7 Haziran 2015 Genel Seçimlerine 5 gün kalmış! Tarih 02 Haziran 2015! Devlet Bahçeli, Elazığ mitinginde binlerce insana konuşuyor; “Erdoğan, aklıyla arasını açmış, klinik bir vaka haline gelmiştir. Fitne saçmakta ve her gün dedikodu yapmaktadır. Erdoğan bizim, HDP Meclis’e girmezse kaos olur, erken seçime gidilir dediğimiz iftirasını atıyor. Bak Sayın Erdoğan, MHP Genel Başkanı olarak, bölücü HDP’nin Meclis’e girmediği takdirde kaos olur türünden bir beyanatım varsa ve sen bunun somut bir şekilde, yer ve zamanını göstererek açıklayamıyorsan, tekrar ifade ediyorum, alçaksın, şerefsizsin. Erdoğan, sen nasıl bir Müslümansın? Hadi Cumhurbaşkanı olmanı geçtik de nasıl bir insansın? Türkiye koyu bir karanlıkta, kör bir çıkmazdadır. Sizler işsiz yoksulken, Ankara’da bir avuç imtiyazlı ve sonradan görme hazineyi hortumlamakta, kaçak saraylarda yaşamaktadır. Siz darlık yoksulluk çekerken, AKP milli servet ve kaynakları zimmetine geçirmektedir…”
Sayın Bahçeli, bunları ve daha onlarca benzerini siz, Erdoğan için söylediniz. 7 Haziran Genel Seçimlerinden sonra azınlığa düşen AKP ve Erdoğan size koalisyon ortaklığı önerdi, siz, “Bu adamlarla ortak olunmaz” diye anında reddettiniz! Daha sonra Kılıçdaroğlu, “Gelin, Başbakan siz olun” dedi, onu da reddettiniz! Şimdi ne oldu ki, daha dün “Klinik bir vaka” olarak suçladığınız Erdoğan’ı Başkan yapacaksınız?
02 Haziran 2015 tarihindeki Erdoğan ile Kasım 2016 tarihindeki Erdoğan aynı kişi değil mi? Kasım 2016’da ki Cumhurbaşkanı Erdoğan yürürlükteki Anayasa’ya uyuyor mu? Uymadığını ve fiili durumun Anayasa’ya uydurulmasını söyleyen sizsiniz! Türk Milletine şu sorunun cevabını açıklamak zorundasınız; “Cumhurbaşkanı iken Anayasa’ya uymayan Erdoğan’ın, Başkan olunca Anayasa’ya uyacağını nasıl ve neye dayanarak söyleyebiliyorsunuz?
Kasım 2016’da ki Erdoğan, T.C Devletinin şeklini belirleyen Anayasa’nın ilk dört maddesine uygun bir yönetim sergiliyor mu? Atatürk Milliyetçiliğini ayaklarının altına aldığını söyleyen Erdoğan değil mi? “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü Erdoğan kaldırtmadı mı? Milli andımızı, Erdoğan ve AKP kaldırtmadı mı?
Erdoğan’ın ağzından bir kez olsun “Türk Milleti” dediğini duydunuz mu? Başta Erdoğan ve TBMM Başkanı olmak üzere tüm AKP üst yönetimi “Lâiklik İlkesinin” Anayasa’dan çıkartılması gerektiğini söylemiyorlar mı? Milli Eğitimin tarikat ve cemaatlere terkedilmesi, karma eğitimden vaz geçileceğinin ısrarla söylenmesi, türbanın ilkokullara kadar indirilmesi, Anayasa’nın Lâiklik ilkesine uyuyor mu? Hukuk Devleti kaldı mı? Yargı iktidarın tetikçisi haline getirilmedi mi? Anayasa ve Yasalara uygun olmayan Kanun Hükmünde Kararnamelerle TBMM’yi işlevsiz hale getiren Erdoğan değil mi? Türk Milletine şu sorunun cevabını açıklamak zorundasınız; Cumhurbaşkanı iken Anayasa’nın ilk dört maddesine uymayan Erdoğan’ın, Başkan olunca Anayasa’nın ilk dört maddesine uyacağını nasıl ve neye dayanarak söyleyebiliyorsunuz?
Sayın Bahçeli, Milletvekili-Genel Başkan sıfatlarını omuzlarında taşıyan biri konuştuklarının her harfinden sorumludur. Siz, Türk Milletinin gözü önünde Erdoğan’ı ve partisini “Milli servet ve kaynaklarımızı zimmetine geçirmekle” yani “Yolsuzluk ve Hırsızlıkla” suçladınız! Bu sözleri Elazığ Mitinginde gündüz vakti söylediniz, yani aklınız başınızda idi! Hep doğru konuşmakla övündüğünüze göre, böyle birini Türk Devletinin başına BAŞKAN yapmanızın sebebi nedir?
Türk Milletinden bu kadar mı nefret ediyorsunuz? Çok mu zordasınız? Sizi tehdit mi ediyorlar? Eğer böyle bir durum varsa, ne yapacağınızı bilmiyor musunuz? Yaşınız 70’e gelmiş! Çok mu zor bu yalan dünyaya eyvallah demek? Ha çok mu zor? Vatanı yakmamak için kendinizi yakmayı size öğretmediler mi?
Not; Semih Çetin’i kayboldu sanmayın. O şimdi Belarus’ta! Erdoğan’ın yanında…
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Kasım 2016 Rifat Serdaroğlu