Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

GEL KÜRDİSTANI KUR!

AKP Hükümetlerinin Türkiye’ye yaptığı kötülükleri, kırk düşman ülke biraraya gelse yapamaz. AKP Önderliği, Türk Devletinin en hayati politikalarından biri olan ve bölünmemize yol açabilecek, ABD-İngiltere-İsrail tarafından yıllardır ve ısrarla yürütülen “Kürt Devleti” kurulmasına dolaylı olarak izin verme noktasına geldi! Görmemek için hem kör hem sağır olmak lazım. AKP Genel Başkanı Tarafsız Bağımsız Cumhurbaşkanı Erdoğan 28. 04. 2017 de Atlantik Konseyi zirvesinde; “Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye’de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var. “Cahil cesur olur” diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire. Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye’de böyle bir devlet kuruluşuna da ASLA MÜSAADE ETMEYİZ” dedi… Aynı ağız 18 Mayıs TÜSİAD toplantısında, kendisini ayakta alkışlayan TÜSİAD üyelerine şunları söyledi; “Amerika Rakka operasyonunu PYD/YPG ile yapmaya karar almış. (2 Mayıs’ta başladı.) Bize düşen sadece ‘Hayırlı Olsun’ demektir. Ama şunu da arkadan söyledik; ‘Eğer bu terör örgütleri bizim ülkemize yönelik herhangi bir tehdit oluştururlarsa, biz angajman kurallarından kaynaklanan haklarımızı kullanır, gereğini yaparız!” Kürt Devletinin kurulmasına izin vermeyiz noktasından, bize saldırırlarsa gereğini yaparız noktasına gelmişiz! Ne kadar zamanda? Tam 20 (yirmi) günde! Tutarlılığa bakar mısınız? Bu dönüş, “Kürt Devletini kurun, ama ben yaygara yapıp iç kamuoyumu aldatayım” demekten başka bir şey değildir. Devlet yönetiminde pazarcı esnafı gibi bağırarak iş yapılmaz. Devlet Adamı çok düşünür, danışır, önünü arkasını araştırır, bundan sonra konuşur ama bir defa! Sonra gereğini yapar… Türk Devletini yönetenler kendi açıkları sebebiyle, elek gibi delik deşik olmuşlarsa, düşünmeden verdikleri sözler kayıtlarda varsa ve bu sözler vatana ihaneti de kapsıyorsa, istediğiniz kadar konuşun kendiniz çalar, kendiniz söylersiniz. Devlet Adamı, Pazar esnafı düzeyinde değil, kuyumcu titizliğinde olmalıdır. Siz hiç dükkanının önünde bağırarak altın satan kuyumcu gördünüz mü? Gerçek Devlet Adamı, hatasını anlayınca milletinden özür diler ve köşesine çekilir. Her yanlışınızda, “Beni aldattılar”, “Bana darbe yaptılar” deyip ağlaşırsanız, size kimse inanmaz… AKP Genel Başkanı Bağımsız ve Tarafsız Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP’nin TUSKON’u olan MÜSİAD’da, CHP Genel Başkanına 15 Temmuz gecesi için şöyle seslendi; “Türkiye’de ana muhalefetin başındaki zat tivit atıyor. Ne diyor; ‘4. Yıldönümünü kutladığımız Gezi olaylarında hak ve özgürlük mücadelesi verenleri minnetle anıyorum. ‘Bu nasıl hak ve özgürlük mücadelesi? Polislerimizi şehit edeceksiniz ve buna hak ve özgürlük mücadelesi diyeceksiniz. Size ne yapıldı ki? Hak ve özgürlük mücadelesi Yeşilköy’den kaçıp Bakırköy Belediye Başkanının evine sığınmak mıdır? Zaten 15 Temmuz’da da kaçaklardansın.” Bu sözler ülkenin birliğini, bütünlüğünü bozmakla görevlendirilmiş bir ajan provokatörün değil, ülkenin Cumhurbaşkanının sözleridir. Gezi olayları sırasında İstanbul’da Polis şehit olmadı! Sadece Adana’da göstericileri kovalayan bir Polis, köprüden düşerek şehit oldu. Fakat Polisin orantısız güç kullanması yüzünden 11 vatandaşımız öldü, 7 vatandaşımız kör oldu, binlercesi de yaralandı. Gezi olayları dönemin dikta yönetimini protesto etmek için gençler tarafından gerçekleştirilen bir hak ve özgürlük hareketidir. Kılıçdaroğlu ’nu saklanmakla suçlayan Erdoğan’ın kendisi 15 Temmuz’da neredeydi? Tankın üstünde veya herhangi bir meydanda Erdoğan’ı gören var mı? Başbakan Binali, otoyol tünelinin içinde tanklara karşı mücadele mi ediyordu? Hepsi yeraltına inip, saklanmışlardı! Geçmişte yapılan her darbede olduğu gibi… Kendi vatandaşlarından esirgedikleri hoş görüyü, Barzani’ye-İmralı canisine-Kandil çıyanlarına-Habur şerefsizlerine bolca bahşeden AKP önderliği, şimdi de aynı hoşgörüyü “Kürt Devletinin” kurulması için vermektedir… Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Haziran 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 05 Haziran 2017 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

GEL KÜRDİSTANI KUR!

AKP Hükümetlerinin Türkiye’ye yaptığı kötülükleri, kırk düşman ülke biraraya gelse yapamaz. AKP Önderliği, Türk Devletinin en hayati politikalarından biri olan ve bölünmemize yol açabilecek, ABD-İngiltere-İsrail tarafından yıllardır ve ısrarla yürütülen “Kürt Devleti” kurulmasına dolaylı olarak izin verme noktasına geldi!

Görmemek için hem kör hem sağır olmak lazım. AKP Genel Başkanı Tarafsız Bağımsız Cumhurbaşkanı Erdoğan 28. 04. 2017 de Atlantik Konseyi zirvesinde; “Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye’de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var. “Cahil cesur olur” diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire. Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye’de böyle bir devlet kuruluşuna da ASLA MÜSAADE ETMEYİZ” dedi…

Aynı ağız 18 Mayıs TÜSİAD toplantısında, kendisini ayakta alkışlayan TÜSİAD üyelerine şunları söyledi; “Amerika Rakka operasyonunu PYD/YPG ile yapmaya karar almış. (2 Mayıs’ta başladı.) Bize düşen sadece ‘Hayırlı Olsun’ demektir. Ama şunu da arkadan söyledik; ‘Eğer bu terör örgütleri bizim ülkemize yönelik herhangi bir tehdit oluştururlarsa, biz angajman kurallarından kaynaklanan haklarımızı kullanır, gereğini yaparız!”

Kürt Devletinin kurulmasına izin vermeyiz noktasından, bize saldırırlarsa gereğini yaparız noktasına gelmişiz! Ne kadar zamanda? Tam 20 (yirmi) günde! Tutarlılığa bakar mısınız? Bu dönüş, “Kürt Devletini kurun, ama ben yaygara yapıp iç kamuoyumu aldatayım” demekten başka bir şey değildir.

Devlet yönetiminde pazarcı esnafı gibi bağırarak iş yapılmaz. Devlet Adamı çok düşünür, danışır, önünü arkasını araştırır, bundan sonra konuşur ama bir defa! Sonra gereğini yapar…

Türk Devletini yönetenler kendi açıkları sebebiyle, elek gibi delik deşik olmuşlarsa, düşünmeden verdikleri sözler kayıtlarda varsa ve bu sözler vatana

ihaneti de kapsıyorsa, istediğiniz kadar konuşun kendiniz çalar, kendiniz söylersiniz. Devlet Adamı, Pazar esnafı düzeyinde değil, kuyumcu titizliğinde olmalıdır. Siz hiç dükkanının önünde bağırarak altın satan kuyumcu gördünüz mü?

Gerçek Devlet Adamı, hatasını anlayınca milletinden özür diler ve köşesine çekilir. Her yanlışınızda, “Beni aldattılar”, “Bana darbe yaptılar” deyip ağlaşırsanız, size kimse inanmaz…

AKP Genel Başkanı Bağımsız ve Tarafsız Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP’nin TUSKON’u olan MÜSİAD’da, CHP Genel Başkanına 15 Temmuz gecesi için şöyle seslendi; “Türkiye’de ana muhalefetin başındaki zat tivit atıyor. Ne diyor; ‘4. Yıldönümünü kutladığımız Gezi olaylarında hak ve özgürlük mücadelesi verenleri minnetle anıyorum. ‘Bu nasıl hak ve özgürlük mücadelesi? Polislerimizi şehit edeceksiniz ve buna hak ve özgürlük mücadelesi diyeceksiniz. Size ne yapıldı ki? Hak ve özgürlük mücadelesi Yeşilköy’den kaçıp Bakırköy Belediye Başkanının evine sığınmak mıdır? Zaten 15 Temmuz’da da kaçaklardansın.”

Bu sözler ülkenin birliğini, bütünlüğünü bozmakla görevlendirilmiş bir ajan provokatörün değil, ülkenin Cumhurbaşkanının sözleridir. Gezi olayları sırasında İstanbul’da Polis şehit olmadı! Sadece Adana’da göstericileri kovalayan bir Polis, köprüden düşerek şehit oldu. Fakat Polisin orantısız güç kullanması yüzünden 11 vatandaşımız öldü, 7 vatandaşımız kör oldu, binlercesi de yaralandı. Gezi olayları dönemin dikta yönetimini protesto etmek için gençler tarafından gerçekleştirilen bir hak ve özgürlük hareketidir.

Kılıçdaroğlu ’nu saklanmakla suçlayan Erdoğan’ın kendisi 15 Temmuz’da neredeydi? Tankın üstünde veya herhangi bir meydanda Erdoğan’ı gören var mı? Başbakan Binali, otoyol tünelinin içinde tanklara karşı mücadele mi ediyordu? Hepsi yeraltına inip, saklanmışlardı! Geçmişte yapılan her darbede olduğu gibi…

Kendi vatandaşlarından esirgedikleri hoş görüyü, Barzani’ye-İmralı canisine-Kandil çıyanlarına-Habur şerefsizlerine bolca bahşeden AKP önderliği, şimdi de aynı hoşgörüyü “Kürt Devletinin” kurulması için vermektedir…

Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Haziran 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.