Çanakkale Haber

Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
Köşe Yazarı
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
 

DİŞ AĞRISI

Otuz yedi sene boyunca otuz yedi kere fırçalanmamış dişlerim yavaş yavaş benden bu ihmalkârlığın hesabını son 3 yıldır soruyor. Gecen sene de bu zamanlarda tutmuştu diş ağrım. Galiba kışın daha çok sıcak şeyler içerken ağrısı artıyor olmalı dişlerin. O zaman da gene böyle çenemde yaygın bir rahatsızlık başlamıştı. İlk bir kaç gün önemsememiştim. Diş doktoru korkusu olan birisi için bu yönde çıkacak sorunları önemsememek ilk çözümdür. Sonraki birkaç gün ağrı kesici almam gerekmişti ve bu huzursuzluk kaybolmuştu. Tam unutmuşken bu kez daha da güçlü ve ilaçlarla dinmeyen bir ağrı gecenin bir yarısı başlamış, soluğu diş acilde almıştım. Ağrı kesici iğneler yapılmış yarın sabah poliklinikte çekilmesi gereken bir çürüğüm olduğunu söylemişlerdi. Ertesi sabah yakınlarımla helalleşerek gittiğim diş koltuğunda ecel terleri dökerken bu kez daha geniş bir açıklama yapmıştı doktor hanim. İçten içe çürümüş ve ağzımda kendine düzgün bir yer bulamamış sol üst yirmiliğimin bu şikâyetleri yaptığını söylemişti. Hayatta istediği yerde olmak için tüm varlıklar çabalıyordu demek ki… Suratımdaki tedirginlik doktor hanımın yüzüne de bulaşmıştı. İstemediği işi yapan insanların mimikleri ile konuşuyordu. Beni teskin etmeye çalışsa da, aslında bunu kendisi için yaptığı, benim yasayacağım sorunlardan çok, bu durumların kendisini nasıl etkileyeceğini düşündüğü belliydi. Diş için yapılan ağrı kesicilerin dokunduğunu ve alerjim olduğunu söyledikten sonra birkaç hekim dişime işlem yapmayı reddedince artık farklı bir yol bulmuştum. Doktora allerjilerim ve korkularımla ilgili bir giriş yaptıktan sonra, daha önceki diş dolgum için alerjik olmayan bir iğne yaptıklarını ve her şeyin yolunda gittiğini söylüyordum. Bu hem beni hem doktoru rahatlatıyordu ve bana işlem yapmaya direnç göstermiyordu. Hangimiz çocukken acı şurupları üstüne içilen tatlı vitaminlerin hatırına içmedik ki? İyi bir diş hekimi olduğunu ispatlamak için bu fırsatı herkes hemen değerlendiriyor, başka bir hekimin bunu başardığını duyan doktorlar, hevesle koltuğa geçmemi soyluyorlardı. Üç gün önce çenemde aynı huzursuzluk başladığında gittiğim doktor çektiği filmler ve yaptığı muayenenin ardından bir şeyim olmadığını söyleyince; antibiyotik yazdırmak için bana gelmiş birisine basit bir nezle geçirdiğini ve buna gerek olmadığını anlattığımda ne hissettiğini çok iyi anladım. Ve bana gelen o evhamlı hastalardan olmamak adına sesimi kesip muayene koltuğundan doğruldum. Fakat simdi gecenin bir yarısı otogarda çiseleyen yağmur ve çeneme vuran soğukla başlayan bu ağrı durumun geçen senekinden daha önemsiz olmadığını hissettiriyordu. Bu berbat diş ağrısının tedirginliği dikkatimi etrafı izlemeye vermemi engelliyordu. Mafya dizilerinden çıkmış gibi yürüyen siyah pardösülü delikanlının ilginç hareketlerini, tribünlere oynayışındaki “mış” gibi yaşamı inceleyemiyordum. Otobüs bekleyenlere göre daha tez canlı, gelmek istediği yere çok yaklaşmışlara mahsus heyecanlı hareketleri olan soğukta titreyen şu incecik kızın valizini itip çekmesini kaçırıyordum. Herhalde servis bekliyordu.En kötüsü tüm sıkıntısını unutmak amacıyla sigaradan inanılmaz derin nefesler alan önümdeki amcayı takip edemiyordum. Çenem yerinden çıkacak gibi zonkluyordu.
Ekleme Tarihi: 28 Kasım 2017 - Salı
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER

DİŞ AĞRISI

Otuz yedi sene boyunca otuz yedi kere fırçalanmamış dişlerim yavaş yavaş benden bu ihmalkârlığın hesabını son 3 yıldır soruyor. Gecen sene de bu zamanlarda tutmuştu diş ağrım. Galiba kışın daha çok sıcak şeyler içerken ağrısı artıyor olmalı dişlerin.

O zaman da gene böyle çenemde yaygın bir rahatsızlık başlamıştı. İlk bir kaç gün önemsememiştim. Diş doktoru korkusu olan birisi için bu yönde çıkacak sorunları önemsememek ilk çözümdür. Sonraki birkaç gün ağrı kesici almam gerekmişti ve bu huzursuzluk kaybolmuştu. Tam unutmuşken bu kez daha da güçlü ve ilaçlarla dinmeyen bir ağrı gecenin bir yarısı başlamış, soluğu diş acilde almıştım. Ağrı kesici iğneler yapılmış yarın sabah poliklinikte çekilmesi gereken bir çürüğüm olduğunu söylemişlerdi.

Ertesi sabah yakınlarımla helalleşerek gittiğim diş koltuğunda ecel terleri dökerken bu kez daha geniş bir açıklama yapmıştı doktor hanim. İçten içe çürümüş ve ağzımda kendine düzgün bir yer bulamamış sol üst yirmiliğimin bu şikâyetleri yaptığını söylemişti. Hayatta istediği yerde olmak için tüm varlıklar çabalıyordu demek ki…

Suratımdaki tedirginlik doktor hanımın yüzüne de bulaşmıştı. İstemediği işi yapan insanların mimikleri ile konuşuyordu. Beni teskin etmeye çalışsa da, aslında bunu kendisi için yaptığı, benim yasayacağım sorunlardan çok, bu durumların kendisini nasıl etkileyeceğini düşündüğü belliydi.

Diş için yapılan ağrı kesicilerin dokunduğunu ve alerjim olduğunu söyledikten sonra birkaç hekim dişime işlem yapmayı reddedince artık farklı bir yol bulmuştum. Doktora allerjilerim ve korkularımla ilgili bir giriş yaptıktan sonra, daha önceki diş dolgum için alerjik olmayan bir iğne yaptıklarını ve her şeyin yolunda gittiğini söylüyordum. Bu hem beni hem doktoru rahatlatıyordu ve bana işlem yapmaya direnç göstermiyordu.

Hangimiz çocukken acı şurupları üstüne içilen tatlı vitaminlerin hatırına içmedik ki? İyi bir diş hekimi olduğunu ispatlamak için bu fırsatı herkes hemen değerlendiriyor, başka bir hekimin bunu başardığını duyan doktorlar, hevesle koltuğa geçmemi soyluyorlardı.

Üç gün önce çenemde aynı huzursuzluk başladığında gittiğim doktor çektiği filmler ve yaptığı muayenenin ardından bir şeyim olmadığını söyleyince; antibiyotik yazdırmak için bana gelmiş birisine basit bir nezle geçirdiğini ve buna gerek olmadığını anlattığımda ne hissettiğini çok iyi anladım. Ve bana gelen o evhamlı hastalardan olmamak adına sesimi kesip muayene koltuğundan doğruldum. Fakat simdi gecenin bir yarısı otogarda çiseleyen yağmur ve çeneme vuran soğukla başlayan bu ağrı durumun geçen senekinden daha önemsiz olmadığını hissettiriyordu.

Bu berbat diş ağrısının tedirginliği dikkatimi etrafı izlemeye vermemi engelliyordu. Mafya dizilerinden çıkmış gibi yürüyen siyah pardösülü delikanlının ilginç hareketlerini, tribünlere oynayışındaki “mış” gibi yaşamı inceleyemiyordum. Otobüs bekleyenlere göre daha tez canlı, gelmek istediği yere çok yaklaşmışlara mahsus heyecanlı hareketleri olan soğukta titreyen şu incecik kızın valizini itip çekmesini kaçırıyordum. Herhalde servis bekliyordu.En kötüsü tüm sıkıntısını unutmak

amacıyla sigaradan inanılmaz derin nefesler alan önümdeki amcayı takip edemiyordum. Çenem yerinden çıkacak gibi zonkluyordu.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.