Çanakkale hain ve sinsi bir planın hedefinde. Çanakkale resmen işgal ediliyor. Çanakkale’yi asimile etmeye çalışıyorlar. Kültürünü ve yaşam tarzını hedef almışlar. Sinsi bir şekilde yerleşiyor ve çoğalıyorlar. Bu projenin taşeronu ise yobaz cemaatler.
3-15 yaş arası kara çarşaf giydirilmiş çocuklarla şehitlik turlarına katılıyorlar. Sınırsız şekilde para harcıyorlar. Kriz içinde olan esnaf ise bu durumdan oldukça memnun. Doğal olarak gruplara sempati duyuyorlar. Kara çarşaf giydirilmiş küçük çocuklar Seyit onbaşı heykelinin önünde ellerini semaya açarak dualar okuyorlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili olan hiçbir anıta yaklaşmıyorlar. Adının geçtiği kitabeleri bile okumuyorlar. Her fırsatta Bizans’ı örnek vererek Cumhuriyetçilere saldıran yobazlar Bizans hileleri ile sonuca varmaya çalışıyorlar.
Roma İmparatorluğu MÖ birinci yüzyılda Kuzey Afrika’daki sınırlarını genişletirken bazı göçebe kabilelerin sert direnişiyle karşılaştılar. Durum böyle olunca da bölgede hakimiyeti sağlayamadılar. Öncelikle Agustus’un Üçüncü Lejyonundaki askerler bugünkü Cezayir’in kuzeyindeki dağlık bölgede birçok savunma kampı ve hisarlar yaptılar. Sonra da farklı bir taktik uygulayarak bir şehir inşa ettiler. Bu şehire Timgad ismini verdiler. Bu şehir emekli Roma askerleri için kurulmuş gibi görünse de, asıl amaç oradaki kabilelerin direnişini bastırmaktı. Bu plan işe yaradı. Şehre mallarını satmaya gelen insanlar kısa sürede Timgad’daki konforlu yaşamın cazibesine kapılmaya başladı. Sadece Roma vatandaşlarının yaşamasına izin verilen Timgad’a kabul edilmek isteyen birçok kişi, 25 yıllığına Roma Lejyonuna katıldı. Böylece kendileri ve oğulları için Roma vatandaşlığı alabildiler.
İmparator Traianus MS 100 yılında bu şehri kurduktan sonra Roma, Kuzey Afrika topraklarında tahıl, zeytinyağı ve şarap üretimini teşvik etti. Bölge kısa zamanda Roma İmparatorluğu’nun temel gıda ihtiyacını karşılayan önemli bir merkezi haline geldi. Zamanla nüfusu arttı ve şehir büyüyerek duvarlarının çok ötesine geçti. Bir zamanlar Romalılara kök söktüren yerli kabilelerin eli silah tutan gençleri imparatorluğun en ön saflarda ölüme gönderilen askerleri olmuştu. Yaşlıları çiftçi, genç kızları ise soyluların fantezilerine hizmet eden gönüllü köleleri haline gelmişti. Romalı toprak sahipleri zenginleşirken, yerli çiftçiler fazla kazanç sağlayamıyordu. MS üçüncü yüzyılda sosyal adaletsizlik ve ağır vergiler çiftçilerin ayaklanmasına neden oldu. Ayaklanmayı kabilelerden alınarak asker yapılan kendi evlatları çok kanlı bir şekilde bastırdı. Kendi ailelerini katlederek Romalı olduklarını ispatlayan ve bununla övünen, gurur duyan Cezayirli gençlere "Praefectus castrorum"(usta asker) unvanı verildi.
Çanakkale deki durum bire bir aynıdır. Plan hazırlanmış ve uygulanmaya konmuştur. Kapkara giysileri içinde son model araçları ile trafiğe çıkan ve sınırsız para harcayan kadınlar da bu alçak ve sinsi planın bir parçasıdır. Değerinin çok üstünde satın alınan gayrimenkuller asimilasyon harekatının ilk adımıdır. İHANETİN DESTANI OLUR MU? Olmaz. İhanetten destan çıkmaz. 15 Temmuz bir destan değil "Kargaşadır’’.
Kargaşa siyasal ve yönetimsel kurumlarda beliren güçsüzlük nedeniyle toplumda devlet denetiminin kalmaması hali, toplumda düzen bozukluğu, yönetime ve yasaya uymayış, kışkırtma ve karışıklık dolayısıyla ortaya çıkan durumlara verilen isimdir.
Çanakkale de 18 Mart 1918 tarihinde bir destan yazılmıştır. Tüm dünya bu destanı okumuş ve kabul etmiştir.
Mahatma Gandi ye göre İngiliz olduğunu sandığı Tanrının aslında bir milliyeti olmadığının anlaşıldığı savaşın adıdır 18 Mart Çanakkale.
Düşman bile olsalar her metre karesinde iki yiğidin koyun koyuna yattığı isimsiz mezarlara addedilen saygının, haklı olarak verilen şan ve şerefin tanımlanmasıdır 18 Mart Çanakkale.
Bu topraklar üzerinde bulunan tesislere 18 Mart dışında herhangi bir tarihle isim vermek küfürdür . Yasayan insanlara, mezarsız ölülere hakarettir. Cehaletin belgesi, alçaklığın dik alasıdır. Aczi yetin ulaştığı zirvedir. Dalkavukluğun yazılı belgesidir. Bu terbiyesizliğe duyarsız kalma Türkiye. Uyuma Çanakkale. Onuruna şerefine sahip çık. Tepkini göster. Yobaza geçit verme. Çünkü bu topraklarda yaşanan olayların tüm dünyada bir eşi veya bir benzeri daha görülmedi, bundan sonra da görülmeyecek. Saygılarımla