İnsan ne kadar usta olursa olsun, o iş için gerekli araç-gereç sağlam ve uygun değilse yaptığı işten başarı elde edemez. Kaliteli iş, ancak kaliteli ve işlevsel araç-gereçlerle yapılabilir. Bazı dangozlar araç-gereci bir kenara atar ve kendi ustalığıyla övünür! Siyasi Partiler de ulusumuzun refahı-huzuru- güvenliği-demokrasisinin geliştirilmesi için birer araç-gereçtirler. Fakat bir parti, FETÖ veya PKK Narko-Terör örgütü ile iş birliği yapmış ise, dürüstlüğü-namusu-ahlakı arkaya atmış, soyguna-rüşvete bulaşmışsa veya metal yorgunu olmuşsa, o partinin Genel Başkanı istediği kadar “Ben Ustayım” desin, kendisi ile övünsün, muhakkak duvara toslar. Partiler, kurumsallaşmalı ve önce kendi içinde demokrasiyi işletmelidirler. Bir kişinin ofisi haline gelmiş, millete mal olmamış partiler, o kişi ile birlikte yok olurlar…
TBMM’de Milletvekili olan beş partimiz var! 2018 Mart ayı sonunda TBMM’deki partilerimiz ne durumdalar?
AKP; Sadece, Erdoğan’ı ve ailesini savunmak, onların geleceğini kurtarmak için görevlendirilen bir araç haline getirildi. AKP’nin başka derdi yok! Gören gözler, bilen kafalar, ekonomistler, devlet adamları, akademisyenler, yazarlar ve gerçek tarihçiler biliyorlar ki, AKP 16 yılda Türkiye’nin değerlerini, itibarını, ekonomik ve tarihi gücünü devraldığından çok geriye götürdü. En kötüsü ise dünya kamuoyu önünde Türkiye’yi “Yolsuzluklarla” anılır bir duruma düşürdü!
AKP’deki herkes Erdoğan’ın ağzına bakar. AKP, Erdoğan’ı tekrar Cumhurbaşkanı seçtirmek için, ülkeyi maceraya atmaktan, iç savaş çıkarmaya kadar her türlü oyunu oynar, şeytanla bile iş birliğine gider! AKP; Erdoğan’ın siyasi geleceğini “Türkiye’nin bekası” olarak görür! 17 saate yasalaştırılan “İttifak Yasası”, MHP liderini teslim almak ve Hürriyet’e çökme operasyonları bunun kanıtıdır.
Bu ittifak da AKP’ye yetmedi, BBP adlı partiyi de listelerine aldılar. MHP ve BBP katkısı, AKP’ye yetecek mi? Yetmez. Sırada Fatih Erbakan’ın kafeslenmesi var! Bu iki parti ve bir oğul, Türk Milletinin güvenini kaybetmiş, çirkin pazarlıklarla ayakta kalmaya çalışan suni yapılardır. Getirdiklerinden fazlasını götüreceklerdir. AKP, Türkiye’nin resmi-gayri resmi en büyük nakit zenginidir. Palalı-pompalı tüfekli- Sadat’lı-Sedat’lı militanları vardır. Seçim kazanmak için tüm devlet organlarını kullanıp suç işlemekten çekinmez. Aklı başında, ülkesini seven ve demokrasi-özgürlük-kadın erkek eşitliği isteyen özellikle kadın seçmenler, yolsuzluk ve şaibe ile dopdolu, üstelik beceriksiz AKP’ye niçin oy versinler ki?
MHP; Bir partinin varlığının sebebi olan “Seçim Kazanmak-İktidar olmak” amacı, MHP’de Genel Başkan tarafından bitirilmiş ve MHP götürü olarak AKP’ye satılmış, kimliğini-iddiasını yitirmiştir… Merak ettiğim konu şudur; Kendi Cumhurbaşkanı adayını ilk tur için bile çıkarmaktan aciz, iktidar olmak hevesini tüketmiş, ülkeye hiçbir ümit vermeyen, esir alınmış, kurumuş ağaca benzemiş, yalana, hırsızlığa destek veren bir partiye, Türk Milleti niye oy versin ki?
HDP; PKK Narko-Terör örgütü ile ilişkisini kesememiş, milletvekillerinin bir kısmı zorla ve yasadışı olarak hapse atılmış, Türkiye’nin tümünün partisi olamamış, Kürt kökenli vatandaşlarımızı istismara alışmış bir parti! Türk Milletine vereceği bir şey şu an için maalesef yok! Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde takınacağı tavır, HDP’nin Türk Milletinin partisi olup olamayacağını belirleyecektir.
İYİ Parti; Meral Hanımı tanıyan ve başarılı olmasını isteyen biri olarak, İYİ Partinin toplumda belli oranda bir karşılığı olduğunu görüyorum.
Fakat parti kurulur kurulmaz Meral Hanım kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olacağını ilan etti. Kazanamazsa, Akşener milletvekili adayı olmayacağından, partisi barajı geçse bile başında TBMM de bulunmayacak. Genel Başkanı belli olmayan yeni kurulmuş bir partiye Türk Milleti ne oranda oy verecek, göreceğiz! Ülke meselelerine bakış açıları net olarak bilinmeyen, kadrolarının çoğunluğunu MHP’den ayrılanların oluşturduğu “MHP Küskünleri” görüntüsü vermek en büyük handikaplarıdır…
Görüldüğü gibi TBMM’de milletvekili bulunduran 4 partinin halleri böyle! Yarın enine boyuna CHP’yi masaya yatıracağız.
Partilerimiz, 2019 yılında yapılacak seçimlerde Türk Milletinin iradesini eşit-dürüst-şeffaf ve güven içinde sandığa yansıtıp, tutanaklara geçirtebilecekler mi? Sizce?
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu