Tarihten ders almayı gerçekten bilmiyoruz, bu gidişle de öğrenemeyeceğiz!
MHP’nin içinde yaşananları izledikçe okudukça, aynı filmi ikinci kez görür gibiyim. Bu filmi biz DYP içinde iken, basının “Leydi’ nin Topuk Sesleri” manşetlerini attığı zamanda izlemiştik.
Rahmetli Demirel’in Cumhurbaşkanlığına aday olmasıyla, doğal olarak DYP içinde Genel Başkanlık mücadelesi başladı. Sonunda maalesef bizim de katkımızla Tansu Çiller Genel Başkan ve Başbakan oldu.
Sonuç malum, DYP bünyesi “Yama” tutmadı, doku uyuşmazlığı başladı ve parti barajın altına düşerek, tarih sahnesinden çekildi. Biz bir kuralı atlamıştık;
Merkez Sağ ve Milliyetçi Partiler yabancı yamayı asla kabul etmezler!
Sayın Meral Akşener’i 1994 Yerel seçimleri öncesi tanıdım. O tarihte Yerel Yönetimlerden sorumlu Gen. Bşk Yardımcısıydım. Onu, doğduğu şehirden Belediye Başkan Adayı yaptık. Çok çalışmasına rağmen seçilemedi.
Sonra, bizlerden uzaklaşıp Çiller’e yanaştı. Dahası, şimdiki CHP Milletvekili Aytun Çıray ve MİT’ten bir bücür ile birlikte Özer Çiller’in ekibinin as elemanları oldular!
“Bacınız mal varlığının fazlasını, Şehit Ailelerine verecek” diyen Akşener’dir. Bacı, tabii ki tek kuruş bile vermedi!
Susurluk olayları sonrası Mehmet Ağar’ın istifasıyla, İçişleri Bakanlığına getirildi! Bakanlık süresince kamuoyuna yansımayan ilginç ve çok riskli olayların
Sayın Akşener ve Özer Çiller tarafından Türk Milletine açıklanması şarttır. Akşener Ailesinin oğlunun düğünlerinde nikâh şahitleri, Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan idi!
Sayın Koray Aydın’ı uzun yıllar öncesinden tanırım. TBMM Plan Bütçe Komisyonunda iki yıl beraber çalıştık. İnanmış, iyi bir MHP’lidir.
Koray Aydın da siyasetin acımasız çarkları arasında çok yıprandı. Milletvekili-Bakanlık-Yüce Divan yargılamaları onu çok yordu. Bence ona yakışan, ağabey olarak gençlere destek vermek, birleştirici olmak ve parti tabanının gönlündeki yerini almaktır.
Değerli Okurlar;
Siyaset mühendisliği yapmam ve yapanlara da çok kızarım. Siyaseti doğal mecrasından saptırırsanız, Erdoğan gibilerin eline düşersiniz. Benim yapmak istediğim deneyimlerimi, tanıdıklarımı, bilgilerimi sizlerle paylaşmaktır.
Keşke sepetinde pamuğu olan herkes tecrübelerini paylaşsa, bizler de okusak!
MHP gibi köklü bir partinin 10 Temmuz’da yapılacak (eğer yapılabilirse) kongresinde hem partiye, hem de Türkiye’ye yakışır bir sonuç alınması gerekir. Bunda başta Sayın Bahçeli’nin ve dört adayın sorumlulukları vardır.
Sayın Bahçeli, kendisine yakışan bir efendilikle yarıştan çekilmelidir.
İlk turda herkes şansını denemelidir. Hiçbir adayın, ilk turda seçilecek oyu almasının mümkün olmadığı görünmektedir.
Sonraki turda Sayın Sinan Oğan’ın Başkanlığında birleşilmeli ve kamuoyuna “MHP, Erdoğan’ın Bastonu değildir” mesajı verilmelidir.
Sayın Sinan Oğan’ın gençliği, bilgisi, görgüsü, ekip çalışmasına olan inancı, cesareti ile Türk seçmenine yeni bir heyecan getireceğini görüyorum.
Ümit Hoca ise bilgisi ve sağlam duruşuyla Türk Devletine hizmete Oğan’ın yanında devam etmelidir.
Trene son anda binmek isteyen Diyarbakırlı İzmir milletvekili Sayın Oktay Vural’ın bu yarışta adı asla geçmemelidir.
Vural ya çekilmeli, ya da Binali Yıldırımla birlikte siyaset yapmalıdır…
Sonuçta karar MHP delegelerinindir. Bu karar herkesi bağlayacaktır.
AKP’li milletvekillerinin ve AKP teşkilat üyelerinin, bu kongreyi dikkatle izlemelerini öneririm.
Köleliği reddeden, biat kültürünü elinin tersi ile iten, tek aday tahakkümünü istemeyen insanlar nasıl kongre yapıyorlar iyice öğrenmeliler. Gerçi Erdoğan oldukça, onlar tebaa olmaktan “Özgür Bireyler” olmaya geçemeyeceklerdir amma, hiç olmazsa seyretsin garipler!
Nasılsa Erdoğan “höööt” diye bağırınca, “Aman Reis, g.tünün kılı olayım” demeyecekler mi?
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Haziran 2016
Rifat Serdaroğlu