Yıllarca kandırıldık! Büyük Atatürk’ü kaybettikten sonra tarihimizi bile çarpıtarak, yalanlarla doldurarak bize okuttular! İndirilmiş din İslam’ı, uydurulmuş dine dönüştürüp Müslümanları kandırdılar! Hz. Peygamber’in şiddetle yasakladığı tarikat ve cemaatlerle bizi parçaladılar! Emperyal projelerin elemanlarını, bize “Devlet Adamı” diye seçtirttiler! Tarikat ve Cemaatleri Türk Devletinin taa içine soktular…
Türk Milletinin imkanlarıyla dünya şirketi düzeyine gelenler utanmadan Ermenistan-Kürdistan için çalıştılar! Çaldılar, çaldırdılar, sülük gibi Türk Milletinin kanını emdiler! Türk Ordusunun Komuta Heyetini tuzak kurarak zindana attılar, ordumuzun Milli vasfını da çaldılar! Üniversiteleri birer dini kurum haline getirip, akademisyenleri attılar! Hırsızlık paralarıyla medya grupları satın aldılar millete her gün yalan söylediler! Vatan sevgilerini yitirmiş İş alemini, medya gruplarını korkutup esir aldılar! Türk Milletine doğruları değil, işlerine geleni aktardılar!
Türk Ekonomisini Duyunu Umimiyeden beter hale getirdiler! Türk Devletini uluslararası tefecilerin kucağına attılar! Türk Tarımını bilerek bitirdiler, saman ithal eder hale getirdiler! Türk köylüsünü, uluslararası GDO’lu ürün imal eden tröstlere kurban ettiler! 42 Milyon insanımızı boğazlarına kadar borçlandırdılar!
Dünyada Türk Devletini “teröre destek veren ülke” konumuna düşürdüler! Türk Devletini dünyada yapayalnız bıraktılar! Uluslararası hırsızlara madalya verdiler, kahraman ilan ettiler! Çaldılar, çaldırdılar başımızı eğdirdiler! Buraya kadar yazılan doğrulara itirazı olan varsa söylesin, onu da dinleyelim!
Şu an Türk Milleti olarak, “Federe İslam Devletine” giden yol ayrımına geldik. Ya bu orta çağ karanlığına sapıp, perişan olacağız, ya da kendimize gelip Cumhuriyetimize-Demokrasimize sahip çıkacağız…
Bu kader noktasında hiç kimsenin siyasi hesapları, siyasi geleceği bizi yolumuzdan döndüremez!
Kimseye keyif bağışlayacak halimiz yok. Bir beklentimiz zaten yok! Türkiye’nin bu kumpastan çıkabilme yolunu 13 Eylül 2017 Çarşamba günü “Yeniden Demokratik Millî Mücadele” başlıklı yazı ile sundum. Elbette ki yeni görüşlere, yeni projelere açığız, tartışırız. Yeter ki sonuç alabilelim…
Şimdi Türk Milletini yönetmeye talip olan, mevcut partilere ve yeni oluşumlara birkaç sözümüz olacak! Bugüne kadar ama korkunuzdan, ama açıklarınız olduğundan Erdoğan Cemaatine ve organize suç örgütü gibi çalışan cemaatlere-tarikatlara ses çıkarmadınız. Gizli gizli bu hainlerle buluştunuz, iş birliği yaptınız! Amma bu andan itibaren sizlerden bazı isteklerimiz olacak; -Erdoğan Cemaati ile hiçbir şekil ve şartta siyasi birliktelik kurmayacağınızı Türk Milletine açıkça söyleyeceksiniz. -Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turunda “Erdoğan hariç” en çok oyu alan aday etrafına birleşeceğinize peşin-peşin söz vereceksiniz. -Cemaat ve tarikatlardan kuruş para almayacaksınız. -Seçimde kullanacağınız paranın kaynaklarını Türk Milletine açıklayacaksınız. -Yeni Anayasaya “Türk Devleti ve Türk Milletini soyma suçunu işleyenler için zaman aşımı uygulanmaz” maddesini koyacağınıza söz vereceksiniz. Bunları yapmadığınız taktirde, nereye giderseniz gidin karşınızda bizler gibi düşünenleri bulacaksınız, sizleri sokağa çıkamaz hale getireceğiz, gerçekleri Türk Milletine bıkmadan usanmadan anlatacağız…
Yetmedi mi artık yıllardır aldatıldığımız? Hangi siyasetçinin veya partinin geleceği Türk Milletinin kaderinden önemlidir? Hep söyledim, yine tekrarlıyorum; Çaresiz değiliz, çare biziz, çare Türk Milletidir. Yeter ki ayağa kalkalım. Türk Milleti ayağa kalktığında, bu kan emici sülükler yer altına kaçacaklardır! Sonrası kolay…
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Eylül 2017 Rifat Serdaroğlu