Biraz uzun bir yazı olabilir ama yine de herkesin okumasını tavsiye ediyorum söz veriyorum pişman olmayacaksınız.
Türkiye nüfus'unun çoğu müslüman olduğu için müslümanlık dinini ele alacağım.
Öncellikle müslüman Tanrısına bakalım; "Allah" değil mi? peki "Allah" ne demek? anlamı ne?
Allah kelimesinin açılımı Al-ilah ve ya El-ilah'tır. (ilahiyatçılar kabul ediyor bunu.) Al, El , il bunların üçü de aynı anlamda ve Tanrı demek.
Örnek: mikaiL, israfiL, cebraiL, baAL, EL, ELoah , Elah, GabriEL, bEL, vb...
İlah kelimesine bakarsak da orijinalinin Eloah/Elah olduğunu görürüz. Bu kelime zamanla musevilerden araplara ilah olarak geçmiştir.
Peki kimdir bu El-ilah ya da Al-ilah?(bkz: http://1.bp.blogspot.com/...XcK2rtQ/s1600/Al-ilah.jpg)
Arapların müslümanlıktan önce çok Tanrılı bir inanca sahip olduğunu her halde hepimiz biliyoruz. Bu çok Tanrılı sistemde El-ilah Ay Tanrısı ve en büyük Tanrıdır.Bu yüzden Tanrıların Tanrısı ya da en büyük Tanrı gibi anlamlara gelen El-ilah denmiştir.
Bu inanç sistemi Sümerlerden Samilere(araplar) geçtiği için direkt Sümer Mitolojisine giriş yapıyorum.
AY TANRISININ SÜMER MiTOLOJiSiNDE Ki YERi
Sümer mitolojisinde temel olarak 4 büyük ve 3 gezegen Tanrı vardır. Bunlar;
BÜYÜK TANRILAR: An, Enlil, Ki, Enki
GEZEGEN TANRILAR: inanna, Nanna, Utu
Ay Tanrısı burada "Nanna"dır (inanna-Yıldız/Venüs, Utu-Güneş)
Normal de en büyük Tanrılara nazaran pek rağbet görmeyen Nanna, Akad Kralı Naram Sin'in kendini Tanrı ilan etmesiyle "Sin" adını almış erkillik kazanmış ve en büyük Tanrı konumuna yükselmiştir. (Akad kralıyla sümer ne alaka derseniz o sırada Sümer toprakları Akadların elinde)
Buraya kadar anlattıklarımla ilgili bir sorununuz mu var?:)
Hemen gidin ve en yakınınızda ki caminin tepesine bakın (bkz: http://www.ahmetakyol.net.../12/cami-kubbe-hilal2.jpg),
Ne gördünüz? Ay mı yoksa? Sonra önünüze gelen yaşlı bir amcayı veya direkt cami imamını çağırın ve sorun "Bu niye burada? Bunun anlamı ne?" diye, size Allah'ı simgelediğini söyleyecektir.
Yinede kafanızda soru işaretleri mi var? Bu seferde Kur'anı açıp "Kur'anın kalbi" olarak nitelenen sureyi açın, ne yazıyor "yasin" mi?
Yasin ne demek arapça? Yok mu karşılığı? Peki "ya sin" olarak bir anlamı oluyor mu? Evet "ya sin" kelimesinin bir tercümesi var.
"ya" bir hitap sözcüğüdür mesela "ya ebulfez!", "ya mahmud" vb.
Bu kelimenin eş anlamlısını ise daha çok kullanıyoruz, "ey".
"ey insanlar" vb.
"ya sin" = "ey sin" gördüğümüz gibi "Sin" kişisine karşı bir hitap var. Sin'in kim olduğundan yukarıda bahsetmiştik.
ARTIK YAZDIKLARIMI KAFAMDAN UYDURMADIĞIM KONUSUNDA HEM FiKiR OLDUĞUMUZA GÖRE DiN'iN iÇERiĞiNE GEÇEBiLiRiZ.
1- DOMUZ NEDEN YASAK?
Bunu bir dindara sorduğumuzda bize domuzun pis bir hayvan olduğunu kendi dışkısını yediğini filan söyleyecektir. Ancak şöyle bir etrafımıza baktığımız da bunun domuzlara mahsus olmadığını görürüz, helal olarak nitelenen pek çok hayvan da kendi dışkısını yemektedir. Dışkı yemeyi bir kenara bırakırsak da domuz etinin sağlıklı olmadığı söylemektedirler. Halbuki domuz etini en sık biçimde tüketen avrupa insanı dünyanın her bakımdan en sağlıklı insanıdır.
İşin aslına inersek bahsettiğim mitolojideki Tanrılardan birisi bir domuz tarafından tam kasığından ısırılarak ölmektedir. Ve şansa bakın ki bu tanrının adı da "Dumuzi"dir.
(bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tammuz)
(EK BiLGi: Dumuzi/Tumuzi isimli Tanrı yunan mitolojisine "Adonis" ismiyle geçmiştir. Biraz önce bu Tanrının kasığından ısırılarak öldüğünü söylemiştim. "Adonis Kası"nın isim kökeni de buradan gelmektedir.)
2-NEDEN SÜNNET OLURUZ?
Ay Tanrısından(Nanna/Sin) bahsettik şimdi de günümüzde daha popüler bir Tanrıya, "Kybele"ye geçelim bu da önemli bir Tanrı, aşk ve doğurganlık Tanrısı, az çok duymuşuzdur ismini. Direkt mitolojideki metni buraya kopyalıyorum;
"Attis Kybele'nin sevgilisidir. Ancak Kybele'ye verdiği sözü unutarak Pessinus Kralı'nın kızını sever. Onunla evlendikleri gece düğüne Tanrıça Kybele de davet edilir. Ancak Kybele düğüne geldiğinde ve Attis ile karşı karşıya kaldığında Attis ne yapacağını bilemez. Kybele'ye olan sözünü unuttuğu için duyduğu pişmanlıktan ötürü cinsel organını orada keser ve kanlar içinde kıvranmaya başlar. Sevgilisinin böyle acı içinde kıvranmasına daha fazla dayanamayan Kybele Attis'i bir çam ağacına dönüştürerek ona sonsuzluğu bağışlar. Çam ağacının her mevsim yeşil kalmasının sebebi budur."
Pessinus Mabedi'nde Tanrıça Kybele adına her sene düzenlenen şenliklerde de bu tapınakta rahip olmak isteyen erkeklerin hadım edilmesinin ve kesilen cinsel organlarının bir çam ağacı altına gömülmesinin kökeni budur. Bu inanış daha sonra sami ırkında (Arap ve Yahudiler) cinsel organı değil ama ucunu (erkeklerde prepusium, kadınlarda klitoris) kesme şeklinde günümüze kadar devam etmiştir.
(bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kibele)
3-KIBLE VE ŞEYTAN TAŞLAMA OLAYI
Bu da biraz önceki olayla -Attis'in Kybele'yi aldatmasıyla- alakalı. Şimdi hac olayını gözümüzde canlandıralım, bildiğimiz üzere önce şeytan taşlama denilen ritüel yapılıyor.
Resme bakın -> (bkz: http://cache4.asset-cache...OgxIzCAm%2BssBlNDrFlSfTQL)
Sonra da gidip kıblenin etrafında dönülüyor. Bunu yaparkende kıblenin köşesindeki oyuk gibi şeyin içindeki "Hacerül Esved" denen taşa özel ilgi gösteriliyor, el yüz sürülüyor öpülüyor falan.
Birde bu resme bakalım -> (bkz: http://1.bp.blogspot.com/.../ZLOeTUhMZQc/s1600/1+(63) .JPG)
Yani bilemiyorum... Sizce de çok? Nasıl desem .s
Yinede anlamadıysanız buyrun yardımcı olayım;
Attis -bu da bir tanrı- denen eleman Kybele'yi aldatıyor değil mi? Doğurganlık tanrıçasını yani. Sonra penisini kesiyor filan.
Resimlere bir daha bakın:
(bkz: http://cache4.asset-cache...OgxIzCAm%2BssBlNDrFlSfTQL)
(bkz: http://1.bp.blogspot.com/.../ZLOeTUhMZQc/s1600/1+(63) .JPG)
Bir şeyleri anımsatmıyor mu? Taşlanan heykel bir penisi, sevgi gösterisinde bulunan yer de bir vajinaya benzemiyor mu? Vajinanın içerisinde de Hacerül Esved var -bebek yani- böylece doğum sembolize edilmiş oluyor.
(bkz: Kybele Doğurganlık/Bereket Tanrısı)
"Kıble" sözcüğünü ele alalım, bir de "Kybele" sözcüğüne bakalım.
Yani bu kadar tesadüf de fazla değil mi sizce?:)
4-NAMAZIN ANLAMI VE KÖKENi
Bize farsçadan geçmiştir, orijinali "Namaskar"dır (Sanskritçe aslında ama biz direk Hintçe diyelim.), anlamı "Selamlamak".
Araplar "Salat" derler, "Salat"ın anlamı "Dua" gibi bir şey. Tamamen aynı olmasa da yakın anlamlara geliyorlar. Bu farkın nedeni Farsların bu kelimeyi direk Hintlilerden almış olması. Ancak araplar öyle yapmıyor onlara Sümerlerden kalmış (Salat kelimesi değil namaz olayı).
Peki "Namaskar" nedir?
Anlamını söyledim biraz önce "Selamlamak".
Selamlamak ama neyi? TANRILARI
Mesela bizi alakadar eden "Surya Namaskar", "Surya" Güneş demek.
Birleşince Güneşi selamlamak oluyor, Güneşe tapma yani.
Eskiden insanlar Güneşin gökyüzündeki konumlarına göre bu ritüeli gerçekleştiriyorlarmış.
Ancak bizdeki olay biraz daha farklı; Yine Güneşin gökyüzündeki konumuna göre namaz kılınıyor bilmem farkında mısınız? Fakat bu sefer Güneşe doğru değil kıbleye, yani Kybele'ye doğru.
Eskiden Güneşe tapıyorlarmış şimdi Kybele'ye tapılıyor yani pek değişen bir şey yok.
Alın bu da bir "Surya Namaskar" ritüeli: https://youtu.be/1ZJM2qEPwGo