Herkes, özellikle Cumhuriyet Savcılarının tümü anlayıncaya kadar bu konuda yazmaya devam edeceğiz. Gerçek amacımız ise Türk Tarihine not düşmektir. Bu yazılanlar, bugün bazı gözleri açamıyor bazı vicdanları titretemiyor olsa da, ileride bu satırları okuyacak Türk Gençleri gerçeği anlayacaklar ve duvarlardan kimlerin resimleri indirip, çöpe atacaklarını bilecekler… Erdoğan, AKP’nin fiziki anlamda da, manevi anlamda da, siyasi anlamda da tek sahibidir. Genel Merkez binası da, partideki çay ocağı da onundur. Parti teşkilatlarını o belirler, kongreler tek liste ile yapılan göstermelik tasdik makamıdır. Milletvekillerini tek-tek o seçer. Bakanları o belirler. Başbakan’ı o görevlendirir. Devletin tüm politikalarını o oluşturur. Hükümet-Parti-Bürokrasi dâhil hiç kimseye danışmaz! “Astığı astık, kestiği kestik” durumu yani. Atama Başbakanlar, Bakanlar hepsi göstermeliktir. Hiçbirinin kıymeti harbiyesi yoktur. Salı günkü AKP Grup toplantısında bas-bas bağıran Başbakan Binali Yıldırım var ya, kendi müsteşarını bile tayin edemez, örtülü ödenek harcamalarına karışamaz… Şimdiii; Devleti ve hükümeti ilgilendiren her konuda tek başına karar veren, uygulama emri veren, verdiği emirler yüzünden binlerce vatan evlâdının can vermesine, çetelerin devleti sarmasına sebep olan Erdoğan “hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi” Sarayında keyif çatacak, gariban askerler, öğrenciler, öğretmenler, Savcılar-Yargıçlar ne ile suçlandıklarını bilmeden ya hapse tıkılacaklar, ya da ekmek paralarından olacaklar ha!             Böyle yönetim var mı? Var mı öyle 25 kuruşa hem simit, hem çay? (RTE) “Çözüm Süreci” denen “İhanet Sürecini” planlayan- uygulayan- “PKK’lı teröristlere müdahale etmeyin” diye Valilere emir verdiren, askeri kışlasına polisi karakola kapatma emrini verdiren, Güneydoğu’daki şehirlerimizi PKK’lı katillerin emrine verdirip, kilometrelerce tünel-barikat yapılmasını görmezden gelen Vali-Emniyet Müdürlerini koruyan kim? Elbette ki Recep Tayyip Erdoğan… FETÖ’nü 11 yıl boyunca koruyup destekleyen, “ne istedilerse veren”, onları silahlı darbe yapacak güce kavuşturan, beraberce Türk Ordusunun Komuta Heyetinin yarısını zindana attıran, Hedefleri aynı olan FETÖ’nü devletin sırlarının saklandığı kozmik odaya sokturan kim? Elbette ki Recep Tayyip Erdoğan…    Erdoğan TV’lere çıkacak ve “Aldatıldık, çok safmışız! FETÖ’nün menzili (hedefi) bizimle aynı olduğu için yardım ettik. Ne istedilerse verdik. Rabbim ve milletim beni affetsin” diyecek, tüm suçlarından tüm günahlarından kurtulacak ve koltuğunda keyif çatmaya devam edecek ha! “Çözüm sürecini hayvanlar bile anladı, bazı insanlar anlamadı” diyen Erdoğan’ın akil adamı Hüseyin Yayman, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcılığı görevini utanmadan sürdürecek ha! “Bebek katili dediğiniz Öcalan bize geleceği gösterdi” diyen Nihal Bengisu Karaca, tv-tv dolaşıp, masal anlatmaya devam edecek ha! Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM kürsüsünde tüm Türkiye’nin gözü önünde FETÖ’nü savunacak, şimdi on binlerce insanı FETÖ’cü diye zindana attıracak ha! Erdoğan’dan Bülent Arınç’a, Abdullah Gül’den Hüseyin Çelik’e, Davutoğlu’ndan Binali’ye kadar hepsi FETÖ ve PKK ile yıllarca kucak kucağa olacaklar, bunlara kimse dokunmayacak ama çocuklarımız şehit olup toprağa düşmeye, insanlarımız hapse atılmaya ve fakirleşmeye devam edecekler, ha! Cumhuriyet Tarihimizin en büyük yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet olayları bu dönemde yaşanacak, bu olayları yapanlar bal gibi hırsızlık olan olayları bizlere “Darbe” diye yutturmaya çalışacaklar ve Türk Milleti bu sahtekârlıkları yutacak ha! Eğer bu ülkede adaletin kırıntısı kaldıysa, o kırıntı bunları yakında çarpacaktır… Not; Başlıktaki Abdullah Gül ismini merak edenlere şunu söyleyeyim. O, “Yardım ve Yataklıktan” yatacak. Her şey onun gözleri önünde yapıldı. Ne de olsa aralarında kardeşlik hukuku var… Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Ekim 2016 Rifat Serdaroğlu