Bir ziyaret için Adana’ya gittim. Uçaktan inince bindiğim takside 3-4 tane Sabah Gazetesi görünce taksici arkadaşa sordum; “Bu gazeteyi çok mu beğeniyorsun ki fazla alıyorsun?” Taksici arkadaş; “Yok be abi, biz havaalanının taksisiyiz. Meydan müdürlüğü emredince alıp arabaya koyuyoruz. Üstelik bedava dağıtıyorlar!”
Antalya’da da aynı durumu yaşadım. Kayseri, Malatya, Samsun’da da! Tüm yaz boyunca Çeşme gibi yazlık yerlerde, sabahları her dükkânın kapısına aynı grubun gazetesi olan Yeni Asır, bedava dağıtılıyor. Özellikle büyük şehirlerdeki hastane-büfe- marketlerde-taksi duraklarında bu gazeteler ücretsiz veriliyor!
Lütfen düşünür müsünüz? Bu değirmenin suyu nereden gelir? Baskı sayısının yarısını bedava dağıtan bu kurum nasıl bir destekle ayakta kalabilir? Bu Medya Grubunun gerçek sahibi kim?
Sizlere bu medya grubunun AKP’nin emrine giriş hikayesini kısaca hatırlatmak isterim. -Ciner Grubu tarafından Dinç Bilgin’den satın alınan medya grubuna TMSF 2007 yılında el koymuştu! Dönemin Başbakan’ı Erdoğan, Ulaştırma Bakanı ise Binali Yıldırım idi. -Medya Grubu, 2008 yılında 1,1 Milyar ABD Doları karşılığında Başbakan Erdoğan’ın “Bizim Çalık” dediği başında damadının bulunduğu Çalık Grubuna satıldı. -17/25 Aralık olaylarından iki gün sonra Rekabet Kurulu Medya Grubunun, Kalyon Grup’a ait 380 Milyon TL sermayeli Zirve Holding’e satılmasına ara kararı ile onay verdi! Ertesi gün satış yapıldı! -Kalyon Grup, Çalık Holdinge para ödeyemeyince, “Devlet Müteahhiti” denen ve AKP Hükümetlerinden devamlı büyük ihaleleri alan iş adamları, Ulaştırma Bakanı Binali’ni emriyle, bir araya gelip 630 Milyon Dolarlık bir havuz oluşturdular. Bu iyiliksever ve vatansever iş adamları (!) bu kadar büyük paraları
neden verdiler, ne karşılığında verdiler, ben bilmiyorum? Bu “Hayırsever” iş adamlarından Limak’ın patronu Nihat Özdemir; “Evet ben 100 Milyon Dolar verdim ama ben borç verdim, eve gidince de sabaha kadar uyuyamadım. Ne yapacaktım yani? Sıkıysa verme demişlerdi…” -Sabah Gazetesinin Zirve Holding’e satışı 19 Aralık 2013’te onaylanmasına rağmen, künyesinde sahip olarak “Turkuvaz Holding” görünmesi ve hala RTÜK’e şirket ortaklık yapısının bildirilmemesi konusu da açıklanması gereken önemli noktadır…
Bizde ne denir bilemem ama, demokratik ülkelerde sözümona bu “Satın alma” olayına, bal gibi gasp derler ve böyle gıllıgışlı bir işe asla olur vermezler!
Peki, nasıl oluyor da rekabetin en acımasızının yaşandığı bu sektörde, bastığı gazetenin yarısını bedava dağıtan bir ticari kurum ayakta kalabiliyor?
“Gasp” olayının daha korkuncu burada başlar! Başta devlet bankaları ve reklam vermek zorunda olmayan devlet kuruluşları bunlara tam sayfa ilan verip, Türk Milletinin parasını bunlara aktarırlar! Bu destek yeter mi? Yetmez! Bu kez özel sektör devreye sokulur. İktidar tarafından bu gazetelere ilan-reklam verilmesi için ince ince baskılar yapılır. Direnen olursa “Vergi İnceleme” sopası devreye girer! Bundan da sonuç alınmazsa “Polis-tutuklama” sopasını gösterirler. Büyük iş adamlarımızın çoğunun omurgaları olmadığından verilecek yanıt bellidir; “Hay hay efendim, emriniz olur!”
Bu davranış asla ve asla demokratik bir devletin yapabileceği iş değildir. Böyle davranmak, devleti “Mafya” yöntemleriyle idare etmeye kalkmak demektir!
Türk Milletinin sesi çıkmadığına göre, bu yönetim şeklinden memnun demektir!
“Her millet, layık olduğu yöntem ve kişiler tarafından yönetilir” sözü boşuna söylenmemiş demek ki…
Not; Devlet Hava Meydanlarının tamamı AKP’nin tapulu malı ya, hiçbirinde SÖZCÜ-CUMHURİYET gibi gazeteleri göremezsiniz! Ama her gün Atatürk’e küfreden yandaş paçavralar tomar tomar bulunur…
Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu