Korku nelere kadirmiş!
Erdoğan, oy uğruna aziz şehitlerimizi reklam malzemesi olarak kullanmaktan çekinmiyor!
Hangi vicdan, hangi insaf bunu kabul edebilir ki?
TV’lerde gösterilen, parası Cumhurbaşkanlığı bütçesinden yani bizler tarafından ödenen reklamdan bahsediyorum.
Erdoğan şehitlikte, huşu içinde dua ediyor! Yağmur hafif hafif çiseliyor! Fonda kahraman şehitlerimizin Türk Bayraklı kabirleri ve Erdoğan’ın Arif Nihat Asya’nın muhteşem şiirini okuyan sesi…
“Biz kısık sesleriz, minareleri / Sen, ezansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu / Müslümansız bırakma Allah’ım!”
İsrail’de ezanın sesini kısanlar için tek kelime edemeyenler, sanki Türkiye’de ezanın sesini kısmak isteyen varmış, sanki Müslümanları kovalayan varmış gibi, sanki ülkeyi Bademler değil de başkası yönetiyormuş gibi utanmadan konuşabiliyorlar!
Aynı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ için şunları söylemişti;
“Biz, onlara menzilimiz aynı olduğu için yardım ettik. Ne istedilerse verdik. Allah’ım ve milletim beni affetsin!”
Tam bir suç itirafı niteliğinde olan bu ifade her nedense Cumhuriyet Savcılarının tümünün derin uykuya daldıkları bir ana rast geldiği için Türk Yargısı tarafından görülmedi, duyulmadı…
Erdoğan’ın şehitlikteki reklam filmini görünce nedense bu itiraf aklıma takıldı!
Erdoğan acaba, reklam filmi çekimi için gittiği o şehitlikteki evlatlarımızın orada niçin yattıklarını, kimlerin bu yavrularımızın şehit olmalarına sebep olduklarını, bu ölümlerde kendisinin ve 15 yıllık
AKP iktidarının ne kadar payı olduğunu, bu dünyada ve ahirette kendisine hesap sorulacağını ve yaptığının günah olduğunu hiç düşündü mü?
-2004 yılı Temmuz’unda Sea Island’da düzenlenen G-8 toplantısında, bölgemizdeki 22 ülkenin sınırlarının değişeceği ve 2. İsrail olarak adlandırılan Kürdistan Devletinin kurulacağı bilinen oturumun sonunda “BOP Eşbaşkanlığı” görevini kabul eden kimdi? Erdoğan!
-Oslo’da, İngiliz temsilcinin yönetiminde Türk Devlet Yetkililerinin PKK Avrupa Baronlarıyla görüşmesi emrini veren kim?
Kendi söylediğine göre Erdoğan!
-2014 yılında yazdığı mektupta “Devlette üçüncü kişi konumunda olduğunu, Anayasa maddelerinin kırkını kendisinin yazdığı söylenen” ve bugüne kadar hiçbir devlet yetkilisinin yalanlamadığı bu mektubu yazan ve kamuoyuna açıklayan kimdi?” PKK Lideri Abdullah Öcalan!
Bu tarihte Başbakan kimdi? Erdoğan!
-Çözüm Süreci engellenmesin diye Valilere, “PKK’lıları görmezden gelin, üzerlerine gitmeyin diyen” kimdi?
TV’de kendi ifadesine göre Erdoğan?
-PKK’lılar, bölgede yol kontrolü yaparken, vergi adı altında haraç toplarken, kendi mahkemelerini kurarken, zavallı gençleri toplayıp Kandil’e götürürken ülke yönetiminden sorumlu olan Başbakan kimdi? Tabii ki Erdoğan!
-PKK’lılar kilometrelerce barikat, tünel inşa ederken bunları görmezden gelen, yapılmasına izin veren Başbakan kim idi?
Tabii ki Erdoğan?
-Fethullah Gülen Cemaati elemanlarının devletin en hassas birimlerine kadar sızmalarını sağlayan, bu militanları darbe yapacak güce ulaştırıp tam 11 yıl ortaklık yapan kimdi? Tabii ki Erdoğan!
İnsanlarımız elbette bunları düşünecekler ve 16 Nisan’da HAYIR oyu kullanacaklardır.
Filozof Bergamus, Arif Nihat Asya’nın şiirini güncelleyip göndermiş. Beraberce bakalım;
“Bize güç ver / Er meydanını kahpelere bırakma Allah’ım!
Bilelim yalancıya karşı koymasını / Bizi şaşkın bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız / ve vatansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlarla yoğrulan yurdu / Seccade şeytanlarının eline bırakma Allah’ım!”
Bu Filozof Bergamus, bir gün beni çok üzecek ama, ne diyelim! HAYIRLISI…
23 Mart 2017
Rifat Serdaroğlu