Benim gibi adamı asmak gerek, asmak! Niye mi? Çünkü benim dediğim gibi, hırsıza hırsız- haine hain- korkağa korkak- döneğe dönek diyen adamı bu ülkede kimse sevmezde ondan. Ama eyyamcılık yaparsan, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dersen, ikram edilen makamları, olanakları kabul edersen senden iyisi, Şam’da kayısı… Zamanımın çoğunun Türkiye’nin çeşitli adliyelerinde, karakol ifadelerinde geçmesine, iktidar sahiplerine yaranmak isteyen yargı mensuplarının haksız ve usulsüz yere hapis cezası vermelerine rağmen bunlardan çekiniyor muyum, mücadeleden vazgeçer miyim? Tabii ki hayır! Bizim işimiz uyarmak, yamuğu düzeltmek, Türk Tarihine not düşmek ve herkesin gerçek yüzünü göstermek. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın… Bugün, Genelkurmay Başkanı ve TOBB Başkanının şikayetleri üzerine iki ifade daha verdim. Bilginiz olması açısından sizlerle paylaşmak isterim. Öncelikle şu gerçeklerin iyi anlaşılması gerek; -Tüm makamların gerçek sahibi Türk Milletidir. -Herkes Anayasa’da yazan görevleri, Türk Milleti adına vekaleten yapar. -Kimse kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetki kullanamaz. -Her kamu görevlisi, özellikle Anayasamızın ilk dört maddesine uygun hareket etmek zorundadır. -Siyasiler ve bürokratlar gelip geçicidir. Esas olan Türk Devletinin bekasıdır. Birinci suçlama; Genelkurmay Başkanını ağır eleştirerek, ordunun komuta hiyerarşisini bozmak, hakaret vs. Beraberce bakalım; -Akar Paşa, 15 Temmuz Darbe Girişiminin olmasını engelleyebildi mi? -Akar Paşa, kendisine Türk Milleti tarafından teslim edilen çocuklarımızı, sağ salim olarak ailelerine teslim etmek zorundadır. Yapabildi mi? -254 vatandaşımızın öldürülmesini, askerlerimizin linç edilmelerini engelleyebildi mi? -Türk Devletinin ve Türk Demokrasisinin itibarını koruyabildi mi? -Yaverinin bile FETÖ’cu olduğunu görebildi mi? -Akar Paşa TBMM’ye ifade vermeye gitti mi? -Sabah namazını kılmaya resmi üniforma ile gitmedi mi? -Kendisinden önceki 25 Genelkurmay Başkanından, özellikle Cumhuriyetimizin Kurucusu Atatürk’ten böyle bir davranış gördük mü? -Ülkede Atatürk’ün büstleri saldırıya uğrarken, “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazıları “görüntü kirliliği yapıyor” gerekçesiyle kaldırılırken Akar Paşadan tek itiraz sesi duyan var mı? -Akar Paşa, Atatürk’e sürekli hakaret eden Cübbeli Ahmet Hoca ile yüz binlerce kişi önünde el sıkışıp sohbet etmedi mi? Bu hareket kime mesaj idi? -Akar Paşa, “Cumhuriyet Okullarında hain yetiştirildi” diyen mürteci Nuri Pakdil’i MİT Müsteşarıyla birlikte evinde ziyaret etmedi mi? -Akar Paşa bu davranışıyla Anayasamızın Lâiklik ilkesini çiğnemiş olmadı mı? -Akar Paşa, bunlardan hangisine “doğru değil” diyebilir ki? İkinci suçlama; TOBB Başkanı, kendisine “FETÖ ile ilişkilidir” suçlaması yaptım diye benden tekrar ve bir daha davacı olmuş! -17/25 Aralık 2013 tarihine kadar Cumhurbaşkanı-Başbakan-Bakanlar-TOBB Başkanı, FETÖ’yu övüp, iş birliği yapmadılar mı? -FETÖ’yu neredeyse ilah yerine koymadılar mı? (Gök ne verdi de yer kabul etmedi?) -TOBB üyelerinden çok sayıda kişi FETÖ üyeliğinden tutuklanmadı mı? -TOBB Başkanının bunlardan haberi yok mu? Ömründe FETÖ’nü hiç görmemiş, silahı bile olmayan üç günlük asker FETÖ’cu oluyor da Gülen’in elini öpenler FETÖ’cu olmuyor mu? -TOBB Başkanı “Ben Fethullah Gülen ile hiç görüşmedim” diyebilir mi? Değerli Okurlar; AKP İktidarları ve onlara koltuklarını satmış bürokratları kendilerini çok akıllı, Türk Milletini aptal ve kör sanıyorlar. Halbuki hesapsız-kitapsız-beceriksizce yönettikleri ülkemizde insanlar günlük geçimlerini zorlukla sağlamaya çalışıyorlar. Benzine bir haftada iki defa zam yaptılar. Merkez Bankası enflasyon hedefinde yanıldığını kabul edip, beklentisini yükseltti. İşsizlik açlık yoksulluk had safhada. Vatandaş burnundan soluyor! Yönetenler ise, Türk Milletinin derdine çare bulacaklarına, yazarlara-gazetecilere yargı sopası ile korkutup susturmaya çalışıyorlar Haksızlıkların, yolsuzlukların, ihanetlerin, yobazlığın hesabını sormazsak kanımız kurusun… Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Kasım 2017 Rifat Serdaroğlu