütüne yardım ve yataklık etmiştir. Şüpheli kişinin,
‘beni aldattılar kandırdılar, çok safmışım’ şeklindeki beyanları, ne üstlendiği görevlerle, ne de akıl-mantık ile bağdaşmamaktadır.
Şüpheli yıllarca bu terör örgütünü kendi menfaati için bilerek ve isteyerek kullanmıştır. Güç paylaşımındaki kavga sonucu, bu durum ortaya çıkmıştır…”
Bir öğrenci bunu görür ama Cumhuriyetin Savcıları nedense göremez!
Şimdi bir de PKK Narko-Terör örgütü ile yapılan görüşme tutanaklarını, Cumhur’un Başı’nın bu konudaki beyanlarını hatırlayın. Ortadoğu politikasını ve MİT Tırları ile gönderilenleri, canlı bombalar ile yüzlerce insanımızı katleden katil sürüsünün hükümetten gördüğü destekleri ve Bakanların bu katillerle olan resimlerini düşünün.
Düşünün ve Cumhur’un Başı’nın niçin bu kadar asabi ve gözü kara olduğunu, Anayasa’yı neden sürekli çiğnediğini, herkesi tehdit ettiğini, korkutmaya çalıştığını anlamaya çalışın…
Cumhur’un Başı çok zorda! İki tarafı uçurum olan çok dar bir yolda, bisiklete binen adam gibi! Sürekli pedal çevirmek zorunda!
Durduğu an düşeceğini kendi de biliyor!
O düşmesin diye koskoca Türk Devletini ve Türk Milletini feda edecek halimiz yok. Çok söyledik, dinlemedi! Kendi düşen ağlamaz!
Yazıyı Büyük Atatürk’ün güzel bir sözü ile bitirelim;
İhanetin nedeni olmaz, bedeli olur. O bedel mutlaka ödettirilir.
Önümüzde 1 Kasım var. Türkiye’nin “Demokratik-Lâik-Sosyal bir Hukuk Devleti” olarak devam etmesini isteyen herkesin sandığa gitmesi şart…
Oy kullanalım, oy kullandıralım, sandığa ve oyumuza sahip çıkalım!
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Ekim 2015
Rifat Serdaroğlu