Karşı komşum Melike Hanım, tam bir Cumhuriyet Kadını. 90’a yaklaşan yaşına rağmen hala pırıl, pırıl bir zekâsı ve espri yeteneği var. Melike Hanım hepsi evli olan beş kız anası! Fakat damatlarından yana çok dertli! Dün yanına uğradığımda sordum; “Damatlarla aranız nasıl” diye? “Bütün öküzler beni buluyor. Nasıl ot yetiştirdiysem artık” dedi!
Bizim dünya lideri olan Başkanımız, çok şükür ki damatlardan yana çok şanslı. Allah, sanki damatlara yürü ya kulum demiş gibi, tutabilene aşk olsun! Fakat Başkanımızın “Dostum” dedikleriyle başı dertte! Ne verdikleri sözde duruyorlar ne de onu aldatmaktan utanıyorlar! ABD Başkanı George Pusht’tan başlayan aldatma zincirine son olarak Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman da katıldı!
Bu sepet Prens Mısır’a gitti ve yabancı basına şu demeci verdi; “Mısır ve Suudi Arabistan’ın düşmanları ŞEYTAN ÜÇGENİNİ temsil ediyor. Bu da Türkiye, İran ve terör örgütleridir. Erdoğan’ın yeni bir “Osmanlı Halifeliği” kurmaya çalıştığını biz biliyoruz!”
Gördünüz mü Arap’ın ihanetini? Halbuki Suudi Kralı Ankara’ya geldiğinde, Anıtkabir’e ve Çankaya köşküne gitmemiş ve dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanına “Siz ikiniz benim otel odama gelin” demişti. Bizimkiler hiç düşünmeden, topukları popolarına vura, vura çöl bedevisinin oteline koşup, Türk Devletinin onurunu paramparça etmişlerdi. Şimdi yeni yetme bir prens Türkiye’yi hem şeytan üçgenine hem terör örgütleriyle aynı kefeye koyuyor ve utanmadan “İleri Demokrat” Başkanımızı, Cumhuriyeti yıkıp yerine Hilafeti kurmakla suçluyor!
Prensin beyanatının ertesi günü Suudilerin Ankara Büyükelçisi “Prensimiz öyle demek istememişti” diye yalandan bir beyanat verdi.
Dünyaya kafa tutan dünya liderimiz nedense, söyledikleri sözün bile arkasında duramayan bu ikiyüzlü Araplara tek laf edemiyor!
Dünya lideri Başkanımızdan beklentimiz şudur; -Derhal ve ivedilikle (!) “Eyy Suudi Prensi! Sen Osmanlı tokadını unuttun galiba! Dedelerine sor. Sana bir çarparım, feleğin şaşar” şeklinde bir ayar vermesidir. Ayrıca “Şahsımın eşi olan Emine Hanım’ın Arap olduğunu söylemiştim. Şimdi düzeltiyorum. Şahsımın eşi Arap değildir. Kendisi Orta Asya steplerinden gelen Avşar Türklerindendir. İnanmayan Hülya Avşar’a sorabilir, demelidir!
Dünya lideri Başkanımın bir de “Abi” veya “Hocam” dediği Burhan Kuzu ile başı dertte! Hamile kadın nasıl aş ererse, Kuzu Hoca da Bakan olmak için ölüyor! Her kabine değişikliğinde müjdeli haberi bekliyor ama beklentisi hep fooos diye sönüyor! Gazeteci kızımız Kuzu Hoca’ya soruyor; “Hocam, Saray ile bir problem mi var? 41 defa kabine değişti siz yine kadro dışısınız?” Kuzu Hoca; “Hiçbir problem yok. Soyadımı Kurt mu yapsam acaba? Saraydan bir türlü elektrik alamıyorum!” Gazeteci kızımız, Cuma namazından çıkan Başbakan’a sorar; “Efendim Kuzu Hoca yine Bakan yapılmadı. Saraydan elektrik alamıyormuş! Sizin bu konudaki yorumunuz nedir? Başbakan; “Ne elektriği kardeşim, o nefes aldığına şükretsin yahu…”
Kültür Bakanı Karun Numan, Mesam’a (Türkiye Musiki Eser Sahipleri Meslek Birliği) kayyım atadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaş gününü kutlamak için Saray’a ilk gelen Yavuz Bingöl’ü de Mesam’a başkan olarak atadı. Kim bu Yavuz Bingöl? Beğendiğim sanatçılardan Öykü Gürman, Yavuz’ Bingöl ile evlenmişti. Yakın zamanda boşandılar. Erdoğan’ın, Berkin Elvan’ın annesini meydanda yuhalatmasının ardından Yavuz, Erdoğan’ı desteklemişti.
Yavuz’un kardeşi Oğuz Bingöl, bu olay üzerine şunları söylemişti; “Kendisini şiddetle kınıyorum. Anacığımın alzaymır hastalığına yakalanmasına ilk defa sevindim. O hiç olmazsa bu rezilliği bilmedi!”
Dünya liderimizi, verilen görevi önce kabul edip sonra yan çizen ve sanat camiamız önünde küçük düşürmeye kalkışan kişiyi Mesam’a değil, Mesane ’ye veya Feshane’ye başkan yapmalı ve Karun Numan’dan da bu yanlışın hesabı sorulmalıdır. Nedir adamcağızın bu çapsızlardan çektiği? Yettiniz gari…
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu