Kafes ise bu zulüm kalesinin en karanlık zindanı..
Özel işkencehaneler kurulmuştu.Falaka,Filistin askısı,elektirik verme vb. gibi onlarca işkence uygulanıyordu Ülkücü gençlere..Özellikle emniyet müdürlüklerinde özel yetiştirilmiş işkenceciler yürütüyordu insanlık dışı vahşeti.''Burada Allah yok,Peygamber izinde''(Tevbe haşa)diyerek başlıyorlardı işkencelere.
Sonra tutuklanıp ceza evlerine konuluyordu Ülkücü gençler.
Ben de 12Eylül sabahı tutuklanıp 40 gün bu işkencehanelerde o vahşeti yaşadıktan sonra Balıkesir ceza evine konuldum.
10 ay kadar sonra iddianameler açıklandı.
Savcı Başbuğumuz Alpaslan Türkeş ile birlikte aralarında benim de bulunduğun 240 Ülkücü hakkında idam isteğinde bulunmuştu.
Bir ay kadar sonra da Türkiye'nin pek çok şehrindeki Ülkücüler ''MHP ve Ülkücü Kuruluşlar''davasında yargılanmak üzere Mamak'a toplandı.
İfade ettiğim gibi Mamak 12 Eylül döneminde zulmün kalesi,Mamak'ın girişindeki ''Kafes''ise bu zulüm kalesinin en karanlık zindanı idi.
Koğuşlarda günün her saati zulüm vardı.
Kafes ise zalimlere göre boyun eğmeyen Ülkücülere özel işkence-zulüm merkezi idi.
Bir gün değil,bir ay,bir yıl değil;yıllar boyu Mamak'ta ve KAFES'te işkence yaptılar Ülkücülere.
Mamak'ta Albay Raci Tetik generallerin generali,en büyük işkenceci başı idi.
Rütbesiz işkenceci asker gardiyanlar ise ''Komutan''idi.
Ülkücü tutuklunun adı ise sadece ''Lan!''idi.
Tek istekleri vardı:
''Boyun eğin'',''Teslim olun'',''Baş eğin'',''İnancınızı ve davanızı suçlayın'',.
Ülkücüler yapmadı bunu..
Boyun eğmediler,baş eğmediler..
İşkece gördüler,zulüm gördüler,yıllar boyu Mamak zindanında yatmayı,Kafeslerde zulüm görmeyi göze aldılar ama davalarından asla vaz geçmediler.
Yazılacak çok şey(Bunların bir kısmını yayınlanan kitaplarımda ve gazetemde köşe yazılarımda uzun uzun yazdım),söylenecek daha çok söz var ama bunu bu sayfalarda yazabilmek mümkün değil.Sırası geldikçe parça parça yazmaya devam edeceğim.)
Fakat Türk Milleti ve özellikle Ülkücü gençler Mamak ve KAFES hikayelerini bilmeli.
Çünki bu hikaye Ülkücülerin zulme karşı şanlı direnişlerinin hikayesidir.
Ülkücü hareketin bugünlere ne zor bedeller ödeyerek geldiklerinin hikayesidir.
Ve böyle onurlu bir hikaye dünyada başka hiç bir dava hareketinde yoktur