Günlerdir büyük bir merakla bekliyorum!
Türk Milleti içinde, zaman zaman “Hepimiz Ermeni’yiz” , “Hepimiz Kürt’üz” “Hepimiz Şeriatçıyız” “Hepimiz LBGT’yiz” diye yürüyen bir kısım insanımız var ya, hah işte bunlar ne zaman “Hepimiz FETÖ’yüz” diye yürüyecekler!
Düşünseniz ya, en önde Erdoğan’ın Polise coplattığı “Başörtülü Bacıları”, ortada Melih Gökçek’in “Osmanlı Ocakları” hemen arkalarında “Saray’ın İçoğlanları” ve hadım edilmiş “Saray Ağaları!” İş dünyasını temsilen, Güler Sabancı-Aydın Doğan-Rifat Hisarcıklıoğlu-mor donlu Cemil İpekçi ve Tuskon üyeleri, en arkada da sakal göbekte bir elde 99’luk tespih bir elde pala, ayakta şalvar kafada takke ile tüm tarikat-cemaat-tekke ve zaviye mensupları, kortejin sağında ve solunda da AKP’li Peker’in fedaileri…
Modern ve çağdaş AKP’nin Yeni Türkiye’sine yakışan ne güzel bir görüntü olurdu, değil mi?
Hem fellik- fellik FETÖ’cü arayan, bu uğurda fal baktırmaya bile başvuran
“Tapu delen Savcılarımıza” da kolaylık olurdu. Topla hepsini, at Silivri’ye!
İddianame ne zaman hazırlanır, mahkeme ne zaman iddianameyi kabul eder, şüpheliler ne ile suçlandıklarını ne zaman öğrenirler ve ne zaman müdafaalarını yapmaya izin verilirse, o zaman belki hürriyetlerine kavuşurlar. Artık bir yıl mı desem, iki yıl mı desem, Reis’in keyfi ne zaman gelirse ancak o zaman çıkabilirler!
Esasında kim FETÖ’cü çok açık ve net olarak belli ama bazı Savcılar “tavukkarası” denen görme bozukluğuna yakalandıkları için bunları bulamıyorlar. İsterseniz beraberce Sayın Savcılarımıza yardımcı olalım! Kendiliğinden “Evet ben de FETÖ’cü idim, ama şimdi pişmanım” diyenlerin isimlerini yazalım. Olura belki biri, olmazsa diğeri görür de Türk Milleti rahatlamış olur…
ERDOĞAN; 2002 yılından beri Türkiye’yi TEK BAŞINA yöneten kişi;
“Evet maalesef biz de FETÖ’ne yardım ettik. Rabbim ve milletim beni affetsin! Ama biz, FETÖ ile menzilimiz bir olduğu için ne istedilerse verdik.”
HUBER APO; 2002 yılından beri, Başbakan-Dışişleri Bakanı-Cumhurbaşkanı olarak “Kardeşlik Hukuku” içinde Türkiye’yi yöneten ikinci kişi;
“Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de tüm dünyadaki Büyükelçi ve Başkonsoloslarımıza FETÖ’ye yardım edin, ne isterlerse verin, dedim. İşte böyle kafanızı bir kişiye teslim ederseniz, sonu kötü olur.”
AĞLAYAN KAŞAR BÜLENT; 2002 yılından beri, Bakan- Başbakan Yardımcısı-Hükümet Sözcüsü- TBMM Başkanı olarak Türkiye’yi yöneten üçüncü kişi:
“Arkadaşlar, beni bizzat Sayın Erdoğan barış sağlamak için Muhterem Hocaefendiye defalarca gönderdi. Yol paraları da benden çıktı! Şimdi hepsi döndü, beni de kapının önüne bıraktılar. Gayet açık söylüyorum, hepiniz bana “AHMAK” diyebilirsiniz.”
CEMİL ÇİÇEK; Neredeyse TBMM de doğan, defalarca Bakan- TBMM Başkanı olarak Türkiye’yi yöneten dördüncü kişi;
“Biz bu FETÖ olayında suçluyuz, itiraf ediyorum. Hem de bizim suç oranımız %90 (DOKSAN) dır. Geri kalan %10 suç ise Bahçeli’nindir. Bizi hiç uyarmadı, hep destekledi, sanki bizden fazla AKP’li gibiydi”.
KARUN NUMAN; Milli Görüşte beraberdiler, sonra ayrıldılar. AKP yöneticileri için “HIRSIZ” dedi, sonra koşa-koşa yanlarına gitti. Bakan-Başbakan Yardımcısı olarak Türkiye’yi yöneten beşinci kişi.”
“Ben hep söyledim ama anlatamadım. (Kıvırtmaya başladı, yakında kaçar) Başımıza ne geldiyse “Suriye Politikası” yüzünden geldi. (Hadi Be!)
PİLLİ TAVŞAN DAVUD OĞLU; Danışman-Dışardan Bakan-Bakan-Başbakan olarak Türkiye’yi yöneten altıncı kişi;
“Bakın ben Türkiye’yi, Suriye’de Hakan ile birlikte Stratejik Derinliğe sürüklerken, bir anda kendimi ve özellikle Dışişleri kadrolarını FETÖ içinde bulduk. Benim FETÖ’cü olmam mümkün değildir. Bu tamamen bir yakıştırmadır. Benim altımdan Başbakanlığı aldılar, vallahi sonradan haberim oldu! Ben de şimdi, yurtdışındaki tanıdıklarıma FETÖ’yü tanıtan mektuplar yazdım. Hem de iadeli taahhütlü. Eğer yalan söylüyorsam, Mevlana beni Konya’da çarpsın yahu!”
İşte böyle Sayın Savcılarımız, adamlar kendi ağızlarıyla bağırıp duruyorlar; “Eyy Millet, esas FETÖ’cü biziz” diye! Başka ne arıyorsunuz? Bunları bulamıyorsanız, beni çağırın, ben bu arkadaşların ciğerlerini bile bilirim. Hepsini tutar size getiririm. Hadi kalın sağlıcakla gari…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Ağustos 2016
Rifat Serdaroğlu
Anasayfa
Yazarlar
Rıfat SERDAROĞLU
Yazı Detayı
Bu yazı 1465+ kez okundu.
HEPİMİZ NEYİZ?
Günlerdir büyük bir merakla bekliyorum!
Türk Milleti içinde, zaman zaman “Hepimiz Ermeni’yiz” , “Hepimiz Kürt’üz” “Hepimiz Şeriatçıyız” “Hepimiz LBGT’yiz” diye yürüyen bir kısım insanımız var ya, hah işte bunlar ne zaman “Hepimiz FETÖ’yüz” diye yürüyecekler!
Düşünseniz ya, en önde Erdoğan’ın Polise coplattığı “Başörtülü Bacıları”, ortada Melih Gökçek’in “Osmanlı Ocakları” hemen arkalarında “Saray’ın İçoğlanları” ve hadım edilmiş “Saray Ağaları!” İş dünyasını temsilen, Güler Sabancı-Aydın Doğan-Rifat Hisarcıklıoğlu-mor donlu Cemil İpekçi ve Tuskon üyeleri, en arkada da sakal göbekte bir elde 99’luk tespih bir elde pala, ayakta şalvar kafada takke ile tüm tarikat-cemaat-tekke ve zaviye mensupları, kortejin sağında ve solunda da AKP’li Peker’in fedaileri…
Modern ve çağdaş AKP’nin Yeni Türkiye’sine yakışan ne güzel bir görüntü olurdu, değil mi?
Hem fellik- fellik FETÖ’cü arayan, bu uğurda fal baktırmaya bile başvuran
“Tapu delen Savcılarımıza” da kolaylık olurdu. Topla hepsini, at Silivri’ye!
İddianame ne zaman hazırlanır, mahkeme ne zaman iddianameyi kabul eder, şüpheliler ne ile suçlandıklarını ne zaman öğrenirler ve ne zaman müdafaalarını yapmaya izin verilirse, o zaman belki hürriyetlerine kavuşurlar. Artık bir yıl mı desem, iki yıl mı desem, Reis’in keyfi ne zaman gelirse ancak o zaman çıkabilirler!
Esasında kim FETÖ’cü çok açık ve net olarak belli ama bazı Savcılar “tavukkarası” denen görme bozukluğuna yakalandıkları için bunları bulamıyorlar. İsterseniz beraberce Sayın Savcılarımıza yardımcı olalım! Kendiliğinden “Evet ben de FETÖ’cü idim, ama şimdi pişmanım” diyenlerin isimlerini yazalım. Olura belki biri, olmazsa diğeri görür de Türk Milleti rahatlamış olur…
ERDOĞAN; 2002 yılından beri Türkiye’yi TEK BAŞINA yöneten kişi;
“Evet maalesef biz de FETÖ’ne yardım ettik. Rabbim ve milletim beni affetsin! Ama biz, FETÖ ile menzilimiz bir olduğu için ne istedilerse verdik.”
HUBER APO; 2002 yılından beri, Başbakan-Dışişleri Bakanı-Cumhurbaşkanı olarak “Kardeşlik Hukuku” içinde Türkiye’yi yöneten ikinci kişi;
“Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de tüm dünyadaki Büyükelçi ve Başkonsoloslarımıza FETÖ’ye yardım edin, ne isterlerse verin, dedim. İşte böyle kafanızı bir kişiye teslim ederseniz, sonu kötü olur.”
AĞLAYAN KAŞAR BÜLENT; 2002 yılından beri, Bakan- Başbakan Yardımcısı-Hükümet Sözcüsü- TBMM Başkanı olarak Türkiye’yi yöneten üçüncü kişi:
“Arkadaşlar, beni bizzat Sayın Erdoğan barış sağlamak için Muhterem Hocaefendiye defalarca gönderdi. Yol paraları da benden çıktı! Şimdi hepsi döndü, beni de kapının önüne bıraktılar. Gayet açık söylüyorum, hepiniz bana “AHMAK” diyebilirsiniz.”
CEMİL ÇİÇEK; Neredeyse TBMM de doğan, defalarca Bakan- TBMM Başkanı olarak Türkiye’yi yöneten dördüncü kişi;
“Biz bu FETÖ olayında suçluyuz, itiraf ediyorum. Hem de bizim suç oranımız %90 (DOKSAN) dır. Geri kalan %10 suç ise Bahçeli’nindir. Bizi hiç uyarmadı, hep destekledi, sanki bizden fazla AKP’li gibiydi”.
KARUN NUMAN; Milli Görüşte beraberdiler, sonra ayrıldılar. AKP yöneticileri için “HIRSIZ” dedi, sonra koşa-koşa yanlarına gitti. Bakan-Başbakan Yardımcısı olarak Türkiye’yi yöneten beşinci kişi.”
“Ben hep söyledim ama anlatamadım. (Kıvırtmaya başladı, yakında kaçar) Başımıza ne geldiyse “Suriye Politikası” yüzünden geldi. (Hadi Be!)
PİLLİ TAVŞAN DAVUD OĞLU; Danışman-Dışardan Bakan-Bakan-Başbakan olarak Türkiye’yi yöneten altıncı kişi;
“Bakın ben Türkiye’yi, Suriye’de Hakan ile birlikte Stratejik Derinliğe sürüklerken, bir anda kendimi ve özellikle Dışişleri kadrolarını FETÖ içinde bulduk. Benim FETÖ’cü olmam mümkün değildir. Bu tamamen bir yakıştırmadır. Benim altımdan Başbakanlığı aldılar, vallahi sonradan haberim oldu! Ben de şimdi, yurtdışındaki tanıdıklarıma FETÖ’yü tanıtan mektuplar yazdım. Hem de iadeli taahhütlü. Eğer yalan söylüyorsam, Mevlana beni Konya’da çarpsın yahu!”
İşte böyle Sayın Savcılarımız, adamlar kendi ağızlarıyla bağırıp duruyorlar; “Eyy Millet, esas FETÖ’cü biziz” diye! Başka ne arıyorsunuz? Bunları bulamıyorsanız, beni çağırın, ben bu arkadaşların ciğerlerini bile bilirim. Hepsini tutar size getiririm. Hadi kalın sağlıcakla gari…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Ağustos 2016
Rifat Serdaroğlu
Ekleme
Tarihi: 22 Ağustos 2016 - Pazartesi
HEPİMİZ NEYİZ?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.