İmanlı Çılgın Türk Erdoğan (gerçi o ben Gürcü’yüm, eşim de Arap diyor ama) Türkiye İhracatçılar Meclisi Üyelerine seslendi;
“O Camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları ifşa edin! Bu vatanseverlik borcudur. İstihbarat-Emniyet herkesi bilemeyebilir, bakın adamlar kaçıyorlar…”
Kendini bilen, aklı başında hiçbir devlet adamı bu sözleri söylemez. Niye mi;
-Devletin istihbarat- emniyet kurumlarının bir işe yaramadığını itiraf etmiş olur.
-Kişileri muhbir olmaya teşvik etmiş ve bir cadı avı başlatmış olur.
-Ticari hayattaki rekabet, çekememezlik, kıskançlık gibi duyguların “ihbar kurumu” olarak işletilmesine yol açar.
-TC Devletinin “Hukuk Devleti” ilkesinin, kişilerin “Temel Hak ve Hürriyetlerinin” bilerek yok edilmesine sebep olur...
Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı;
Böyle yanlış işlerle uğraşıp kafanızı hiç yormayın! Ben sizi belgeli, devletin kayıtlarına girmiş iki konuda bilgilendireyim, siz de bu FETÖ mensuplarını derhal yakalatın;
1)Abdullah Gül;
Sizden bir önceki Cumhurbaşkanı-Kardeşlik Hukuku ile bağlı olduğunuz biraderiniz.
Siz henüz bir aylık Başbakan iken, Huber Apo namlı bu İmanlı Çılgın Türk
TC Dışişleri Bakanı idi. Bu zat dünya üzerindeki tüm Büyükelçilik ve Başkonsolosluklara 16 Nisan 2003 tarihinde kendi ıslak imzası ile bir genelge gönderdi!
16 Nisan 2003 tarih ve 3847 sayılı Genelgede; “Gülen Cemaati ile yakın ilişkide olacaksınız. Bulunduğunuz ülkelerde Cemaat tarafından kurulan okullar HÜKÜMETİMİZ bilgisinde ve Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından desteklenmektedir” diye emir verilmiştir.
Siz her zamanki gibi aldatıldığınızı tam tamına 11 yıl 1 ay sonra anladınız ve “FETÖ’ne destek genelgesini” 20 Mayıs 2014 tarihinde yürürlükten kaldırdınız.
Sayın Cumhur’un Başı; Siz, Huber Apo namlı kişiyi FETÖ/PDY’na yardım-yataklık-yorganlık-yastıklık suçlarından tutuklattırmaz da, üzerini örtmeye kalkarsanız, gariban bir memurun şu sorusuna nasıl yanıt vereceksiniz?
“Arkadaş, ülkenin Dışişleri Bakanı ve sonra Cumhurbaşkanı olan zat yardım edin dedi, biz de yardım ettik. Biz hapisteyiz, yardım edin diye emir veren adam köşkte! Bu mu adalet?”
Lütfen elinizi masanızın üzerindeki telefona uzatın ve Bozok Yaylasının yiğit evlâdı, TBMM de ve Adalet Bakanlığında FETÖ’yü aslanlar gibi savunan yaylı Bekir Bakana talimatınızı verin…
2)Bilal Erdoğan;
Mahdumunuz. Eğitimini Amerika’da, doktorasını İtalya’da tamamlamaya çalışan, Gürcistan-Mısır- Suudi Arabistan ve Katar pasaportu taşıyan okçu delikanlı!
Bilal Erdoğan’ın TÜRGEV adlı vakfına mebzul miktarda bağışlar yapıldığını biliyoruz. Hatta Arabın biri hiç karşılık beklemeden (Sevda Tepesi neresi yahu!) 100 Milyon Dolar bağışlamış ve Bülent Arınç tarafından da resmi olarak doğrulanmıştı! (Kıdemli Savcı-Yargıç aylık maaşı yaklaşık 3 bin dolardır.
Bilal Erdoğan’a yapılan bu bağış tutarı kadar parayı kazanmak için bir Yargıcın tam tamına 2.750 sene çalışması gerekir!)
Konumuz elbette ki bu değil.
Konumuz şu; 15 Temmuzdan sonra tutuklanan FETÖ mensubu işadamları
var ya, hah işte onlar.
Şimdi hapiste olan bu adamlar, teker-teker Bilal Erdoğan’ın Vakıflarına büyük miktarlarda bağışlar yaptılar. Bu adamlar, örneğin Çağdaş Eğitim Vakfına değil de, niçin Bilal Erdoğan’ın vakıflarına balya-balya demetleri akıttılar?
Bu işte bir iş var Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı!
Bence, oğlunuz da sizi kandırıyor! Büyük olasılıkla o da FETÖ’ cü!
Yakında bu paraların makbuzları ortaya dökülecektir…
Bu gerçekleri su yüzüne çıkarmak sizin en fazla 5 dakikanızı alır. Hadi bi gayret ediverin gari. Ecdadımız Osmanlıda, devletin selameti için ne kelleler gitmişti, hatırladınız değil mi? İki tane de siz götürün ve İmanlı Çılgın Türklerin gönüllerine taht kurun…
Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Ağustos 2016
Rifat Serdaroğlu
Anasayfa
Yazarlar
Rıfat SERDAROĞLU
Yazı Detayı
Bu yazı 903+ kez okundu.
VATANSEVERLİK BORCU
İmanlı Çılgın Türk Erdoğan (gerçi o ben Gürcü’yüm, eşim de Arap diyor ama) Türkiye İhracatçılar Meclisi Üyelerine seslendi;
“O Camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları ifşa edin! Bu vatanseverlik borcudur. İstihbarat-Emniyet herkesi bilemeyebilir, bakın adamlar kaçıyorlar…”
Kendini bilen, aklı başında hiçbir devlet adamı bu sözleri söylemez. Niye mi;
-Devletin istihbarat- emniyet kurumlarının bir işe yaramadığını itiraf etmiş olur.
-Kişileri muhbir olmaya teşvik etmiş ve bir cadı avı başlatmış olur.
-Ticari hayattaki rekabet, çekememezlik, kıskançlık gibi duyguların “ihbar kurumu” olarak işletilmesine yol açar.
-TC Devletinin “Hukuk Devleti” ilkesinin, kişilerin “Temel Hak ve Hürriyetlerinin” bilerek yok edilmesine sebep olur...
Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı;
Böyle yanlış işlerle uğraşıp kafanızı hiç yormayın! Ben sizi belgeli, devletin kayıtlarına girmiş iki konuda bilgilendireyim, siz de bu FETÖ mensuplarını derhal yakalatın;
1)Abdullah Gül;
Sizden bir önceki Cumhurbaşkanı-Kardeşlik Hukuku ile bağlı olduğunuz biraderiniz.
Siz henüz bir aylık Başbakan iken, Huber Apo namlı bu İmanlı Çılgın Türk
TC Dışişleri Bakanı idi. Bu zat dünya üzerindeki tüm Büyükelçilik ve Başkonsolosluklara 16 Nisan 2003 tarihinde kendi ıslak imzası ile bir genelge gönderdi!
16 Nisan 2003 tarih ve 3847 sayılı Genelgede; “Gülen Cemaati ile yakın ilişkide olacaksınız. Bulunduğunuz ülkelerde Cemaat tarafından kurulan okullar HÜKÜMETİMİZ bilgisinde ve Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından desteklenmektedir” diye emir verilmiştir.
Siz her zamanki gibi aldatıldığınızı tam tamına 11 yıl 1 ay sonra anladınız ve “FETÖ’ne destek genelgesini” 20 Mayıs 2014 tarihinde yürürlükten kaldırdınız.
Sayın Cumhur’un Başı; Siz, Huber Apo namlı kişiyi FETÖ/PDY’na yardım-yataklık-yorganlık-yastıklık suçlarından tutuklattırmaz da, üzerini örtmeye kalkarsanız, gariban bir memurun şu sorusuna nasıl yanıt vereceksiniz?
“Arkadaş, ülkenin Dışişleri Bakanı ve sonra Cumhurbaşkanı olan zat yardım edin dedi, biz de yardım ettik. Biz hapisteyiz, yardım edin diye emir veren adam köşkte! Bu mu adalet?”
Lütfen elinizi masanızın üzerindeki telefona uzatın ve Bozok Yaylasının yiğit evlâdı, TBMM de ve Adalet Bakanlığında FETÖ’yü aslanlar gibi savunan yaylı Bekir Bakana talimatınızı verin…
2)Bilal Erdoğan;
Mahdumunuz. Eğitimini Amerika’da, doktorasını İtalya’da tamamlamaya çalışan, Gürcistan-Mısır- Suudi Arabistan ve Katar pasaportu taşıyan okçu delikanlı!
Bilal Erdoğan’ın TÜRGEV adlı vakfına mebzul miktarda bağışlar yapıldığını biliyoruz. Hatta Arabın biri hiç karşılık beklemeden (Sevda Tepesi neresi yahu!) 100 Milyon Dolar bağışlamış ve Bülent Arınç tarafından da resmi olarak doğrulanmıştı! (Kıdemli Savcı-Yargıç aylık maaşı yaklaşık 3 bin dolardır.
Bilal Erdoğan’a yapılan bu bağış tutarı kadar parayı kazanmak için bir Yargıcın tam tamına 2.750 sene çalışması gerekir!)
Konumuz elbette ki bu değil.
Konumuz şu; 15 Temmuzdan sonra tutuklanan FETÖ mensubu işadamları
var ya, hah işte onlar.
Şimdi hapiste olan bu adamlar, teker-teker Bilal Erdoğan’ın Vakıflarına büyük miktarlarda bağışlar yaptılar. Bu adamlar, örneğin Çağdaş Eğitim Vakfına değil de, niçin Bilal Erdoğan’ın vakıflarına balya-balya demetleri akıttılar?
Bu işte bir iş var Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı!
Bence, oğlunuz da sizi kandırıyor! Büyük olasılıkla o da FETÖ’ cü!
Yakında bu paraların makbuzları ortaya dökülecektir…
Bu gerçekleri su yüzüne çıkarmak sizin en fazla 5 dakikanızı alır. Hadi bi gayret ediverin gari. Ecdadımız Osmanlıda, devletin selameti için ne kelleler gitmişti, hatırladınız değil mi? İki tane de siz götürün ve İmanlı Çılgın Türklerin gönüllerine taht kurun…
Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Ağustos 2016
Rifat Serdaroğlu
Ekleme
Tarihi: 12 Ağustos 2016 - Cuma
VATANSEVERLİK BORCU
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.