-AKP treninin, Demokratik rejimin son istasyonuna geleceği! -Kuvvetler Ayrılığı İlkesinin rafa kaldırılacağı! -Hukuk Devletinin yok edileceği! -Lâik Cumhuriyetin tamamen sıfırlanacağı! -Devleti soyanlardan hesap sorulamayacağı! -Türk Devletinin borçlarını ödeyemeyeceği! -Nüfusumuzun %60’ının (49 milyon kişi) YOKSULLUK sınırının altında olacağı! -Nüfusumuzun 14 milyonunun AÇLIK sınırının altında kalacağı! -Hayat Pahalılığının artacağı, mutfak enflasyonunun %30’u aşacağı! -Tarımın bitirileceği- çiftçinin-köylünün tamamen fakirleşeceği! -Tüm basının, tek adam emrine gireceği! -İnsanımızın yarınından güven içinde olamayacağı bir Türkiye mi? 25 Haziran Pazartesi gününden itibaren böyle bir tabloda yaşamak isteyenler, tek adamın dikta yönetimine girmek isteyenler AKP ve MHP ortaklığına oy verebilirler. Kendisini-ailesini-çocuklarını ateş ve zulüm ile imtihan etmek isteyen kişilere söylenecek sözümüz olamaz… Fakat bizler; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokrat-özgür-çağdaş-lâik-hukuka, zenginliğe ve hakça paylaşıma inanan “sorumlu bireyleri” yukarıdaki gibi bir ortamda asla yaşamak istemiyoruz. Bu ortamdan kurtulmak için yıllardır, her türlü güçlüğe katlandık. Bizler şunları istiyoruz ve sonuna kadar bu yolda mücadeleye devam edeceğiz; -Türk Demokrasisinin standardının, gelişmiş ülkelerdeki seviyeye yükseldiği! -Parlamenter Demokrasi ve Kuvvetler Ayrılığı ilkesinin sonuna kadar işlediği! -Hukuk Devletinin tüm kurumlarıyla tarafsız ve bağımsız olarak vatandaşa sunulduğu! -Herkesin inancını özgürce yaşayacağı Lâik Cumhuriyetin geçerli olduğu! -Ülkede yönetim sorumluluğu taşıyan herkesin hesap verebilir olduğu! -Ekonomik dengelerin yerine oturtulduğu ve dış müdahalelere karşı özerk kuruluşların olduğu! -Tarım ve tarıma dayalı sanayiye, yatırıma, üretime, ihracata önem verildiği! -Kimsenin inancından, etnik kökeninden, kültüründen dolayı dışlanmadığı, -İsteyen herkesin özgürce “ANADİLİNİ ÖĞRENEBİLDİĞİ” fakat bölünmeye yol açacak “Anadilde Eğitim ve Öğretim” tuzağından uzak durduğu! -Bilime ve teknik uzmanlığa öncelik veren, bilim insanı yetiştirecek bir eğitim sistemine kavuşmayı! -Türk Devletinin kurucuları olan atalarımıza başta Büyük Atatürk olmak üzere İnönü’den Diyap Ağa’ya kadar tümüne saygı duyulduğu! Bizler işte böyle çağdaş bir Türkiye’de beraberce yaşamak istiyoruz. Orta çağ karanlığından fışkıran cahiliye döneminde değil! Ve inanın bizler bu ülkede büyük bir çoğunluğu temsil ediyoruz. Bundan böyle her vatandaş kendisini demokrasiyi korumakla görevli sayacaktır. Saymalıdır. Çünkü demokrasi hassas bir çiçektir ve 24 saat bakım ister… Değerli Okurlar; Yarın sandığa gideceğiz. Türk Milleti olarak tercihimizi açıklayacağız. Böyle hassas bir dönemde, kimseye keyif bağışlayacak halimiz yoktur. Tüm anketler ve ülkenin her yerinden aldığımız haberler Muharrem İnce’nin, Erdoğan ile başa baş hale geldiğini gösteriyor. İşimizi ikinci tura bırakırsak, algı ustalarına- seçim kaybetmeyi ölümle eş tutan hırsızlara, palalı-pompalı tüfekli manyaklara, kötülüklerini kusmaları için fırsat vermiş oluruz. Desteğimizi Muharrem İnce’de toplarsak, ilk turda zaferi elde etmiş oluruz. Hadi benim güzel ve asil milletim; Kötüler, hainler, din simsarları, dolandırıcılar, hırsızlar, kalınlar gitsin, İyiler, vatanseverler, gerçek Müslümanlar, dürüst insanlar, İNCE’ler gelsin. İnanırsak yaparız. Çünkü çare bizleriz… Sağlık ve başarılar dilerim 23 Haziran 2018 Rifat Serdaroğlu