Türk Devletine yurtiçinde ve yurtdışında yıllarca hizmet etmiş, girdiği çatışma sonucu bir kolunu zorlukla kullanan bir dostum senelik rutin ziyareti için geldi. Devletin verdiği emekli maaşıyla bir sahil kasabasında kıt kanaat geçinen ama başı göğe değecek kadar dik olan dostum, bu yazıyı yazdığımı görünce bana şunu söyledi; “Türkiye’de Melih Gökçek gibi 12 kişi var. Bunların yurtiçi-yurtdışı zulaları bazıları tarafından bilinir. Türk Devleti sadece bu 12 adamı silkelese, devletin iç borcu bir gecede biter!”
Doğruluk derecesinin değerlendirilmesi devletindir ama bildiğim bir şey var! Haram para sahibi iflah olmaz. Ya kendisinden ya da çocuğundan acısı mutlaka çıkar. Yakın tarihimizi bilen ve siyasetle ilgilenenler böyle yüzlerce örnek yaşamışlardır. (Özal’ın Prensleri-müteahhitleri-papatyaları neredeler? Hepsi rezil oldular ve sefil birer hayat sürüyorlar! Ya çocukları?)
70’e yaklaşan yaşı, ilginç kişiliği ile Melih Gökçek de bir genetik harikasıdır! Tek tel beyaz saçı yoktur. Kömür karası saçları, simsiyah kaşları, estetik mucizesi cildi ile fişek gibidir. Allah geçinden versin, Erdoğan’a bir şey olursa onun yerine geçmeye hazırlandığının kanıtıdır tüm bunlar!
Ankara’da rastgele bir taksiye binin “Melih Gökçek ve oğulları ne işler yapıyor” diye sorun, gideceğiniz yere kadar yaptıkları işlerin ancak yarısını dinleyebilirsiniz, zamanınız yetmez! AŞTİ’de taksi işletmeciliğinden halk otobüsü dağıtımına, futbol kulübü sahipliğinden inşaat malzemesi satışına, emlak inşaat işlerinden TOKİ müteahhitliğine, kentsel dönüşümden TV sahipliğine kadar her türlü işi yaparlar. Yalnız ne hikmetse yaptıkları her iş ucundan kıyısından Ankara Belediyesi ile ilgilidir! Neyse ki Gökçek ailesinin yaptıkları her işin belgesi hem Saray’da hem de devletin belli birimlerinde var. 32 kısım tekmili birden. Koltuktan indikleri an, dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar, yakalanıp uçakta “Vatana hoş geldin Gökçek” diye karşılanacaklar.
Baba Gökçek geçen gün aynen şu tiviti yazdı; “İşten atılanlar itirafçı olup, bizim gibi FETÖ’cuların pisliklerini ortaya koysalar ve açıktan mücadele etseler, sorun kalmaz…”
Beraberce genetik harikası süslü Gökçek’e şu soruları soralım; -Ankara’yı Parsel-parsel FETÖ’ne sattı diye sizi suçlayan abiniz Bülent Arınç’ı mahkemeye verdiniz mi? (Cumhuriyetin Kahraman Savcıları TBMM Başkanlığı-Başbakan Vekilliği-AKP Kuruculuğu yapmış bir hukukçunun ihbarını ciddiye alıp soruşturma açtılar mı, yoksa onu adam yerine koymadılar mı? Koskoca Arınç’ın bir Bylock kadar özgül ağırlığı yok mu be ya?) -Hangi Mahkeme kararıyla siz “İTİRAFÇI” oldunuz? -Neleri itiraf ettiniz? -Çok yakın zamanda iki elini de öptüğünüz, gel-gel diye yolunu gözlediğiniz birini itirafçı olup ihbar etmek nasıl bir duygu? Rahatladınız mı? - “Alışmış, kudurmuştan beterdir” diye bir deyişimiz var! Tekrar itirafçı olup, belgeler ve dosyalarla Erdoğan için ihbarda bulunmayı düşünür müsünüz? -Beraberce çok işler yaptığınız, Yüksek Yargıda türlü cevizler kırdığınız FETÖ’nün, sizin için sesli-renkli görüntülü çok kalın bir dosya hazırladığı iddiasına katılır mısınız?
Hayda bre Ankara’nın kapkara saçlı Seymen’i! Bize bir yanıt ver ki, yer yerinden oynasın! FETÖ içinde siz mi daha kıdemlisiniz, yoksa Kadir Abiniz mi?
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu